BAŞKENT’te 30 yıldır balıkçılık işiyle uğraşan Hüseyin Öztürk, mesleğe son 12 yıldır oğlu Erkan’la birlikte 100. Yıl semtinde devam ediyor.
Daha önceleri Sokullu Mehmet Paşa’da bir balıkçı dükkanı işlettiğinini söyleyen Erkan Öztürk, "Dikmen’deki dükkanımızı kapatıp burada dükkan açtık. Nesillerdir devam eden balıkçılık mesleğini burada baba oğul sürdürüyoruz" dedi.
Aileboyu balıkçıyız
İskenderun’dan Hopa’ya balıkçılıkta güven sloganıyla işlettikleri Ayabakan Balıkçısı’nda yıllardır çalıştığını ifade eden Erkan Öztürk, neredeyse tüm ailesinin balıkçılıkla uğraştığını ifade ederek şunları söyledi:
"Ailenin yüzde 90’ı balıkçılıkla meşgul. Askerden geldikten sonra bu işe başladım. Ailemin ve çevremin neredeyse tümünün balıkçılık yapmasından dolayı ben de bu işi tercih ettim. Dükkan açıldığından beri yaklaşık 12 yıldır burada çalışıyorum. Mahalle balıkçılarında olmayan bir çok çeşit deniz mahsulüne burada satıyoruz. Kalkan,lüfer, kalamar, dulger gibi bir çok çeşit ürüne tezgahlarımızda yer veriyoruz."
Canlı balık kıpırdamaz mı?
Müşterilerle bir çok ilginç diyalog yaşadıklarını ifade eden Öztürk, bir anısını şöyle anlattı:
"Bir gün canlı balık canlı balık diye müşteri çekmek için bağırırken yaşlı bir amcamız yanımıza geldi, ’balık taze mi?’ diye sordu. ’Canlı balık amcacığım’ diye karşılık verdik. ’E hani hiç kıpırdamıyor bu nasıl canlı balık?’ dedi. ’Amca balık daha yeni öldü’ dedik. Canlı balık deyince herhalde gerçekten canlı olduğunu sandı. Sonra da sanki yalancı çıkmış gibi, bozulup gitti. Bu anımızı unutamıyoruz.
Artık tek tek satıyoruz
Yaşanan ekonomik krizin etkilerini belirgin bir şekilde kendilerine yansıdığını söyleyen Öztürk, "Eskiden kilo kilo balık alan vatandaşlar şimdi sayıyla alıyor. Müşteri, alacağı balığı, evin nüfusuna göre sayıp öyle alıyor. Bazı müşterilerimiz haftada bir kez 2 kilo balık alırdı, şimdi gelip 5-6 tane balığı sayarak alıyor" dedi.
Okuyamadığı için başka meslek yapma şansının olmadığını ifade eden Öztürk, "Başka bir iş yapmayı düşündüm ama bazı imkanlardan dolayı okuyamadım. Memur olmak isterdim bu işi yapmasam. Masa başında oturabileceğim, buzdan, soğuktan uzak bir işim olsun isterdim" dedi.
Geniş müşteri yelpazesi
100. Yıl semtinde yaşayan milletvekillerinden, Ankara’da top koşturan birçok futbolcuya kadar çok geniş bir müşteri yelpazesinin olduğunu söyleyen Öztürk, bunların dışında mahalle sakinlerine ve özel müşterilere satış yaptıklarını söyledi.
Cebine tarak koyan herkes kuaför oluyor
Violette Kuaför
Hakan Öcalan-İzzet Özkan - Y.Oran
TAM 14 yıldır kadın kuaförlüğü ve yaklaşık 3 aydır da Violette Kuaför’ün işletmeciliğini yapan Hakan Öcalan, 13 yaşından beri kuaförlük mesleğiyle iç içe olduğunu söyleyerek, "Sanat okulunda kuaförlük eğitimi aldım. Meslek olarak önümüzdeki seçeneklere göre en cazibi kuaförlük olarak geldi. Daha önce de market ve büfe işlettik su satışı yaptım" dedi.
Modayı takip ediyoruz
Bayan kuaförlüğünün bir sanat olduğunu dile getiren Öcalan, İzzet Özkan ile birlikte işletmeciliğini yaptığı Violette Kuaför’ün modayı tam anlamıyla takip ettiğini söyledi.
Bölgenin en büyük bayan kuaförünün kendi dükkanları olduğunu dile getiren Öcalan, "Müşterilerin göz zevkine hitap eden geniş bir salonumuz var. Farklı saç tarama stilleri, yeni çıkan modeller ve kendi uyguladığımız özel kesimler var. Bu çevredeki en büyük bayan kuaförüyüz" diye konuştu.
Mesleğin önemli sorunu
Bir kuaför dükkanı açmanın çok kolay olmasının, mesleki açıdan en büyük sorun olduğunu söyleyen Öcalan, "Her yere kuaför açılması en büyük sorunumuz. Dükkan açmak çok kolay bir hale geldi. Arka cebine tarak koyan kuaför dükkanı açıyor. Bulunduğumuz çevre olarak Dikmen’de yaklaşık 450 tane kuaför var. Sanat okulunda okurken ustalarımız okuldan bize icazet verirlerdi de derslerden öyle geçebilirdik. Şimdi okula bile gitmeyen insanlar var. Tabiri caizse önüne gelen kuaför açıyor" diye konuştu.
Müşteri daha az geliyor
Ekonomik krizin yarattığı bir durgunluk olduğunu belirten Öcalan, "Kriz az da olsa etkiledi bizleri de. Ayda 5 kez gelen müşteri artık 2 kez gelmeye başladı. Millet süsünden, zevkinden taviz veriyor artık. Bu da aylık ciroyu etkiliyor doğal olarak, ciromuz belli bir oranda düştü. Dip boyası için ayda 1 kez gelen müşteriler şimid 2 yada bir kez bile gelmiyor. Kadınlar artık bakımlarından taviz veriyor" dedi.
Kadın şoförlerin ilginç anları
Birçok ilginç olaya şahit olduğunu söyleyen Öcalan, bir anısını şöyle anlattı:
"Dışarıya arabasını park eden bir müşterimizin saçını yaparken başka bir müşterimiz aynı yerden arabasıyla çıkmak istedi. Gidip ben çektim arabayı. Aradan kısa bir süre geçti, müşteri sinirle; arabama ne yaptınız? Yerinden kımıldamıyor diyerek içeriye girdi. Ben de endişelendim birşey mi yaptım arabaya diye koşup gittim. Kadın, el frenini indirmemiş ve doğal olarak araba gitmiyor. El frenini indirdim kadın da sonra mahçup olarak gitti. Bu anımı hiç unutmuyorum."
Birçok ünlü müşteri
Violette Kuaförün ünlü müşterileri arasında İkbal Gürpınar, bakanların eşleri ve TRT’nin spikerleri olduğunu söyleyen Öcalan, bunların dışında müşteri kitlesini, çevredeki hanımların ve dışardan hizmeti beğenip tekrar gelen müşterilerin oluşturduğunu belirtti.