Paylaş
Büyükelçi Kaya Türkmen konuşuyor.
Yanında bu yıl Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Prof. Aziz Sancar var...
ÖNCE CUMHURBAŞKANI’NIN ÖZEL HEDİYESİ GELİYOR
Aziz Sancar’ın aldığı ödülün bütün Türkiye için nasıl büyük bir gurur ve moral kaynağı olduğunu söylüyor.
Bu arada bir hatırasını da aktarıyor.
Cumhurbaşkanı’nın Japonya ziyareti sırasında bir Türk-Japon üniversitesinin kurulması kararı alınmış.
Japonlardan biri, “İnşallah, bu üniversiteden Nobel’li bilim insanları çıkacak” demiş.
Ertesi gün görüşmeler sırasında, Sancar’ın Nobel ödülünü kazandığı haberi gelmiş.
Büyükelçi konuşmasını bitirdikten sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği hediyeyi takdim ediyor.
HOCAM SİZİNLE ÖZEL BİR ŞEY KONUŞMAK İSTİYORUM
Biraz sonra açık büfe yemeğe geçildiğinde Büyükelçi Türkmen, Prof. Sancar’ın kulağına eğiliyor ve “Lütfen üst kattaki odaya geçebilir miyiz, sizinle konuşmak istediğim bir konu var” diyor.
Yanlarına Türkiye’den törene gelmiş üç bilim kuruluşunun başkanlarını da alıp üst kata çıkıyorlar.
Büyükelçi odada Sancar’a, “Sayın Cumhurbaşkanımızın size özel bir mesajı var. Mümkünse sizi Türkiye’ye davet ediyor.”
Sancar, mayıs ayında bir toplantı için Türkiye’ye geleceğini ve o sırada kendisiyle görüşmekten memnun olacağını söylüyor.
Ancak Büyükelçi, “Buradan direkt Ankara’ya geçemez misiniz” deyince, Sancar “Olabilir” diyor.
SALI GÜNÜ SANCAR’I ANKARA’DA KABUL EDİYOR
Hemen oradan Ankara aranıyor ve gerekli randevu sağlanıyor.
Prof. Sancar, pazartesi günü Türkiye’ye geliyor.
Salı günü de Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Nobel’li bilim insanımıza yaptığı bu davet, tabii ki o andan itibaren Büyükelçilik yemeğinin en büyük konusunu oluşturuyor.
Ankara’nın mesajı bu.
PROFESÖR SANCAR’IN ANKARA’YA MESAJI
Ama bir de Prof. Sancar’ın Ankara’ya mesajı var.
Onu da Büyükelçilik salonunda yaptığı kısa konuşmada söylüyor.
Büyükelçi’ye, “Lütfen Ankara’daki yetkililere şu ricamı iletin. Özellikle kız çocuklarının eğitimine çok önem verin. Ben bunun ne kadar önemli olduğunu Amerika’da öğrendim.”
Merak ediyorum ileride tarih bu olayları nasıl yazacak
- Yaptığımız müdahale yüzünden ileride, Cezayir gibi Suriye halkından da özür mü dileyeceğiz, yoksa bize teşekkür mü edecek.
- Rus uçağını düşürmemiz, Birinci Dünya Savaşı’na girmemize neden olan Sivastopol’ün bombalanması gibi tarihi bir hata olarak lanetlenecek mi, yoksa Ortadoğu’nun tarihini barışa doğru değiştiren bir hamle olarak mı hatırlanacak.
- Can Dündar ve Erdem Gül, ileride casus olarak mı hatırlanacak, yoksa Namık Kemal, Nâzım Hikmet gibi özgürlük kahramanı olarak mı...
- Gezi olayları seçilmiş hükümeti devirmek üzere bir darbe girişimi olarak mı hatırlanacak, yoksa otoriter bir rejime karşı ilk direniş hareketi olarak mı...
Ben kendi tahminlerimi yazıp bir zarfa koydum ve torunlarıma bıraktım.
Büyük bir ihtimalle hepsinde de ben haklı çıkacağım.
Cengiz Çandar, Lawrence ve Enver Paşa okumanın tam zamanıdır
- Ortadoğu ne zaman alevlense, Cengiz Çandar’ı daha dikkatle okumaya başlıyorum. Her yazısında “Hakikaten yahu” diyorum, gözlerim faltaşı gibi açılıyor.
- İngiliz casusu Lawrence’in “Bilgeliğin 7 Sütunu” kitabını başucuma koydum. Her sayfasında “İnşallah bu defa da aynı hataları yapmayız” diye temenni ediyorum.
- Murat Bardakçı’nın “Enver Paşa” kitabını okumaya başladım.
Her sayfasında “Allah inşallah bu defa bizi aynı sersemlikten korur” diye dua ediyorum.
Başkanlık tartışmasının en sağlam platformu Hürriyet
GÖRÜŞLERİNE çok değer verdiğim Hakkı Devrim aradı...
“En iyi seni tanıdığım için sana söylüyorum. Hürriyet çok iyi gazete. İyi ki var” dedi...
Aynen katılıyorum.
Şöyle bir baktım.
- BEŞ GAZETECİ: Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın uçaklarına ve Saray’a davet edilen 5 gazetecisi var.
Verda Özer, Fatih Çekirge, Akif Beki, İsmet Berkan, Vahap Munyar...
Uçağın ve iktidar kanadının haberlerini çok güzel aktarıyorlar.
- GENİŞ PLATFORM: Ahmet Hakan, Fatih Çekirge, İsmet Berkan, Akif Beki başkanlık sisteminin olumlu yanlarını çok güzel yazıyorlar.
Taha Akyol, ben, Mehmet Yılmaz, Kanat Atkaya parlamenter sistemden yana yazıyoruz.
Kısaca Hürriyet gerçek merkezin, siyasi yelpaze bakımından en geniş gazetesi. Bu dönemde en büyük referans olmaya devam edeceğine eminim.
Neşeli bir yılbaşı için Top 5 listesi
SPOTIFY’da yeni bir liste yaptım.
Yeni şarkılardan o günün Top 20’sini koyuyorum.
Neşeli bir yılbaşı için 5 şarkı:
- Dresses: Please don’t go
- Coldplay: Adventures of a lifetime
- Wisin: Nota de amor
- The Wamps: Wake up
- Enrique Iglesias: Bailando (yeni İspanyolca versiyonu)
Yani şimdi söz mü, artık bir tek trol mesaj atmayacak mısın
CUMHURBAŞKANLIĞI Danışmanı Mustafa Varank, kendisinin trolleri yöneten ekibin başında bulunduğunu, propaganda ve algı yönetimi yaptığını ima ettiğim için bana dava açmış. Sevindim. Demek ki trol denen yaratıkların ne kadar kötü insanlar olduğunu, bunların her birinin sivil andıç hücresi gibi insanlara kötülük yaptığını o da kabul ediyor.
Demek ki artık Twitter hesabından insanlara hakaret eden, aşağılayan, karalayan mesajlar atmayacak. Demek ki 6 bin ücretli trol kapıya konacak.
Işık kantonu
ÖNCEKİ akşam Nişantaşı’ndan geçerken hüzünlendim.
Her yıl cıvıl cıvıl yılbaşı ışıklarına alıştığımız Atiye Sokak, Abdi İpekçi ve civar bölgeler kapkaranlıktı.
İnsanın içi burkuluyor. Yani yüzde 49.5 bu ışık kantonunu da mı etkiledi.
Farkında mısınız
BİR zamanlar alıştığımız her salı ateşli TBMM grup toplantıları etkisini kaybetti. Onun yerini muhtarlara sesleniş aldı.
Paylaş