Paylaş
15 Temmuz 2016 gecesi 250’den fazla insanın canına mal olan, ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın ve ailesinin canına kasteden menfur darbenin ilk temeli 2005 yılında Van’da atılmış.
Bunun ilk uygulamacısı ise Ferhat Sarıkaya isimli savcıymış...
Gençler, size adalet sistemimizin, devlet yapımızın temeline atılan ilk dinamitin hikâyesini anlatıyorum.
İyi okuyun ve bunu aklınızın bir kenarına yazın.
*
- İlk olay 2005 yılının nisan ayında Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelen imzasız bir ihbar mektubu ile başladı.
Bu mektupta Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın ve üniversitenin genel sekreteri Enver Arpalı’nın tarihi eserleri çaldığı iftirası atıldı.
Bu olayı soruşturmak üzere görevlendirilen savcının adı Ferhat Sarıkaya’ydı.
İmzasız ihbar mektubundaki bütün iftiraları iddianame haline getirdi.
Buna dayanamayan Enver Arpalı cezaevinde intihar etti.
Terör örgütünün ilk hedefi ülkenin namuslu bir rektörü ve çalışma arkadaşlarıydı.
*
- Aynı yıl bu malum savcıya ikinci hukuki darbe girişimi siparişi verildi.
9 Kasım 2005 günü Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde bir kitabevine yapılan bombalı saldırı olayı yaşandı. Bu olayı soruşturmak üzere özel yetkili savcı olarak yine Ferhat Sarıkaya görevlendirildi.
Yaptığı ilk iş, o günlerde Genelkurmay Başkanlığı’na getirilmesi kesinleşen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı bu bombalamada suç ortağı ilan etmek oldu.
İkinci hedef FETÖ’cüleri kapısından sokmayan Türk Silahlı Kuvvetleri’ydi.
Bu adam o günlerde savcılıktan uzaklaştırıldı. Ama daha sonra bazı güçler devreye girerek onu yeniden göreve getirtti.
Gerçek kimliği 15 Temmuz gecesi deşifre oldu. O gün itirafçı olarak paçayı sıyırdı. Ama önceki gün kamuoyuna da yansıyan olaydan sonra yeniden gözaltına alındı.
*
Tarihimizin ilk hukuk darbesi olan bu iki iddianame de Ankara’da terör örgütünün başındaki elemanlarca hazırlanıp savcıya uygulattırılmıştı.
O iddianame ile, daha sonraları FETÖ’nün Türk ordusunu ve aydınlarını darmadağın etmek için kullanacağı üç iğrenç yöntemin ilk uygulamaları başlatılmıştı.
İmzasız ihbar mektubu, gizli tanık ve bazı köşe yazarlarının o rektör hakkında yazdığı yazılar iddianamenin temelini oluşturmuştu.
Önceki gün itibariyle FETÖ terör örgütünün devleti ele geçirme darbesinin ilk adımı açığa çıkarılmıştır.
BAKIN O GÜNLERDE EŞİM TANSU BANA NE DEMİŞTİ
- 22 Nisan 2006 günü şunu yazmışım:
“Dün sabah kahvaltı masasındayken Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin aradı.
Ana konumuz Van Cumhuriyet Savcısı’nın görevinden alınma kararıydı.
‘Gazetelerin büyük çoğunluğu, Sarıkaya’nın görevden alınmasına karşı bir tutum içinde’ dedi.
Biz bunları konuşurken eşim Tansu da kulak misafiri oldu.
Telefonu kapattıktan sonra bana çok basit bir soru sordu:
Hepiniz görevden alınmasına karşısınız. Peki böyle bir insan görevden alınmayıp da savcılık yapmaya devam mı edecekti?”
BEN NELER YAZMIŞIM
- 9 Mart 2006 günü şunu yazmışım:
“İddianameye bakınca, bu tür ideolojik değerlendirmelerin hukuka ne kadar zarar verdiğini açıkça görüyorum. Türkiye bu savcının yol açtığı tartışmanın bedelini çok ağır ödeyecektir.”
O GÜNLERDE DENİZ BAYKAL NE DEMİŞ, SONUCU NE OLMUŞ
AYNI günlerde Deniz Baykal aynen şunu söylemişti: “Bu, savcıyı aşan bir iştir...”
Bu cümlenin ne kadar doğru olduğu milletçe 15 Temmuz 2016 gecesi yaşadığımız darbe ile kanıtlandı.
Ama Deniz Baykal o sözlerinin bedelini, aynı ekibin özel hayatına kurduğu kumpasla ödedi.
HERKES O GÜNLERDE YAZDIĞI YAZILARI SÖYLEDİĞİ SÖZLERİ ÇIKARIP ÖNÜNE KOYSUN
BUNLARI yazdığım için o günlerde Star gazetesinin bugün yurtdışında yaşayan bir yazarı tarafından “Ergenekoncu, derin devletçi” ilan edilmiştim.
Daha sonraları Taraf gazetesinde hakkımda çok ağır yazılar yazılmıştı.
Ben kendi yazdıklarımı koydum...
Başka gazetelerdeki arkadaşlarımın da, siyasetçilerin de o günlerde söylediklerini önlerine koymalarında ve ona göre bir değerlendirme yapmalarında büyük yarar var.
Çünkü şu soruya hep birlikte cevap verebilmeliyiz.
Biz milletçe 11 yıl boyunca nasıl uyuduk...
Veya nasıl uyutulduk...
GENÇ BİR GİRİŞİMCİDEN BİR OSMANLI UYGULAMASI
GEÇENLERDE Deadline Hollywood adlı sitede okudum.
Netflix, Karga Seven adlı şirkete 6 bölümlük bir Osmanlı dizisi ısmarlamış.
Bütün dünyada Osmanlı’ya karşı ilgide büyük artış var.
Can Balcıoğlu adlı genç bir Türk startup’ı da YouTube’da çok ilginç bir Osmanlı uygulaması yapmış.
Hem de İngilizce.
Adı “Ottomans in World War” yani “Savaştaki Osmanlı”...
Atatürk’ü ve Birinci Dünya Savaşı’ndaki Osmanlı’yı o kadar güzel anlatıyor ki... İlgili herkese tavsiye ederim.
İREM DERİCİ’NİN UZAY LİBİDOSUNDAN SON LAF
NE zaman konuşsa bende bir iz bırakıyor...
Daha önce neler demişti hatırlayalım: “Libido benim için uzaydır...”
Sonra ne demişti?
“İstersem bir erkeği 10 günde kendime âşık ederim...”
Son olarak Pazar Postası’nda Dilara Doğan’a şunu söyledi:
“Aşure gibiyim, ne ararsan var içimde ama yediğinde dünyanın en lezzetli tatlısıyım...”
Tabii biz bilemeyiz...
Mecburen bir adamı âşık etmesi için 10 gün daha bekleyeceğiz.
Paylaş