Goralı robot 216’ya İzmirli 232 sevgili

Bileğim kırıldığı için katılamamıştım.

***

Sağ olsun Cem Yılmaz, Ozan Güven ve filmin ortak yapımcısı Muzaffer Yıldırım benim için önceki gün Soho House’da özel bir gösterim düzenlediler.

Hayatımın en keyifli sinema anlarımdan birini yaşadım.

Bu duygunun aynısını 1964 yılında, İzmir’de Amerikan askerlerine ait bir sinema salonunda Beatles’ın “A Hard Day’s Night” filmini seyrettiğimde yaşamıştım.

Filmin biletleri babamın matbaasında basıldığı için, Amerikalılar bana da bir bilet vermişti.

Madem filmi izlemeye bir İzmir hatırası ile başladım, yine bir İzmir ayrıntısı ile bitireyim.

Son sahnede Robot 216’nın en büyük hayali gerçekleşiyor...

1970’lerdeki Türk filmlerinde olduğu gibi sevgilisiyle birlikte Şile sahilinde muhtemelen ağır çekimle koşmak istiyor... Ve ona bir robot sevgili yapılıyor...

Tıpkı, 1969’lu yıllardaki Pembe Şeker’e benzeyen bir kız robot bu...

Modeli 232...

Evvvettt.... Hemen anladınız... İzmir’in telefon kodu...

Eh yakışır benim insancıl, barışçıl kafalı 216’ıma...

CEM YILMAZ: MADEM ÖYLE BAS YEDİ BUÇUĞU
Film gösterimi, üç sinemacının ilginç bir konuşması ile başladı.

Cem Yılmaz, “Yedi buçuk, hatta yedi verelim” dedi.

Ben anlamaz bir ifade ile bakınca, açıklama getirdi:

“Ses düzeyi abi, Türkiye’de genellikle 8 falan veriyorlar. Ama salonda sadece 4 kişi olduğumuz için, daha az volüm verelim diyorum.”

Ozan “Bizde ve Amerika’da volüm yüksek. Almanya’da salonlarda 5.5 volümle dinliyorlar” diyor.

“Ben müziği yüksek volümle dinlerim, filmlerde de efektleri yüksek volümle dinleyince daha keyif alıyorum” deyince “Bas öyleyse yedi buçuğu” diyor...

Ve film başlıyor...

CEM, ATA, GÜLSE, YILMAZ NE YAPSA BEĞENİYORUM
“ARİF V 216”yı seyretmeden sevmiştim zaten... Çünkü Cem Yılmaz’ı çok seviyorum...

Belki tuhafınıza gidecek ama o ne yaparsa seviyorum...

Ata Demirer de öyle... Gülse Birsel ve Yılmaz Erdoğan da öyle...

SNOP BİR SİNEMACI ARKADAŞIN SÖZLERİ
Benim çok snop, ama gerçekten burnundan kıl aldırmayan, sinemayı da bilgi olarak çok iyi bilen bir arkadaşım... “Arif v 216” ile ilgili bana şunu söyledi: “Çok beğendim. Ama en önemlisi seyirciye çok saygılı bir film yapmış...”

Gerçekten de her şeyin çok iyi olması için her ayrıntı üzerinde çok çalışılmış, para esirgenmemiş. Harika bir iş çıkmış ortaya...

Ama daha önemlisi şu: Her şeyin daha kötüye gittiği bir dünyada...

Bizi olağanüstü iyi ve eğlendirici bir huzur gettosuna götürüyor.

Film hâlâ 140 salonda gösteriliyor.

Yani kaçıranlar için hâlâ fırsat var.

GÖZLEM
CEM KİLO VEREBİLİR Mİ OZAN ETKİLEYİCİ Mİ

Cem Yılmaz epey kilo vermiş ve çok iyi olmuş.

Yüzü ve bedeni incelmiş.  Rejime ve spora sıkı biçimde devam ediyormuş.

Son zamanlarda çevremde Ozan Güven’i çok yakışıklı ve etkileyici bulan çok kadına rastlıyorum. Bir erkek için bu değerlendirmeyi yapmak kolay değil.

Ama Ozan gerçekten duruşu olan bir erkek... Filmdeki oyunu ise gerçekten çok iyi... Bir robotun insancıl tarafını çok güzel oynuyor.

KOSTÜM
ZEKİ MÜREN’İN BİR TEK DERİ ELBİSESİNİ BİLMİYORUM

ZEKİ Müren’i çok severim...

Ve saygı duyarım...

Filmi seyrettikten sonra daha çok sevdim.

Bütün elbiseleri tanıyorum. Bir tek göründüğü son sahnedeki deriye benzer elbisesini bilmiyordum.

Cem “Bir kartpostaldan gördüm” dedi...

Filmde bir de Zafer Algöz’ün oyununu çok sevdim.

Giydiği kostümler ise yıkılıyordu.

KARAKTER
DOĞAN HIZLAN’A GÖRE FİLMDEKİ ZEKİ MÜREN

ÇAĞLAR Çorumlu’nun, Zeki Müren’i çok iyi oynadığını herkes yazdı.

Ama en çarpıcı değerlendirmeyi dün Doğan Hızlan’dan dinledim:

“Zeki Müren’in çok konserine gittim. Davetlerde çok karşılaştık. Çok gözlemledim. Tanıdığım Zeki Müren ancak bu kadar güzel oynanabilir...”

Ekleyeceğim tek şey şu:

Sadece o güzel oynamıyor. Cem de senaryosunda o kadar sempatik ve harika bir Zeki Müren portresi çizmiş ki...

CEM’E GÖRE GÜLSE BİRSEL’İN FİLMİ
FİLMİN 5 milyon izleyiciyi geçmesi tabii ki hepsini çok sevindirmiş.

Cem Yılmaz: “En sevindiğim taraf şu. İnsanlar kaliteyi de izlemeye gidiyor. Gülse’nin filminin de bu sayılara gelmesi bana umut veriyor. Seyirci bu tavrı ile kaliteyi de yukarı çekiyor.”

MÜZİK
EN ZOR TARKAN’I SÖYLEMEKTİ

FİLMİN şarkılarını da çok sevdim. Cem Yılmaz söylediği şarkıları çok güzel yorumluyor.

Seyretmeden önce albümünü dinlemiştim.

Cem Yılmaz “En büyük zorluğu Tarkan’ın şarkılarını söylemekte çektim. Çünkü çok kendine özgü bir gırtlak üslubu var” dedi...

Benim film müziklerindeki Top 5’im şu:

- BİR: Mustafa Sandal’dan “Aya Benzer”, (Cem Yılmaz)

- İKİ: Tarkan’dan “Kuzu Kuzu”, (Cem Yılmaz)

- ÜÇ: “Bizim Mahalle”.

- DÖRT: “Sen Bir Yana Bu Dünya Bir Yana” (Seda Bakan)

- BEŞ: “Bandıra Bandıra”, Cem Yılmaz, Şebnem Keskin

DEKOR
YEŞİLKÖY HAVALİMANI NASIL YAPILMIŞ

FİLMDEKİ ayrıntılar beni çok etkiledi.

- HAVAALANI: Özellikle 1969’daki Yeşilköy Havalimanı görüntüsü çok iyiydi. İstanbul Hipodromu’nun üstünü boyayarak yapmışlar.

- VİLLA: Havuzlu sahne Büyükada’da Kemal Derviş’in annesinin evinde çekilmiş.

- MAHALLE: Bazı sahneler Sirkeci tarafında çekilmiş. Ancak grafik animasyon kullanılmış.

- İÇ MEKÂN: Kay Kay diskotek sahnesini çok beğendim. Birçok sahnede o yıllarda bulunan gerçek mekânlar anlatılmış. Ancak Kay Kay disko hayali bir yer.

YEMEK SEPETİ SAHNESİNDE KOPTUM
FİLMİN girişinde CIA, KGB, MİT ajanlarının arasındaki bir kişiye “Sen kimsin” diye sorulunca “Ben Yemek Sepeti” diye cevap verdiği sahnede koptum.