Paylaş
Dün nereye gittiysen, orada ne kadar kaldıysan, oraya başka kim geldiyse...
Yani gizli saklı bir şey yaptıysan tam 14 bin kere yakalandın.
Facebook, Twitter, Instagram başından ayrılmayan dijital çocuk...
Sen belki bu rakamı anlamazsın, senin anlayacağın dilde de yazayım...
Dün seni de tam 14 K gagaladılar...
Yanlış anlama “like”ladılar demiyorum...
Resmen gagalandın...
Şöyle diyeyim...
İstanbul’da şehirde gezerken günde ortalama 60-70 güvenlik kamerasına yakalanıyorsun ya... İşte o hiçbir şey değil...
O yüzden diyorum ki tembellik edip bundan sonraki yazıyı okumazlık etme...
GERÇEK 2 - SAĞLIK GÖREVLİSİ BİR KADIN FARK ETTİ
HER şey, Elize Lee adlı sağlık görevlisi bir kadının, akıllı telefonunun çalıştığı hastanenin ana ekranı tarafından izlendiğini öğrenmesiyle ortaya çıktı.
Çalıştığı kurum, onu adım adım takip ediyordu.
New York Times gazetesi dün belki de tarihinin en büyük itirafını yaptı.
New York’lu kadını 24 saat izleyip saniye saniye neler yaptığını gördü...
Ama bunu kadının iznini alarak yaptı.
Ve bunu yaparken, hepimiz için dehşet verici bir gerçeği ortaya çıkardı.
Şimdi size bunun hikâyesini anlatacağım.
Ama biraz geriye döneceğim...
Bundan bir süre önce gazetelerin ekonomi sayfalarında çok da büyük olmayan bir haber yayınlandı.
Dünyanın en büyük bilgi işlem şirketlerinden IBM “Weather Channel” adlı bir uygulamayı (Apps) satın aldı.
O günlerde kimse IBM gibi bir devin, niye onlarca benzeri olan bir uygulamaya bu parayı verdiğini anlamadı.
Ancak dün anlaşıldı ki dünya devi sıradan bir hava raporu uygulamasını değil, o uygulama sayesinde milyonlarca insanı izleme imkânını satın almış.
Hemen ertesinde bir başka şey daha ortaya çıktı.
Bir sosyal paylaşım uygulaması sandığımız Foursquare meğer bir süredir bambaşka bir şey haline gelmiş.
Bu büyük kuruluşlar devasa bir “lokasyon sanayi” yaratmışlar.
Yani akıllı telefon sahibi milyarlarca insanın her gün nerelere gittiğini, nerelerde ne kadar kaldığını tespit ediyorlarmış.
Böylece herkesin tüketim alışkanlıklarını belirliyorlar ve bu bilgileri dev şirketlere satıyorlarmış.
“Bunu zaten biliyorduk” diyeceksiniz... Evet biliyordunuz. Ama bilmediğiniz çok önemli bir şey var.
GERÇEK 3 - NEREDEYSEN 6 SANİYEDE BİR SENİ GAMMAZLIYOR
ŞİMDİ size çok basit bir dille ne olduğunu anlatayım.
Mesela sıradan bir hava raporu veya spor uygulamasını cep telefonunuza indiriyorsunuz.
Orada bir yazı çıkıyor
“Hava raporu şirketi konumunuza ulaşmak istiyor...”
Son derece masum bir talep. Evet diyorsun ve o andan itibaren büyük gözaltı başlıyor.
Bu izni alan uygulama şirketleri, cep telefonlarının nerede olduğunu bir harita üzerinden görüyorlar.
Cep telefonunuz günde 14 bin kere, yani 6 saniyede bir nerede bulunduğunuzu bildiriyor, onlar da ekranda görüyor.
Ama gördükleri şey ekrandaki bir noktadan ibaret. Bir de o noktaya ait bir “ID” kimliğini görüyorlar.
New York Times gazetesi bunun peşinden giderek şunu ortaya çıkardı.
Bu ID numaralarının hangi gerçek insana ait olduğunu bulmak mümkün.
Tabii o uygulamaların sahipleri de şunu söylüyor:
“Kardeşim istemezsen bu uygulamaların sana ulaşmasını engelleyebilirsin.”
Hayır o iş kadar kolay değil. Bazen çok belirsiz cümlelerle yakalanıyorsunuz.
AYDA İKİ BUÇUK KURUŞA SENİ RESMEN SATIYORLAR
Aralarında hepimizin yakından tanıdığı finans şirketlerinin de bulunduğu 75 kuruluş 200 milyon kişinin günlük hayatını izliyormuş.
Bu şirketler lokasyon paylaşım şirketlerine kullanıcı başına ayda yarım Amerikan cent’i ile (iki buçuk kuruş) 2 cent (10 kuruş) ödüyormuş.
Bu sektörün büyüklüğü 21 milyar doları bulmuş.
SONUÇ - GİZLİ İŞLER ÇEVİRDİĞİNİ SANIYORDUN DEĞİL Mİ
Diyeceğim şu...
Öyle orada burada birileri ile gizli gizli buluştuğunu sanıyorsun ya...
Birileri seni görüyor arkadaş... Ona göre...
Dedim ya, hangi otele, hangi eve hangi kapıdan girdiğini, içeride ne kadar kaldığını, öteki ne zaman geldi, ne zaman çıktı, aynı yerde birlikte ne kadar kaldınız...
Hiiç öyle sır değil... Ona göre yani...
Biliyorum bazılarınız diyecek ki...
“Arkadaş benim öyle saklı gizli işim olmaz, olan düşünsün...”
Hiç öyle deme...
Bu işin siyaseti var, iş ilişkileri var...
Var yani, herkesin gizli saklı bir işi var...
GÖRME ENGELLİ AVUKATIN BİR SABAH YOLCULUĞU
MUSTAFA Keskin görme engelli bir avukat. Türkiye’de rehber köpekle dışarı çıkan çok az sayıda görme engelliden biri. Geçen çarşamba günü işyerine gitmek için üç taksi çevirdi. Ama rehber köpeği nedeniyle üçü de onu almayı reddetti.
Bunun üzerine metrobüse kadar yürüdü.
Ancak bu defa güvenlik görevlisi köpeği metrobüse almayı reddetti.
Kore’deki rehber köpek okulunu yazdığım için o da benden yardım istedi.
Taksici arkadaşlar... Toplu taşıma yetkilileri...
Bu araçları kullanan yolcular... Lütfen rehber köpekten çekinmeyin.
Rehber köpeklerin aldığı eğitimin en önemli bölümü “saldırgan davranmama eğitimi”...
Yani onlara başka bir köpek saldırsa da onlar buna tepki vermemeyi öğreniyor. Onlar için birinci öncelik, rehberlik yaptıkları görme engelli insanların güvenliği...
Yani onların size saldırma ihtimali, aynı otobüsteki bir insanın saldırma ve taciz ihtimalinden çok daha düşük.
ŞU AN YERYÜZÜNDE KAÇ TAVUK YAŞIYOR
TAM sayısıyla vereyim...
Bu yazıyı okuduğunuz şu an dünyada 23 milyon canlı tavuk var.
Bu rakam geçen hafta
“Royal Society Open Science”
(Kraliyet Açık Bilim Derneği) tarafından açıklandı.
Bilimsel bir derneğin tavuk sayısı ile işi ne diye sorabilirsiniz.
Onun cevabını da vereyim.
Çünkü dernek dergisinin son sayısında “tavuk arkeolojisinin” doğumunu da ilan etti.
Yani yüzyıllar sonra arkeologlar tavuk fosillerinde, dinozor fosillerinden çok daha fazla bilgi bulacaklar.
Tavuk ilk olarak bundan 8 bin yıl önce evcilleştirilmiş.
Ancak 1950’li yıllardan sonra tavuk neslinde acayip bir mutasyon gerçekleşmiş.
Bunun nedeni de sanayi tavuğunun doğuşuymuş.
Sanayi tavuğunun, serbest dolaşan tavuktan en büyük farkı, kesilecek büyüklüğe çok erken ulaşması. Serbest gezen tavuk 4 yılda bu noktaya gelirken, çiftlik tavuğu 6 ile 9 hafta içinde o noktaya geliyormuş.
İnsanoğlu her yıl yeryüzünde 65 milyar tavuk tüketiyormuş.
Bunun bir bölümünün kemikleri yine sanayi tarafından kullanılıyor, ama küçümsenmeyecek bir bölümü ise asırlar sonra arkeologların önüne çıkmak üzere kalıyormuş.
MEHMET YILMAZ NİYE AHTAPOT YEMİYOR
MEHMET Yılmaz yarı Bodrumludur...
İyi mezecidir...
Ege mutfağına düşkündür...
Ama ağzına ahtapot koymaz...
Neden diye sorunca da şu cevabı verir:
“Çünkü ahtapot zeki ve duygusal hayvandır.”
Önceki hafta New York Times’ta yayınlanan bir yazı onun bu görüşlerini doğruladı.
Ahtapotların üç beyni varmış.
Beyin nöronları, kollarından birinin üzerindeymiş.
Ve ahtapotlar, değişen durumlara uygun zeki davranışlar gösteriyormuş.
Mesela iki deniz kabuğu bulunca, onların arasına girip saklanabiliyormuş.
Ya duygusallıkları?
Mehmet’in bu soruya cevabı da çok pratik:
“Bu kadar çok kolu olup, sarılmayı bu kadar seven bir hayvan duygusal olmayacak da ne olacak?”
TÜRKİYE’NİN ‘AĞLAYAN’ KIZI 16 YIL SONRA NE DEDİ
GEÇEN gün bizim de konuşmacı olarak katıldığımız Marka Konferansı’nda Türkiye’nin “Sevinçten ağlayan kızı” olarak tanıdığımız işkadını Harika Güral ile karşılaştım.
Hatırlayın 2002 yılında Japonya ve Kore’de oynanan ve üçüncü olduğumuz Dünya kupasında milli takımımız büyük bir başarı kazanmıştı.
Oradan gelen fotoğraflar arasında sevinçten ağlayan bir kız vardı ki hepimizi çok duygulandırmıştı. Aradan 16 yıl geçti... O şimdi Güral Şirketler Gurubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. Türkiye’nin en güçlü 40 kadınından biri seçildi.
“Yine ağlıyor musun” diye sordum.
“Ağlıyorum ama kederden” dedi ve devam etti: “Çünkü o günden sonra beni sevinçten ağlatacak bir başarı elde edemedik.”
Türk futbolunun en çarpıcı özeti...
TÜRK BARDAĞININ HARİKA YÜKSELİŞİ
BİR bardak tutkunu olarak sizinle güzel haberleri paylaşmak istiyorum.
Paşabahçe Şişecam’ın global markası “Nude”, bardak tasarımı konusunda içecek ve yiyecek sektöründe büyük başarılara imza atıyor.
İşte bir Türk olarak göğsünüzü kabartacak haberler.
İngiliz Independent gazetesinin yaptığı “Dünyanın en iyi 7 viski bardağı” seçkisinde Nude’un Türk ve yabancı tasarımcıların çizdiği 3 bardağı yer aldı.
Dünyaca ünlü “50 Best Restaurants” (En İyi 50 Restoran) listesine giren 4 restoran Nude’un geliştirdiği “Stem Zero” bardakları kullanma kararı aldı.
Bunlar arasında Fransa’nın 2 Michelin yıldızlı restoranı Mirazur, İngiltere’den Lyle’s ve Diner by Heston Blumenthal ile Türkiye’den Mikla var.
Paylaş