Paylaş
11 Eylül’den 6 ay sonra Amerika’ya ilk gidişimde yaşadığım zorluklar hâlâ hafızamda. Birçok arkadaşımın sırf o zorluklar nedeniyle artık Amerika’ya gitmek bile istemediğini biliyorum.
Acaba Fransız polisi de aniden canavara dönüşmüş müdür?...
İlk sürprizi burada yaşıyorum.
Hayret edilecek derecede normal bir muamele görüyorum.
Pasaport polisi, bu defa ek olarak sadece mesleğimin ne olduğunu sordu, o kadar.
Böyle olaylarda Avrupa ile Amerika arasında her zaman fark var.
Amerikalıların paranoya düzeyine gelen güvenlik anlayışı buralara yansımıyor.
Oysa Paris’e indiğim saatlerde bütün Fransa ayaktaydı. Çeşitli şehirlerde 700 bine yakın insan yürüyordu.
Toulouse’ta 100 bin kişi, Lille’de 40 bin kişi, Nantes’da 40 bin kişi el ele sokaktaydı.
Bunlar Avrupa için çok büyük rakamlar.
Beni otele götüren Uzakdoğu kökenli şoför, “Hayat bugün normale döndü” dedi.
Saint Germain’de her zaman kaldığım otelin personeli bana bu olayı hatırlatacak tek kelime etmedi. Tansu’ya, “Pasaportunu yanına al. İki adımda bir kimlik kontrolüyle karşılaşabiliriz” dedim.
Ama Saint Germain her zamanki Saint Germain’di. Paris’in bu harika entelektüel semti, televizyon kanallarında yaşanan heyecanı yansıtmıyordu.
Restoranlar doluydu. Etrafta hemen hiç polis görmedim. Kilisenin karşısında Les Deux Magots kafesinde her zamanki gibi zor yer bulabildik.
Kısaca Amerikan 11 Eylül’ü, Paris’e tam uğramamıştı.
Biber gazsız TOMA’sız ama temiz bir yürüyüş
İNSAN ister istemez Gezi ile bir karşılaştırma yapıyor.
Böylesine büyük bir terör olayından sonra yapılan miting için Fransızlar “aşırı derecede güvenlik önlemi aldıklarını” söylüyorlar.
5.500 güvenlik elemanı görev yapacakmış.
Gezi’de 25 bin kişinin görevlendirildiği dikkate alınırsa, rakam çok küçük.
Fransa’da her 20 Müslüman’dan sadece biri cuma namazına gidiyor
-5 MİLYON- Fransa’da yaşayan Müslüman sayısı 5 milyon.
-1.5 MİLYON- Bunların 1.5 milyonu “Île-de-France” denilen Paris bölgesinde yaşıyor. Yani, Paris Avrupa’nın en büyük Müslüman şehri aynı zamanda.
-YİRMİDE BİR- Bazı araştırmalara göre Paris bölgesinde her 20 Müslüman’dan sadece biri düzenli olarak cuma namazına gidiyor.
-135 CİNAYET- Paris bölgesinde yılda ortalama 135 kişi cinayete kurban gidiyor. Bu, 100 bin kişide 1.1 cinayet anlamına geliyor ki, New York’takinin üçte biri.
-1000 CİHATÇI- Fransa’dan Cihat için başka ülkelere giden cihatçı sayısı 1000 kişi.
-3 KİŞİ- Charlie Hebdo saldırısına katılan kişi sayısı ise 3...
İşte 5 milyon kişi içinde bu bir avuç insan yüzünden Fransa’da yaşayan 5 milyon Müslüman’ın hayatı artık daha zor olacak.
Bir ülkenin milli marşı sanki yeniden doğuyor
AKŞAM saatlerinde Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, Porte de Vincennes’e giderek, olaylarda hayatını kaybeden Yahudi vatandaşlar için yapılan anmaya katılıyor.
O önde konuşuyor, arkadaki Yahudiler ise Fransa milli marşı Marseillaise’ı söylüyor.
35 yıl önce solcu bir çevrede yaşıyordum ve onların arasında Marseillaise’den çok International vardı.
Hatta Fransa milli marşının sözlerini çok savaşçı ve kanlı buldukları için eleştirirlerdi.
Ancak dün öğle saatlerinden itibaren görüyorum ki, şu sıra Fransa’nın tek millet sesi yine Marseillaise.
‘Liberte, egalite fraternite’nin dönüşü muhteşem olmuş
AMERİKAN 11 Eylül’ü buraya uğramamış. Her kapıya, her taksi ve otomobile Fransa bayrağı asılmamış.
Ama uğrayan bir şey vardı. “Tek millet haline gelme duygusu.”
Ancak bu duyguyu sokaktaki insandan çok, medyadan ve derneklerin, kuruluşların temsilcilerinden işitiyorsunuz. Yayılan hava da şu:
“Fransa’nın özgürlükçü ve demokratik değerlerine sahip çıkmak”, “teröre teslim olmadan dimdik durmak” ve mitinge de adını veren, Fransa’yı Fransa yapan “Cumhuriyetçi ruha” sahip çıkmak.
Bir de 1789 Fransız İhtilali’nin “Liberte, egalite, fraternite”(Özgürlük, eşitlik, kardeşlik) sloganı sanki yeniden doğmuş gibi.
Özellikle “kardeşlik” kavramı çok sık vurgulanıyor.
Charlie Hebdo katliamı Fransa’yı yeniden “tek millet” haline getirmiş.
13 yıl sonra ilk defa kendimi bir Parisli olarak hissettim
SIMON Kuper bir İngiliz...
13 yıldan beri Paris’te yaşıyor.
Dün şunu söylüyor: “13 yıldır ilk defa kendimi Parisli hissettim...”
Hayatının 6 yılını Paris’te geçirmiş biri olarak bu sözlerin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum.
Simon Kuper, yazılarını çok beğendiğim bir spor yazarı. Kitapları Türkçeye de çevrildi.
Dün Financial Times’taki yazısı, bana göre Charlie Hebdo cinayetleri konusunda yazılmış en güzel yazıydı.
Kuper, Charlie Hebdo dergisinin bulunduğu 11’inci bölgede yaşıyor.
“Endişeli çocuğumuzun kreşteki öğretmeni Fatma isimli başı örtülü bir Müslüman” diyor.
Olay, Paris’te yaşayan yabancıları da şehrin hemşerisi haline getirmiş.
Uyuyan hücreyi uyandıran mesaj
BURADA polisten gelen ilginç bir bilgiyi öğrendim. Said Kouachi Yemen’deki El Kaide saflarından döndükten sonra, kendi bağımsız “uyuyan hücresini” kuruyor.
Uyuyan hücreye emir ise 2013 yılında El Kaide’nin “Inspire” adlı üç ayda bir yayınlanan yayın organındaki şu iki slogan cümleyle geliyor:
-Birinci cümle Barack Obama’nın seçimlerde kullandığı bir slogan: “Yes you can.” (Evet başarabilirsin.)
-İkinci cümle ise şu: “Günde bir kurşun gavuru gönderir.”
Avrupa’da ‘Yolcu İsim Kaydı’ uygulaması gündemde
“Cumhuriyet mitingi” aynı zamanda Avrupalı liderlerin terör zirvesi haline dönüştü.
Burada aldığım hava şunu gösteriyor:
Charlie Hebdo katliamı hepimizin hayatını etkileyecek sonuçlar doğurabilir.
-Milli Cephe lideri Marin Le Pen, daha şimdiden Schengen ortak vize uygulamasını tartışmaya açtı.
-Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, üye ülkelerin “PNR” (Passenger Name Record), yani “Yolcu İsim Kaydı” uygulaması projesini hızlandırmalarını istedi.
Kısaca bir Türk için bundan böyle Avrupa’da vize ile seyahat etmek bile zorlaşabilir.
Dünyada 1.1 milyon kişi terörist olma ihtimali ile izleniyor
-TERÖRİST- Kimlik Veri Bankası’nın ( TIDE) elinde 1.1 milyon isim var.
-25 BİN- Bu isimlerin 25 bini Amerikalı.
-410 BİN- Bu Veri Bankası’na, 2010’da Detroit’e giden bir uçakta bomba bulunmasından sonra 410 bin yeni isim eklendi.
-50 BİN- Son dönemde 50 bin kişinin adı bu listeden çıkarıldı.
-860 BİN- Veri Bankası’nın elinde 144 bin kişiye ait 860 bin biyometrik kayıt var. Böylece Arapça isimleri nedeniyle farklı isim ve imza kullananlar da takip ediliyor.
-3200- Suriye’de dışarıdan gelip çatışmalara katılan yabancı sayısı 3200. Bunların 750’si Avrupalı.
Ne Şarliyim ne Şerif kaleme karşı Kaleş’le savaşılmaz
FRANSA’da yaşayan 5 milyon Müslüman ne durumda?...
Bunu en güzel anlatan sloganlardan biri şu:
“Ne Şarliyim ne Şerif.” (‘Charlie’ Fransızcada ‘Şarli’ olarak telaffuz edilir.)
Müslüman derneklerin neredeyse hepsi bu katliamı şiddetle kınıyor.
Geçen cuma günü Paris Camisi’nde cuma namazına katılan insan sayısı iki katına çıkmış. Cuma vaazını her zamanki gibi imam değil, “Fransa İslam Konseyi Başkanı” sıfatıyla caminin müftüsü Dalil Boubakeur yaptı ve Fransa’daki bütün Müslümanları dün yapılan ‘Cumhuriyet Yürüyüşü’ne katılmaya davet etti.
Çok sayıda Müslüman buna uyarak dünkü ‘Cumhuriyet Yürüyüşü’ne katıldı.
Ama şurası kesin ki, Fransa’daki Müslümanlar artık hayatlarının eskisinden zor olacağı inancında.
Paylaş