En acımasız 70 yaş sorusu

ALAIN Delon geçenlerde Paris sokaklarında gezerken 20-30 yaşlarında genç kız ve erkek hayranları etrafını sarmış.Hepsi ondan imza istiyorlarmış.

Ama küçük bir nüans.

Kendileri için değil. Káğıdı uzatan, ‘Sizin hayranınız olan babam için bir imza verir misiniz’ diyormuş.

Bir başkası ise ‘Size áşık olan annem için’ diyormuş.

Paris Match Dergisi’nin muhabiri bu soruyu Alain Delon’a soruyor./images/100/0x0/55eaf81cf018fbb8f8a26adc

O daha sözünü bitirmeden Delon ekliyor:

‘Veya, size delicesine áşık olan büyükannem için. Başıma bu da geldi...’

Bitmedi. Derginin muhabiri en öldürücü soruyu da soruyor:

‘Genç bir kadınla birlikte olduğunuz zaman, onu cinsel açıdan tatmin edememek gibi bir korku yaşar mısınız?’

İlahlar katına çıkmış erkek güzelinin cevabı:

‘Beni korkutan onu tatmin edememek değil. Asıl, onun gözündeki imajımın paramparça olmasından korkarım. Çünkü bu, beni ölümlüler katına indirir.’

* * *

Yaşlanan güzel erkekler böyle düşünüyor.

Ya yaşlanan kadınlar?

Alain Delon aynı mülakatta, yirmili yaşlarında hep kendinden çok büyük kadınlarla ilişkisi olduğunu itiraf ediyor. Bazılarının kim olduğunu bile açıklıyor.

Mesela kendinden 14 yaş büyük Michelle Auber’le üç yıl aşk yaşamış.

Henri Vidal’in eski karısıyla aşk yaşarken aralarında 10 yaş fark varmış.

Rekoru, bir albayın karısıyla yaşadığı aşkmış.

Delon 25’indeyken, kadın 50 yaşındaymış.

‘Ben 65 yaşımda iken o 90 yaşındaydı. Bir yerde karşılaştık. Ama ben onu tanımayınca çok gocundu’ diyor.

* * *

Paris Match,
yıllar sonra Alain Delon ile hayatındaki en uzun süreli aşkı Mireille Darc’ı bir araya getirmiş.

Delon ile Darc, 1968 olaylarının en sıcak günlerinde tanışmışlar.

Mireille Darc, önce onunla bir şey yaşamayı aklına bile getirmemiş.

‘Alain beni korkutuyordu. Çok tanınmıştı, çok güzeldi, çok yetenekliydi. İnsan şeklindeki bir tanrı ile restoranda karşı karşıya oturmayı hayal bile edemiyordum. Böyle bir şeyi kaldıramazdım.’

Ama hayat onları bir araya getirmiş.

Bir gün İtalya’da film çekimini bitirdikten sonra Porsche arabasıyla Saint Tropez’e uğrayıp oradan Alain Delon’u almış.

Birlikte Paris’e kadar yolculuk yapmışlar.

Mireille Darc yıllar sonra beyin ambolisi geçirdiğinde, ilk aradığı insan Delon olmuş.

Eski aşkı gelip onu almış ve altı ay çeşitli ülkelerde gezdirmiş.

Aradan geçen bunca yıldan sonra ikisi de, ‘Bizimki hayat boyu bir şey’ diyorlar.

* * *

Tolstoy,
ıssız bir Rus kasabasının tren istasyonunda ölürken son sözleri şu olmuştu:

‘Ya mujikler? Acaba onlar nasıl ölürler?’

O, Rus köylülerinin nasıl öldüklerini merak etmiş.

Bense zaman zaman kendime şunu sorarım.

‘Ya çok güzel erkekler, çok güzel kadınlar; acaba onlar nasıl yaşlanırlar?’

Sorarım; çünkü hayatlarının en güzel yıllarını çirkin veya vasat güzellikte birer insan olarak geçirenlerin tesellisi şudur:

‘Çok güzel insanların yaşlanmaları çok acıklı olur.’

* * *

Onu ilk defa İzmir’de Elhamra Sineması’nda ‘Üç Sevgili’ filminde seyretmiştim.

Erkek güzelliğinin ne olabileceğini belki de ilk defa o filmde fark etmiştim.

‘Kızgın Güneş’ filminde giydiği espadriller hemen hayatımıza girmişti.

Sonra hayatımızdan hiç çıkmadı.

Şimdi Paris Match Dergisi için çektirdiği fotoğrafa bakıyorum.

Neler yok ki...

Aynı gür saçlar, aynı hak edilmiş şımarıklık, aynı kenar mahalle delikanlılığı.

Aynı öfke, isyan, meydan okuma.

Sonra düşündüm.

Demek ki güzel yaşlanmak diye bir şey de varmış.

En azından hak eden bazı insanlar için...
Yazarın Tüm Yazıları