Demek ki, Kuran’ın ayetleri ile bu çağdaş aile fotoğrafı arasında bir çelişki yok.
Demek ki dünyada İslam’ın damgasını daha fazla vurduğu bazı ülkelerde bile, kadının başını örtmesini "dini bir zorunluluk" olarak görmeyen; ama dinine bağlı insanlar var.
Ve yine bana göre, İslam dünyasının bugüne kadar en radikal görünen ülkelerinde bile kadınlar artık kendilerini toplumdan dışlayan böyle sembollere karşı tepkilerini göstermeye başlıyor.
Örtünmenin bir zorunluluk değil, bir dini gösteri olduğunu kabul eden insanların sayısı artıyor.
Tıpkı, kurban kesmenin farz olmadığının artık daha rahatça söylenmesi gibi...
Önümüzdeki yıllarda blucinli bayram tebriklerinin, yılbaşı kutlamalarının artacağına inanıyorum.
* * *
Eşim, Ürdün Kralı’ndan gelen bu tebrik kartını evimizdeki şöminenin üzerine koydu.
Ürdün Kralı’ndan geldiği için değil, tebrik kartı olduğu için.
O kartın yanında dört tane daha tebrik kartı var.
Hepsi de arkadaşlarımızdan gelmiş, naif mi naif kartlar.
Cep telefonu kutlamasının, tebrik kartının yerini aldığı günden beri, bu naif kartlar hayatımızdan çıktı.
Basit, demode bir nostalji mi?
Sanmıyorum. Sıcak bir temas demek daha doğru olur.
Pastel renkli o naif desenler, belki de bilinçaltımızda hálá yaşayan bazı duyguların sembolleri.
O yüzden sayısı her yıl biraz daha azalan bu yılbaşı ve bayram tebriklerinin sosyolojisini daha derin okumaya çalışıyoruz.
Çocuklar ayrıldıktan sonra yalnız kalan evlerde bu pastel renkler insana daha da güzel gelmeye başlıyor.