Anlaşamadığınız CHP değil halk

Haberin Devamı

HAYRETLE izliyorum.
AKP kanadı açıklıyor:
“Koalisyon görüşmelerinde CHP ile 3 konuda anlaşamadık...”
Vatandaş olarak bu 3 konuyu alt alta yazıyorum:


* * *


-SURİYE POLİTİKASINDA ANLAŞAMIYORLARMIŞ
CHP, bu politika değişsin, AKP ise değişmesin diyormuş...
Kafam zerre kadar basmıyor.
Bugüne kadar gördüğüm bütün anketler şunu anlatıyor:
Türk halkının en az yüzde 70’i Suriye politikasına karşı.
Bu politikanın ülkemiz ve bölge için yarattığı hasar, sosyal ve ekonomik enkaz ortada.
Arkadaş sen CHP ile değil, Türk halkı ile anlaşamıyorsun.


* * *


-BAŞKANLIK SİSTEMİNDE ANLAŞAMIYORLARMIŞ
CHP, başkanlık sistemi istemiyormuş, Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlara çekilmesini istiyormuş.
AKP buna karşı çıkıyormuş.
Yine anlamadım.
Arkadaş, bu halk daha 2 ay önce, sandıkta “Ben başkanlık sistemi istemiyorum” demedi mi...
Başbakan Davutoğlu da bunu bizzat kendi ağzından ifade etmedi mi...
Nedir bu ısrar...
Arkadaş, sen CHP ile değil, Türk halkı ile anlaşamıyorsun.


* * *

Haberin Devamı


-17 VE 25 ARALIK KONUSUNDA ANLAŞAMIYORLARMIŞ
Vatandaş kafam yine basmıyor.
Türk halkı yolsuzluğun üzerine gidilmesini istemiyor mu...
Yani, AKP yolsuzlukların üzerinin örtülmesinden mi yana...
Bak arkadaş sen CHP ile değil, Türk halkı ile anlaşamıyorsun.

Şam’da ve Halep’te insanların nasıl yaşadığını gördünüz mü


BUGÜNLERDE Ortadoğu ile ilgili iki güvenilir kaynağım var.
Biri Fehim Taştekin, öteki Cengiz Çandar...
Fehim Taştekin
’in Hürriyet’te yayınlanan ‘Suriye’nin öteki tarafı’ yazı dizisini ilgiyle okudum.
Şam’da hayatın nasıl geçtiğini, Halep’in, rejimin elindeki tarafında insanların ne durumda olduğunu güzel bir gazetecilikle anlattı.
Son 3 yılda, Suriye’yi, hep Türkiye’nin iyice duvara toslayan yanlış politikasının merceğinden gördük.
Buyurun size farklı bir Suriye...
Teşekkürler Fehim Taştekin...
Teşekkürler Sedat Ergin...
Teşekkürler Hürriyet...
Bu ülkede hâlâ gazetecilik yapıldığını gösterdiniz.

Haberin Devamı

Ara rejimin en büyük kumpası suçüstü belgeleriyle yakalandı


YOK öyle hiçbir şey olmamış gibi hayata devam etmek... Yaptığınız iş, yaşadığımız ara rejimin en aşağılık, en iğrenç kumpasıydı.


* * *


-Bu ülkenin seçilmiş parlamentosunun bir üyesine karşı, resmen komplo hazırladınız.
-O insanı, ülkenin Cumhurbaşkanı’nın kızına suikast düzenlemek gibi çok ağır bir iftira ile karaladınız.


* * *


Aylardır, başkalarının yaptığı kumpasları bas bas bağırıyorsunuz.
Siz daha da aşağılığını yaptınız.
Ve suçüstü yakalandınız.
Bütün iftiranızı dayandırdığınız tweet’ler sahte çıktı.


* * *


-Bu demek ki, onları siz imal ettiniz.
-Günlerce manşetlerinizden o insanı linç ettiniz.
-Üstelik bunu seçim kampanyası sırasında yaptınız.
Yok öyle susup oturmak.
Bu ülkenin yargısı, “Paralel” denilen bir örgütün kumpaslarını araştırıp soruyorsa, bu ‘Paralel’in de yakasına yapışmalı.


* * *

Haberin Devamı


Soruyorum...
-Bu sahte tweet’leri iktidar yanlısı hangi paralel örgüt imal etti...
-Bunları, Şems Ethem’in gazetelerine kim servis etti...
-Şems Ethem’in çöplük matbuatı bu kumpasa bilerek suç ortaklığı mı yaptı... Yoksa “Paralel havuz” onları da mı oyuna getirdi... Bunu soracağız...

* * *


Hürriyet’e bir de sitemim var.
Yakın tarihin en büyük ve en aşağılık “kumpası” ortaya çıkarıldı.
Hem de bizzat savcılık tarafından aydınlatıldı. Skandalı Hürriyet muhabiri Nurettin Kurt haberleştirdi. Ama gazetem bu haberi, iç sayfalarda saklamış... Üzüldüm...

Eczacıbaşı’nın adı niye yok diye sormuştum cevabı geldi


RAMAZAN ayında, Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın, kurucu ve yöneticileri için düzenlediği bir mevlitin ilanını yazmıştım.
İlan çok zarif bir anlayışla hazırlanmıştı. Ancak ilk yöneticilerinden rahmetli Nejat Eczacıbaşı’nın adının niye yer almadığını sormuştum.
Vakıftan gönderilen açıklama elime geç ulaştı. Bugün yayınlıyorum.
“İlanımızda, başlangıç cümlesinde açıkça belirtilerek, yalnızca hibe ve vasiyet bağışı yapmış olan bağışçılarımızın isimlerine tek tek ve alfabetik olarak yer verilir.
Vakfımızın onursal başkanları dört kişidir: Sayın Vehbi Koç, Sayın Dr. Nejat Eczacıbaşı, Sayın Aydın Bolak ve Sayın Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer.
Kendilerini Onursal Başkanlarımız ve Kurucularımız başlıkları altında iki ayrı sayfada hem yazılı mecralarımızda (Faaliyet Raporu, sunumlar vb.) hem de sosyal medya mecralarımızda sayfalarımızda ve Facebook üzerinde yıl içi bilgilendirmelerimizde anmayı büyük bir onurla sürdürmekteyiz.”

Yazarın Tüm Yazıları