AKP’ye oy vermeyen bir Türk’ün dilekçesi

İzmir doğumlu bir Türk’üm.
Cebimde, üzerinde TC vatandaşlık numarası yazılı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından verilmiş bir kimlik kartı taşıyorum.
Tam göğsümün üzerinde ve o göğsü gere gere taşıyorum...

* * *

Askerliğimi yaptım.
Vergilerimi aksatmadan ödüyorum.
Bugüne kadar bir suçtan dolayı hüküm giymedim.
Sabıka sicilim temiz...

* * *

Yoksul bir mahallede, bir matbaa işçisinin çocuğu olarak geldim dünyaya...
Devletin okullarında okudum. Devletin bursuyla yurtdışına gidip doktoramı aldım.

* * *

İlk işverenim devlet üniversitesiydi..
İkinci işverenim Hürriyet gazetesi...

* * *

Hayatımın en büyük bölümü, bu ülkede yıllarca vergi şampiyonu olmuş bir patronun yanında çalışarak geçti.
Göğsümü gere gere çalıştım.
Bugün varım yoğum ne varsa, onun bana verdiği ve vergisi ödenmiş parayla sağladım.

* * *

Bugüne kadar oy verdiğim hiçbir parti iktidara gelmedi.
Demokratik bir ülkede, iktidar partisi kadar, muhalefet partisine oy vermenin de aynı saygınlıkta bir vatandaşlık hakkı olduğuna inandım.

* * *

AKP’ye hiç oy vermedim.
Ama yaptığı iyi işleri de görmezden gelmedim. İşte bu duygularımla yazıyorum bu yazıyı ve içimden geçeni bütün kalbimle ve bütün samimiyetimle ifade ediyorum. AKP’nin bugüne kadar yaptığı en büyük işin, çözüm süreci olduğuna inanıyorum ve gönülden destekliyorum.
Şimdi yazacaklarımı da aynı duygularla yazdığıma inanmanızı diliyorum.

Arkadaş Kürtlere ne veriyorsan aynısını ben de talep ediyorum

SİYASETÇİ olmadığım ve iktidar cephesinde yer almadığım için İmralı masasında yokum. Ama şuna inanmak istiyorum.
İktidar partisi, bu görüşmeleri, bu ülkenin bütün vatandaşları adına yapmaktadır.
Böyle düşündüğüm için de şimdi okuyacağım gazelin, dışarıdan değil, içeriden olduğuna inanıyor ve o masaya kendi taleplerimi iletiyorum.

* * *

Eğer bugün orada, hepimizin geleceğini köklü biçimde etkileyecek, tarihi bir İmralı mutabakatı imzalanıyorsa...
46....... TC kimlik numaramla, benim de söyleyecek tek cümlelik sözüm var ve o sözü, hiç sansürlemeden, hiç çekinmeden içimden geldiği gibi söylüyorum:
“Arkadaş, Kürtlere ne veriyorsan, hangi hakkı, hangi güvenceyi tanıyorsan, aynısını ben de istiyorum...”

* * *

On maddelik mutabakat metninde diyorsunuz ki: “Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri getirilecek...””
Ben de artık özgür ve demokratik bir ülkede yaşamak istiyorum.
Görüşlerimi özgürce yazabilmek, hayat tarzıma müdahale edilmediği, içinde tek kelime hakaret, iftira bulunmayan bir yazıdan dolayı devletin muktedir işaretparmağının üzerime çevrilmediği, benim yazdığım yüzümden Maliye müfettişlerinin çalıştığım müessesenin kapısına dayanmadığı, devletin özel hayatıma burnunu sokmadığı, sahte ve uydurulmuş delillerle hayatımın karartılmadığı bir ortamda yaşamak istiyorum.
Diyorsunuz ki:
-“Demokratik çözüm ulusal ve yerel düzeyde tanımlanacak.”
Aynı hakkı, sadece Kürtlerin yaşadığı bölgeler değil, Türkiye’nin bütün bölgeleri için talep ediyorum.

* * *

Diyorsunuz ki:
-“Bütün demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa.”
Bu anayasanın sadece “yüzde 43 artı Kürtlerin” değil, bütün Türkiye’nin anayasası olması için yazımına ben de katkıda bulunmak istiyorum.

* * *

Eğer orada imzaladığınız metin, bir “AKP PKK muahedesi” değil de bir “Türkiye mutabakatı” ise, bu vatandaşlık dilekçemin işleme konmasını bekliyorum.

Başımıza bir de sen mi çıktın CHP’li arkadaş

BİR hafta burada yoktum, ortalığı boş bulan bir CHP’li arkadaş boş bulduğu ortalığa fırlamış esmiş püfürmüş...
Diyor ki: “8 Haziran’da seçimi kazanıp gelince 9 Haziran’da o gazetelere el koyacağız...”
Kastettiği gazeteler, iktidar yanlısı yayın yapanlar.
Bizim cenah çok yaralı. Gazetelerine vergi cezaları yazılmış, yazarları işlerini kaybetmiş, patronlarına her türlü haksızlıklar yapılmış...
Yani bu sözler bazılarımıza iyi gelebilir, teselli bulabiliriz...
Baktım da bizim cenahtan doğru dürüst hiç ses çıkmamış.
Yine ben dalayım olaya...
Bak CHP’li arkadaş...
Eğer iktidara bu kafa ile geleceksen hiç gelme daha iyi...
Eğer, “O bu kötülükleri yaptı, ben bir beterini yapacağım” kafasıyla bana geleceksen, bil ki aradığını bulamayacaksın...
Eğer iyi bir CHP’li isen gazetelere el koymayı değil, tam aksine özgürce yaşamayı vaat ederek gel iktidara...
İntikamı değil, birlikte yaşama adabını getir bize...
Yarın bu kafa ile iktidara gelip de o gazetelerin kapısına dayanırsan eğer...
Bil ki, bugün dost bildiğin bu dağlara, yarın çok karlar yağacak.
O gazetenin kapısına dikilirsen eğer, bugünün mağruru da olsa, yarının mazlumuna dönüşecek o patronun yanında, o arkadaşların safında beni de bulacaksın.
Şimdiden söyleyeyim de, yarın hüsrana uğrama...