Gerçekten de bir sırlar evi...
Fatih ilçesinde 4 kardeşin ölü bulunduğu Güneş Apartmanı’ndaki olayı birinci elden bilen bir üst düzey Emniyet yetkilisi ile konuştum.
Aklımdaki soruları sordum.
İNTİHAR MI YOKSA BİR KARDEŞİN CİNNETİ Mİ
Dört kardeşten Oya’nın beden ısısı daha geç düşmüş. Acaba bir cinnet sonucu öteki kardeşlerini öldürüp sonradan intihar mı etti?
“Elimizdeki bulgular ve mesleki tecrübemize göre bu bir toplu intihar. Üç kişiye zorla siyanür içirmek ihtimali çok az. Toplu karar aldıkları kanaatindeyiz.”
CESETLER AYRI MI AYNI ODADA MI
“Son 6 hafta içinde 200 Rus askeri gizlice Libya’ya geldi...”
*
İstihbaratta ilginç ayrıntılar var.
Askerlerle birlikte Sukhoi jet uçakları, kesin hedef tayin kapasitesine sahip ağır toplar ve füzeler de gönderilmiş...
*
Ama en ilgimi çeken ayrıntı şu oldu:
“Gelen Rus askerleri arasında çok sayıda sniper var.”
Yani keskin nişancılar...
1970’li yıllar...
*
Eşim Tansu Fransız Komünist Partisi’nin “Humanite” bayramında “Fransa Türkiyeli Öğrenciler Birliği” standında duruyor.
Arkasında asılı bir poster var... Üzerinde şu yazıyor:
“Liberte Pour Tous Les Prisonniers Politiques en Turquie...”
Türkçesi aynen şöyle:
“Türkiye’deki bütün siyasi mahkûmlara özgürlük...”
O farklı bir papa...
Sadece farklı bir papa değil, aynı zamanda farklı bir din insanı...
Ben de tuttum ona Papa olarak değil, işte o farklı din insanı olarak bazı sorular sordum.
*
Öyle cevaplar aldım ki...
Bugün sizinle paylaşıyorum.
Şimdi koltuğunuza yaslanın...
Gözünüzü kapatıp okuyamayacağınıza göre önyargılarınızı kapatıp okuyun diyeceğim...
Meğer altında müthiş bir hikâye varmış.
Ve her şey Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un boşanması ile başlamış.
SIZDIRILAN ÇOK ÇOK ÖZEL FOTOĞRAFLAR
İlk olay Amazon’un ve Washington Post gazetesinin sahibi Jeff Bezos’un evlilik dışı ilişkisi bulunan sevgilisi ile özel fotoğraflarının sızdırılmasıydı.
Fotoğraflar sızınca Bezos eşinden ayrılmak zorunda kaldı.
SEVGİLİNİN ERKEK KARDEŞİ NE DEDİ
Bunun üzerine
Bu duruşmada, yeni Ceza Kanunu’nun özgürlüklerle ilgili maddelerinin nasıl uygulanacağını ve bakanın söylediği gibi basın özgürlükleri açısından yeni bir dönemin açılıp açılmayacağını göreceğiz. Bu Ahmet Altan’ın duruşması.
*
Bu duruşma öncesinde savcı yeni bir mütalaa yazdı.
Mütalaada öyle bir cümle var ki, okuyunca gözlerim fal taşı gibi açıldı.
*
Bakın savcı, Ahmet Altan’ı suçlamak için ne diyor:
“Devletin silahlı kuvvetlerine sızan mensuplarınca silahlı bir kalkışma/darbe gerçekleştirme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olarak görüldüğü bir dönemde...”
Bir dakika...
Yazının sonundaki cümle şuydu:
“Biz hazırız...”
Altındaki imza ise “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu”...
Kılıçdaroğlu bu yazıyı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için Cumhuriyet gazetesine yazmıştı.
*
Yazı CHP’nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü’nün 1950 seçimlerini kaybedip iktidardan düştüğünde söylediği şu sözlerle başlıyor:
“Bu bir yenilgi değil, benim en büyük zaferimdir...”
Bu 8 kelime, Türk demokrasi tarihinin en önemli cümlesi haline dönüşmüştür.
Bu kareyi sayfamın manşetine almamın çok özel bir nedeni var.
Önce size bu kişileri tanıtayım.
*
Fotoğrafta gördüğünüz üç kişi soldan Metin Yılmaz.
Kim mi...
Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni...
*
Ortadaki ben...