Paylaş
Meğer altında müthiş bir hikâye varmış.
Ve her şey Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un boşanması ile başlamış.
SIZDIRILAN ÇOK ÇOK ÖZEL FOTOĞRAFLAR
İlk olay Amazon’un ve Washington Post gazetesinin sahibi Jeff Bezos’un evlilik dışı ilişkisi bulunan sevgilisi ile özel fotoğraflarının sızdırılmasıydı.
Fotoğraflar sızınca Bezos eşinden ayrılmak zorunda kaldı.
SEVGİLİNİN ERKEK KARDEŞİ NE DEDİ
Bunun üzerine Bezos, şirketinin güvenlik sorumlusunu bu fotoğrafları sızdıranları bulması için görevlendirdi.
Araştırma devam ederken, Bezos’un sevgilisinin erkek kardeşi tuhaf bir açıklama yaptı.
“Fotoğrafları ben kız kardeşimin cep telefonundan gizlice aldım” dedi...
Ancak sızdırılan fotoğraflar arasında sadece Bezos’un cep telefonunda bulunanlar da vardı.
Nitekim bu araştırma sonunda bütün dünyayı sarsan bir gerçek ortaya çıktı.
İSRAİLLİ ŞİRKETİN CASUS YAZILIMI
Fotoğraflar NSO adlı İsrailli şirketin geliştirdiği bir casus yazılımla ele geçirilmişti.
NSO’nun geliştirdiği bu yazılımla, istenilen kişiye sesli bir WhatsApp mesajı gönderiliyor ve böylece cep telefonuna giriliyordu. Şirket bu yazılımı İsrail hükümetinin izin verdiği kuruluş ve devletlere satıyordu.
Bunlar arasında Meksika, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler vardı.
1500 SİYASETÇİ, GAZETECİ VE MUHALİF TELEFONUNA SIZILMIŞ
Bu yolla dünyada 1500’e yakın muhalif kimlikli gazeteci ve siyasetçinin telefonuna girilmişti.
Bunlardan biri de İstanbul’da Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda hunharca öldürülen Cemal Kaşıkçı’ydı...
Şimdi bütün dünya gibi ben de Facebook ve WhatsApp’ın açtığı bu davanın sonucunu bekliyorum.
Acaba Türkiye’den de telefonuna sızılan siyasetçi, gazeteci ve muhalif var mı... Yani bu hepimizi ilgilendiren bir dava.
.................................................
NOT: Ben bu olayı atlamışım, dün İsmet Berkan’ın “Tekno Gündem” adlı bülteninde okudum.
ŞARAP DÜNYASININ KRALI TAHTINI NASIL KAYBETTİ
DÜNYACA ünlü içki dergisi “Wine and Spirits” 10 Eylül günü, ekim ayı sayısının kapağını şöyle duyurdu:
“En iyi yeni somelyeler”...
Kapakta o güne kadar hiç duymadığım genç bir somelyenin fotoğrafı vardı.
Adı Anthony Caillan’dı...
300 milyar dolarlık küresel şarap pazarının yeni krallarından biri oydu artık...
*
Los Angeles’ın ünlü restoranları Bestia,
Animal ve Eggslut’ın somelyesiydi.
Ancak bu keyfini uzun süre yaşayamadı...
Bu kapak yayınlandıktan kısa süre sonra 4 kadın New York Times gazetesine geldi ve öyle şeyler anlattılar ki...
Taht bir anda gitti.
OYUNU GÖRMEDEN ADINI VE FOTOĞRAFINI SEVDİM
Dün Hürriyet Kelebek’in birinci sayfası cıvıl cıvıldı.
Vallahi içim açıldı.
Bu arada Gonca
Vuslateri ve Fırat Tanış’ın 5 Kasım’da başlayacak oyunlarının haberini okudum ve oyunu seyretmeden sevdim.
Neden mi?
BİR: Adını sevdim:
“Arkadaşım Bir Feminist...”
İKİ: Fotoğrafını çok sevdim.
Çok modern ve çok renkli...
YA O SAHNEYİ ÇEKEN KİŞİ
ELEŞTİRENLERİN çoğu o görüntüyü çekene takılmış.
İlginç bir Türkiye tablosudur bu...
Orada ben de olsam bu kareyi çekerdim.
Fotoğrafa düşkün herkes bunu yapar.
Ama şunu derseniz haklısınız.
“Kardeşim sen insanların iznini almadan nasıl fotoğraf çekiyorsun?”
Ha bak gelin onu tartışalım.
SORUN METRONUN İÇİNDE Mİ YOKSA DIŞARIDA DURUMDAN VAZİFE ÇIKARANLARDA MI
O görüntü önce iktidarı destekleyen bir arkadaşımdan geldi.
Altında şu not vardı:
“Bunlar adam olmaz...”
Konu 29 Ekim günü Ankara’da metroda çekilen o video görüntüleriydi.
*
Marşı söyleyenleri tek tek inceledim.
Başında sarık bulunan erkeğe yan gözle dahi bakan yok.
Parmak sallayan, saldıran, sözlü hakaret eden yok.
Dönüp marşı onun yüzüne söyleyen yok.
Sadece cep telefonuyla bu görüntüyü çeken biri var.
*
Başında sarık bulunan erkeğe de dikkatle baktım...
Sadece başını önüne eğmiş. Onda da ne onlara bir tepki var, ne parmak sallamak, ne laf atmak.
Gayet sakin duruyor.
Benim görmediğim başka görüntüler var mıdır bilmiyorum...
Benim gördüğüm videoda metronun içinde bir kavga falan yok...
*
Peki öyleyse mesele ne?
Mesele şu.
Bu görüntülere bakıp sarıklı adam taciz edildi diyenler herhalde şöyle düşünüyor:
Başında sarık bulunan erkek muhafazakâr olduğuna göre “Onuncu Yıl Marşı’ndan rahatsızdır”.
Dolayısıyla onun önünde Onuncu Yıl Marşı’nı söylemek ona karşı yapılmış bir provokasyondur, tacizdir...
*
Onuncu Yıl Marşı’nı söyleyenler arasında da sarıklı erkek hakkında böyle düşünen yok mudur?
Hiç şüphesiz vardır.
Zaten sorun bundan kaynaklanıyor.
*
Kavga metroda değil, dışarıda sadece bu video görüntüsüne bakıp durumdan vazife çıkaranlardan kaynaklanıyor.
29 EKİM GÜNÜ ANKARA’DA METRO DIŞINDAKİ SAHNELER
29 Ekim günü Ankara’da sadece o metroda yaşanan yoktu.
O gün Ankara’daydım.
Gördüğüm tablo şöyleydi.
İnsanlar 29 Ekim’i coşkuyla kutluyordu.
Taklar kurulmuş, bayraklar asılmış, insanlar akın akın kutlamaya gidiyordu.
*
Buna karşılık Ankara Valiliği o haftayı “15 Temmuz Haftası” ilan etmişti.
Aynı saatlerde Külliye’de benim bulunduğum salonda da Kuran okunarak Cumhuriyet resepsiyonuna başlanıyordu.
*
Külliye’nin etrafındaki billboard’ların çoğunda ise Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın astırdığı Atatürk fotoğraflı 29 Ekim ilanları vardı.
*
Bütün bunlar normal...
Çünkü bugün Türkiye’deki tablo bu...
Merkezi iktidar AK Parti-MHP koalisyonunda, şehirdeki iktidar CHP-İYİ Parti koalisyonunda...
Dolayısıyla Külliye’nin salonundaki görüntü ile metrodaki görüntü arasında da farklar olabiliyor.
*
Yıllarca Fransa’da yaşadım.
Komünist Parti’nin “Fete de l’Humanite” bayramına gittiğimiz günlerde metroda bizler de “Bella Ciao” söylerdik.
Metrodaki iktidar yanlısı insanlar da aynı o sarıklı vatandaş gibi bizlere bakardı.
*
Birçok demokratik ülkede durum böyledir.
Merkezi iktidarlar bir partide, yerel yönetimler başka partide olabilir.
ADINI VEREN KADIN TACİZİN AYRINTILARINI ŞÖYLE ANLATTI
Dört kadın yeni somelye tarafından cinsel tacize uğradıklarını söylediler.
Bunlardan biri Sarah Fernandez adlı 29 yaşında bir kadındı.
Bir şarap şirketinin pazarlama görevlisiydi.
Anlattığına göre Caillan geçen haziran ayında gece yarısı bir mesaj atarak onu evinde ürettiği şarapları tatmaya davet etmişti.
Fernandez geceye ait ayrıntıları da anlatmıştı.
Somelye onu duvara sıkıştırmış, elini eteğinin altına sokmaya çalışmış, cinsel ilişkiye zorlamıştı.
Fernandez bu açıklamayı kendi adıyla yapmış ve gazetenin fotoğrafını yayınlamasına da izin vermişti.
Öteki üç kadın ise bir daha iş bulamama endişesiyle isimlerini açıklamamıştı.
MeToo hareketi Hollywood sınırlarını aştı ve artık her sektöre yayıldı.
Kıssadan hisse:
Kimsenin “Alkollüydüm” bahanesine sığınma hakkı yok...
Buna şarap tadımcıları da dahil...
ANKARA MÜZİKTE HEP YENİLERİ ÇIKARIYOR
EPEYDİR Ankara’ya gitmiyorum.
29 Ekim için gittiğimde yeni bir ikiliyi tanıdım.
Grubun adı “MIHI”...
İngilizce “Am I high” kelimelerinin kısaltılmışıymış.
Bilkent Üniversitesi öğrencisi Can Ergan’la, ODTÜ öğrencisi Ege Çoklu kurmuş. House tarzı müzik yapıyorlar. Özellikle “Sacred İstanbul” adlı şarkılarını çok sevdim.
Streaming platformları ve evde müzik kayıt imkânları işte böyle genç müzisyenlere bütün dünyayı açıyor.
Ankara rock kökenleri güçlü bir şehirdir. Hâlâ Türkiye’nin çok iyi rock grupları bu şehirden çıkıyor.
MIHI da beni yanıltmadı.
‘NAİM’ FİLMİ BÜYÜK GİŞE YAPMAZSA ŞAŞIRIRIM
MUSTAFA Uslu’nun “Naim” filminin tanıtım filmini izledim.
Milliyetçilik var...
Bulgaristan’da Jivkov döneminde Türklere yapılan baskılar var.
Türkiye’nin bir başarı ve gurur hikâyesi var...
Heyecanlı bir kaçış hikâyesi var.
Duygusallık var...
Bir de Barış Pınarı atmosferi var...
İşte şuraya yazıyorum.
Bu film büyük gişe yapmazsa şaşırırım.
TÜRKİYE’DE MAZLUMUN PROFİLİ VE ADRESİ DEĞİŞTİ
Televizyonda “Mucize Doktor” dizisi 20 reytingi geçti...
Bu hafta tam tamına 20.54 reyting yaptı...
Yani “Kurtlar Vadisi”ni, “Diriliş”i solladı...
“Çukur”u ikiye katladı...
Konusu: Doktor olması engellenen otistik bir çocuk...
*
Sinemada “7. Koğuştaki Mucize” filmi 3 milyon izleyiciyi geçti...
Konusu: Zekâsı 7 yaşındaki kızı ile aynı olan bir babanın “adalet arayışı”...
*
Türkiye’de “mazlumun profili” değişiyor...
Ve yeni mazlum adalet arıyor ve başarıyor...
*
Kimsenin kuşkusu olmasın ki bunun siyasete yansıması da olacaktır.
Paylaş