Maçı fazla çomaklamayın!

ADAM olacak çocuk pisliğinden belli olur derler. Bir insan üst düzeylere gelip etkili oluyorsa eğer, o geçmişte yaptıklarından dolayıdır. Yeni Futbol Federasyonu kurulacak, MHK büyük sorun, başkanlığa kim aday olacak? Geri kalan üyeler kimlerden seçilecek?

Son kanunda bunların hepsinin hakemlik yapmış olması şartı konuldu. Bence yanlış. En az ikisi dışarıdan olsaydı ve bu grubu denetleseydi. Çünkü şu anda Türkiye’de hem bilgili, hem cesaretli, hem üretken, hem de istikrarlı geçmişinde kimseye tavizi olmamış 9 tane ismi bulmanız çok zor. İddia ediyorum, yok. Peki neden?

3.5 dakika az oynattı

Bakınız, son 2 hafta televizyonda iki maç izledim. Birisi Kayseri-Beşiktaş maçı diğeri F.Bahçe-Oftaş... Kayseri Beşiktaş maçının ilk yarısı oynanıyor. Sahanın içinde bol kavga, dövüş var. Sarı kartlar havada uçuşuyor. Oyun duruyor. Dakika tutturdum, Bülent Demirlek’in ilk yarının sonuna 5.5 dakika oynatması gerekirdi. Ama o 2 dakika oynattı. Ve bu 2 dakikanın sonuda Kayseri’nin golü geldi. O da ilk yarıyı bitirdi. Eğer 3.5 dakikayı oynatsaydı Kayseri ya da Beşiktaş gol atabilirler miydi? Atarlardı.

Peki sizce neden oynatmadı? Bilemezsiniz, ama ben biliyorum. Son hakem seminerinde Belek’te, MHK Komitesi’nin ikinci adamı Sabri Çelik, benim kulaklarım ve gözümün önünde hakemlere şunları söyledi: " Maçlarda oynatabileceğiniz makul süreleri ilave edin. Kendinizi zorlamayın" dedi.

Bunun manası şu idi; Maçı fazla çomaklamayın. Öyle 7-8 dakika oynanmayan süreyi oynatıp başınızı belaya sokmayın, makul süre 1-2 dakikada düdüğü çalıp kaçıp gidin.

Nasıl bir mantalite!

İşte şu anda Türkiye’deki hakem eğitim mantalitesi... Ertesi gün bu sefer önce Chelsea-Liverpool maçının ilk yarısını izliyorum. Dakika 22 Liverpool taç atıyor, ama oyuncu topun çıktığı yerden değil, 5-6 metre ileriden atıyor. Hakem düdüğü çalıyor topun taca çıktığı yerden taç atışını bu sefer rakip takıma veriyor. Bu FIFA’nın kuralı...

Takriben 1 saat sonra bu sefer F.Bahçe-Oftaş maçı başlıyor. Daha 40. saniye hemen hemen sahanını aynı yerinden F.Bahçe bir taç atışı kazanıyor. Gökhan Gönül, tacı 5-6 metre ileriden atıyor. Hakem İsmet Arzuman dırt dırt düdüğünü çalıyor. Gökhan Gönül’e 5-6 metre geriden tacı tekrar atması için ikaz ediyor ve o da atıyor.

Peki, bu nasıl bir hakemliktir ve nasıl bir mantalitedir?

Şimdi düşünebiliyor musunuz Bülent Demirlek veya İsmet Arzuman hakemliği bıraksalar, 1 sene sonra da MHK’ye girmek isteseler. Sizce bu mantıklı olur mu? Çünkü bu adamlar 7’sinde ne ise 70’inde de o olacaklar...

Bakınız, İsmet Arzuman 3 Kasım 2007 tarihinde F.Bahçe Stadı’nda F.Bahçe-Beşiktaş maçını yönetiyor. O son dakikalardaki meşhur gol iptali olan maçı...

Gözlemcileri Muhittin Boşat ve Serdar Tatlı büyük bir tesadüf eseri!!! Arzuman’a 7.7 puan veriyorlar.

7.5 ile 7.9 arası puanın kara kaplı defterdeki açıklaması şu: Tatmin edici performans. Ama geliştirmesi gereken noktalar var...

İnce ayar atama!

Adamın yaşı gelmiş 43. Bu yaşa kadar geliştiremediği şeyi nasıl geliştirecek? Ama sonunda ne oluyor? Aynı İsmet Arzuman o maçtan sonra 1.5 ay dinlendiriliyor. Ve geçen hafta da kör gözün parmağına aynı statta F.Bahçe-Oftaş maçına arz-ı endam ettiriliyor.

Ve peki sonunda ne oluyor, F.Bahçe’nin haftaya oynayacağı Sevilla’nın teknik direktörü Jimenez’in tribünlerden kahkaha ile güldüğü penaltıyı vererek düdük çalıyor. Zaten o dakikada Oftaş bitiyor.

Aslında o maçta F.Bahçe’nin Oftaş’ı yenmesi için hakeme de ihtiyacı yoktu. Hakeme değil de, bu maça o hakemi verenlere bakmak lazım. Hangi kafa ve kıstasla bu ince ayar atamayı yapmışlar?

Transferini engelliyorum!

Bu satırlar yazılırken 12 Şubat Salı saat 15.00’ı gösteriyor... Ve Futbol Federasyonu şu dakikaya kadar 25 tane dava açmış. Hepsi ret olmuş. Ama burası Türkiye. İki gün sonra genel kurul toplandığında bir postacı elinde tebligat ile gelip "Beyler mahkeme kararı ile kongre iptal oldu" diyebilir mi, eski Türk filmlerinde olduğu gibi. Olursa, hiç şaşırmam. Peki, bu Futbol Federasyonu niye antipatik geldi? Niye kulüpler bu kadar karşısındalar?

Öyle işler yaptılar ki, inanılmaz. 26 Aralık 2007’de A.Gücülü futbolcu Mustafa Özkan Futbol Federasyonu’na müracaat ediyor. A.Gücü’nden alacaklarını tahsil etmek için. Çünkü Mustafa’ya zaten ’Gel yollarımızı ayıralım’ demiş. Peki, Mustafa’ya Futbol Federasyonu ne zaman cevap veriyor? 6 Şubat 2008 saat 18.01’de...Yani geçici transfer süresi de dolduktan 1 dakika sonra.

Yani Mustafa ne oluyor? Yeni transfer dönemine kadar futbolcu değil badem oluyor. Ve Futbol Federasyonu diyor ki, ’Evet Ankargücü’nden alacaklarını alacaksın. Ama bir ketenpere ile senin transfer yapmanı engelliyorum’

Peki Futbol Federasyonu’nda profesyonel işlere bakan idareci kim? Mehmet Kemal Ünsal... Peki, Mehmet Kemal Ünsal nereden geldi? Ankaragücü eski ikinci başkanı... Yani, olay Dallas dizisinde geçse gülüp geçeceğiz. Ama Futbol Federasyonu’nda geçiyor, o zaman ne yapacağız?..

NOT:

Dün, bu yazı yazıldıktan sonra saat 18.00’de Futbol Federasyonu, Mustafa Özkan’ın avukatını arayarak bu futbolcuya 10 günlük ek transfer hakkı vereceklerini söylemiş.

Ekonominin son hali!

SIK sık Bodrum’a giderim. Geçen yıllarda, bu aylarda İstanbul-Bodrum uçaklarında hep müteahhit ve işadamları olurdu. Yani işler iyi giderdi, herkes akçeli işler için Bodrum’a uçardı. Şimdilerde Bodrum-İstanbul uçakları avukatlarla dolu. Türkiye’deki ekonominin halini en kestirme bana bu gösteriyor.
Yazarın Tüm Yazıları