Bence bu Galatasaray galibiyeti Fenerbahçe için hayırlı olmadı. İnşallah zaman beni haksız çıkarır da Fenerbahçe bu Daum'la önümüzdeki sezon Türkiye Ligi'nde de şampiyon olur ve Avrupa'da başarıdan başarıya koşar.
DAUM başarılı mı? 2 sene üst üste Lig Şampiyonu olan bir takımın teknik adamı başarılıdır.. Kimse buna bir şey diyemez.
Peki, Daum'a niye kimse güvenmiyor ve "Daum gitsin" diyor... Bunu diyenlerin çoğu da futbol oynamış ve şartlı olmayan kimseler. Hiçbirisinin Daum'dan bir intikam almak gibi bir niyetinin olduğunu zannetmiyorum.
Neden Daum istenmiyor?
Bir tarafta Fenerbahçe Kulübü var. Tesisleriyle, belli geliriyle, sporculara yaptığı tıkır tıkır ödemeleriyle. Ve bu takımın üç tane rakibi var. Galatasaray, para ve yönetim olarak sıkıntılı. Tecrübesiz bir teknik direktörü var (Çünkü tecrübeliye verecek paraları yok). Diğer rakibi Beşiktaş, bilinçsiz transfer yapmış. Rakiplerinin artıklarını toplamış ve Real Madrid'den başka takımda çalışmayan bir teknik direktör getirmiş. Trabzonspor ise yeni kurulmuş bir takım ve maddi olanakları kısıtlı. Sezonun yarısında teknik adam değiştirilmiş. Fenerbahçe de geçen yılın şampiyonu.
Fenerliler memnun değil
Hiçbir Fenerbahçe taraftarı oynanan futboldan memnun değil. Her maçta tırnaklarını yiyorlar, sinir sistemleri alt üst oluyor. "Biz bu kadar varlık içinde bu eziyeti çekmeye mecbur muyuz?" diyorlar. Yönetim içinde de bunu dile getirenler var. Bir ikisi yüksek sesle konuşabiliyor. Bazıları da bu bir-iki kişinin yanında, ama konuşamıyor. Çünkü hangisi ne derse desin, Fenerbahçe Yönetim Kurulu o kadar demokratik bir yönetim ki, sonunda başkanın dediği oluyor!
Derbiden sonra gürledi
Nitekim, Aziz Yıldırım ufak ufak bazı gazetelere "Daum kalacak" demesine rağmen Galatasaray maçını bekliyor. Ve maçtan sonra gürlüyor, "Daum kalacak" diye açıklama yapıyor. O gürlüyor ama, bakalım şimdi Daum kalacak mı?
Belki de Aziz Yıldırım bu beyanatı veriyor ama, öbür taraftan öyle şartlar getirecek ki, işin sonunda "Daum gitti" olacak. Hem onu üzmeyecek, hem de önümüzdeki yıl olası çabuk gelecek başarısızlıkların önlemini alacak. Çünkü Aziz Yıldırım, mağlubiyetle biten iki hafta evvel, Daum'un gitmesine ikna olmuştu bile.Ama bir Galatasaray galibiyeti Aziz Yıldırım'ı mest etti.
Önce üzülürsün ama
Bakın... Bazı mağlubiyetler vardır, önce üzülürsün ama sonu hayırlı biter. Bazı galibiyetler vardır, çok sevinirsin ama sonu hüsran olur.
Bence bu Galatasaray galibiyeti Fenerbahçe için hayırlı olmadı.
İnşallah zaman beni haksız çıkarır, Fenerbahçe önümüzdeki sene de Türkiye Ligi'nde başarılı olur, Avrupa'da başarıdan başarıya koşar.
Çünkü Daum, Manchester'in ikinci takımını yenerek puan almayı da puandan sayıyor. Lyon'dan bahsediyor ama o Lyon'un Denizlispor tarafından elendiğini söylemiyor. Aynı Daum, "Ben hakemler için hiç konuşmam" derken, mağlup olduğu Ankaragücü maçının penaltısı için "Değil" diyor.
Aynı Daum, Can Bartu'ya da sallıyor. Ama O Can Bartu'nun Fenerbahçeli olmasına rağmen mümkün olduğu kadar objektif yorum yaptığını bilmiyor.
Fener seyircisi sınıfta kaldı
AZİZ Yıldırım her fırsatta "Bizde küfür yok.Bizde sahaya çöp atılmaz, bizde terbiyesizlik olmaz" dedi.
Beşiktaş Kadıköy'e gitti... Tribünde iki pankart var... Biri, "Rıza efendi 2 ekmek, 1 süt" diğeri "Blow Jub Clup..." Esas anlamı başka. Hedef ise BJK... Esas anlamını buraya yazma şansım yok. Ve yazılan kelimelerde ters olarak çizilmiş insan figürleri var.
Geliyoruz Galatasaray maçına... Galatasaraylı oyuncular ısınmaya çıkarken, 100 metreyi neredeyse, 9.9'da koşacaklar. Küfür derseniz, bini bir para. Özellikle Özhan Canaydın'a...
Ergün taç atmak için topa gidiyor. Bir Fenerbahçeli taraftar, sağ eliyle o meşhur hareketi yapıyor. Türkiye'de belki de bu hareketin yapılmasını haketmeyecek tek futbolcu var ise, o da Ergün. Peki, o el hareketini yapan vatandaşın yüz resmi, çok net. Acaba bir soruşturma yapıldı mı? Veya o vatandaşa bir yasaklanma getirilecek mi?
Küfür ve sahaya yabancı madde atma açısından iyi yönde ilerleyen Fenerbahçe seyircisi, bu maçta sınıfta kaldı. Demek ki, şampiyonluk tehlikesi belirince onlar da diğerlerine benziyor.
ÇOK ÜZDÜNÜZ
BEŞ yaşından beri mahalleden futbolcu arkadaşım Şevki Şenlen... Ankara'dan hakem büyüğüm Celal Türk... Yine çok sevdiğim futbolcu büyüğüm "Suarez" Yılmaz Yücetürk... Hepinize Allah'tan rahmet diliyorum. Beni çok üzdünüz.
İki kritik pozisyon
NECATİ top sürüyor, ona yetişemeyen Selçuk yere yatarak, arkadan bir tekmeyle rakibini indiriyor. Necati düşmemeye gayret ediyor ve topu arkadaşına aktarıyor. Tam o sırada bir düdük. Ama futbolcu şutunu çekince, Rüştü gole engel oluyor. Pozisyon geliyor, faulun yapıldığı yerden başlıyor. Selçuk da sarı kart görüyor. Pozisyon gol olsa, o maç ne olurdu düşünebiliyor musunuz.
Yine aynen bu sefer Alex, rakibinin üzerinden müthiş bir top geçiriyor. Kontrpiyede kalan rakibi ona faul yapıyor. İsmet Arzuman devam diyor. Alex devam etse, bariz gol şansı yakalayacak.
Bakın bu maçtaki inanılmaz iki pozisyon bu. Ama İsmet Arzuman bunları süzemez ve çözemez. İşte bu yüzünden Avrupa'da hakemimiz yok.
Sebze meyve fiyatını kabzımal belirlemez
TARIM Bakanı Sami Güçlü, kabzımallarla ilgili bir açıklama yaptı. Bu sefer iki gün sonra Sanayi Bakanı Ali Coşkun'un TarımBakanı'na cevap verir gibi bir açıklaması var.
Ben halden ayrılalı beş sene oldu. O işi 18 sene yaptım. Kabzımallık öyle dışarıdan görüldüğü gibi rahat para kazanılacak bir meslek değil. Bu işin keyifli olduğuna karar verseydim, iki oğluma da baba mesleğine devam etmesini tavsiye ederdim.
Tarım Bakanı şunu iyi bilsin... Sebze meyve fiyatını kabzımal belirleyemez. O, kendi fiyatını kendi belirler. Üretim fazlaysa fiyat düşer, üretim az ise fiyat çıkar. Öyle demir, çimento, tuğla, mazot gibi "Ben bunu bir ay saklayayım, sonra satarım" diyemezsiniz. Sebze ve meyvayı bir iki gün içinde sattın, sattın. Satamazsan, o seni satar.
Sayın Tarım Bakanı şunu da iyi bilsin... Bugün Türkiye'deki faturalı sebze-meyva yüzde 23-24 oranında. Yani yüzde 76-77'si kaçak. O söylediği süpermarketler zaten mallarını üreticiden alıyorlar.
Amerika'dakinin 3 katı
Sayın Tarım Bakanı'nın Türkiye'de üreticinin kullandığı gübrenin ve ilacın Amerika'daki meslektaşlarına göre üç misli daha fazla fiyata aldığını bilmesi gerekirdi. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde tek bir maydanoz, naneyi bile hallerden geçirmeden satamazsınız.
Sayın Tarım Bakanı... Size bu bilgileri veren yanındaki klavuzları iyi seçiniz. Halleri çoğaltın, disiplini artırın. O zaman doğru yaparsınız.
Zaten bunun başka bir şıkkı olsaydı, girmek istediğimiz AB üyeleri öyle yaparlardı.