Paylaş
Şimdi soruyorum... Aynı maç dört büyük takımın stadında olsaydı hakem kardeşlerimden kaç tanesinde o pozisyonda içeri girerdi?
GAZİANTEPSPOR-Bursaspor maçında yardımcı hakemin kafasına yabancı madde geldi. Saat attılar, 2.5 litrelik pet şişe attılar, attılar oğlu attılar. Hakem içeri girdi, ortalık karıştı. İşin daha enteresan tarafı, bütün suç Deniz Çoban’ın oldu.
Neymiş efendim Deniz Çoban, elinde topladığı şişelerle milleti tahrik etmiş. Tribünden armut gibi şişeleri atan, etrafı tahrik etmiyor. Onları toplayan tahrik ediyor. Beyler, hikayeyi bırakın.
Hangisi içeri girerdi?
Aynı maç Fener Stadı’nda, G.Saray Stadı’nda ya da Beşiktaş Stadı, Trabzon Stadı’nda olsaydı, skor da öyle olsaydı... Hakem kardeşlerimden kaç tanesi o pozisyonda içeri girerdi? Çok net söylüyorum, bir tanesi giremezdi. En delikanlı dedikleri Bünyamin giremedi. Hem de hangi şartta.
Aslanlar gibi yönetti
Hakemin kafasına dikiş atılmış. Acıbadem’den doktorlar gelip konsültasyon yapmışlar. Bünyamin çıktı aslanlar gibi yönetti. Bu, işin bir acıklı yanı. Aslında, Fener-G.Saray maçı, yani Türk futbolunun en tepesindeki maçı oynanmasaydı; bir daha bunların hiçbiri olmazdı.
Eğer bugün sahalarda yabancı maddeler atılmaya devam ediyorsa ve Deniz Çoban günah keçisi oluyorsa, göreceksiniz kaç tane maçta neler olacak...
Yasayla sorun çözülmez
Peki, olayın aslı ne? Diyorlar ki; Sporda Şiddet Yasası çıksa bunlar olmaz. Ben de diyorum ki, olur. Bakınız, şu andaki yasalarla bu işlerin önüne net bir şekilde geçilir. Ama nasıl? Herkes görevini yapacak. Şimdi size bunu misallerle anlatayım. Beşiktaş seyircisi toplanmış, F.Bahçe maçına gidecek. Metrobüslere biniyorlar. Camlar patır, kütür kırılıyor. Polis de seyrediyor.
Savcı serbest bırakıyor
Emniyetten üst düzey bir arkadaşımla konuşuyorum. “O anda o camları kırılan metrobüsler Fenerbahçe Stadı’na değilde, Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’nün bahçesine çekilse ne olurdu?” diye soruyorum. Gelen cevap enteresan; “Otobüsten teker teker indireceğiz. Hepsinin ifadelerini alacağız.
Diyecekler ki, camları biz kırmadık. O sırada onların avukatları da gelmiş olacak. Ve bu ifadeleri savcının önüne koyacağız. Savcı diyecek ki, bunları serbest bırakın. Ve bütün bu işlemleri yaparken inanılmaz personel kaybı olacak. Ve bir şey elde edilemeyecek. Kırılan camların bedelini zaten kulüp ödeyecek.”
Avrupa’dan kopya çekersin
Bende cevap veriyorum, sevgili arkadaşım. Bu otobüslerin oraya gideceği 4-5 gün evvelden belli. Bu tarz olaylarda, araştırma yapmaya gerek yok. Avrupa’dan kopya çekersin. Otobüslerin etrafına polis 6-7 tane kamera ile gelir. Bunların bir kısmını alt hiza, boy hizasındaki kameralarla, bazılarını ise boruların üzerine montajlı 6-7 metrelik kameralarla çekersin görüntüleri.
İstersen de o anda otobüsü durdudup kıranları aşağı alırsın. İstersen otobüsleri serbest bırakırsın, maça giderler.
Eşgalleri belli
Görüntülerden hepsinin eşgalleri belli. Ertesi gün evlerine gidersin. Yanına ulusal şirketlerden kameraları da davet edersin, şov yaparak hepsini emniyete götürürsün. Sonra da gereğini yaparsın. Şu andaki kanunlarda bunları yapmaya müsait.
Yüzde 5’in günahı ne?
FUTBOL Federasyonu, “Yalnızca play-off maçlarında ceza alan takımın seyircisi maça giremez” diye karar aldı. Lig maçlarında niye aynı kararı almıyorsunuz. Maça gidecek yüzde 5’lik misafir seyircinin günahı ne?
Bir kola bir sandviçle olmaz
Şimdi gelelim sadede... Polis, cuma, cumartesi ve pazar günleri tatil yapacakken sen onları görevlendirip maçlara yolluyorsun. Hangi maçlara? Kulüplerin çatır çatır para kazandığı, naklen yayın gelirlerinden tonla para aldığı, İddaa’dan para alan kulüpler nedense bu güvenlik konusunda kasalarından para çıksın istemiyorlar. Polis diyor ki; “Ben oraya gidip görevlendirileceksem para ver.”
Kulüplerin işine gelmiyor
Bunu haklı olarak söylüyor. Sen polise ne veriyorsun? Bir tane kola, bir tane sandviç. Görev süresi kaç saat? En az 8 saat, 10 saat... Neymiş efendim, maçlarda hadise çıkmasın. Peki özel güvenlik neden görev yapmıyor? Çünkü kulüplerin işine gelmiyor. İl Güvenlik Kurulu diyor ki; “Bu maçta 1200 görevli lazım.” Kulüpler ”peki” diyor, gidiyor 600 görevli çalıştırıp, “1200 görevli çalıştırdım” diye imza atıyor. Polis ne yapıyor? “Sen beni bir kola, bir sandviçle haklı olarak bu kadar çalıştıramazsın” deyip o da işi yandan tutuyor. Zaten polis bir işi yandan tuttu mu, o zamanda olay çıkıyor.
Doğru dürüst aranmıyorlar
İşte Gaziantep’te, İşte Samsun’da olduğu gibi? Neden? Çünkü üst aramasını doğru dürüst yapmıyorlar.. Yabancı maddeler sahaya giriyor. 2,5 litre kola da var, bıçak da. Belki de bu polisin işine geliyor. Diyor ki; “Özel güvenlikle bu işi yapamazsınız. Bu işi ancak biz yaparıza” mı, getirtiyorlar acaba?
Ekran yalan söylemez
SPORDA Şiddet Yasası çıkmazsa olaylar önlenemezmiş. Türkiye’de maçlar çok büyük paralara satın alındı. Evde kadınlar da seyrediyor çocuklar da. Ama, Kulüpler Birliği Başkanı da küfrediyor, sahada futbolcular da. Allah’tan ekranlar var da kimse artık kıvırtamıyor. Utanmasalar, sıkılmasalar her zaman yaptıkları gibi yalanlama gönderecekler ama ekran yalan söylemez. Ne yaparsan onu gösterir.
TSYD yolsuzluğunun takipçisiyim
TÜRKİYE SPOR Yazarları Derneği Ankara Şubesi’ndeki sahte faturalar yüzünden Türkiye Spor Yazarları Derneği Yönetim Kurulu’ndan 3 üye istifa etti. Faik Gürses, Ahmet Çakır ve Aybars Hünalp... Ama, Ankara Spor Yazarları Derneği hala daha tuhaf bir şekilde mücadele ediyor.
Arkadaşlar, faturaların tamamına yakını sahte. Bu sahte faturaların kesinleşen bir kısmından uzlaşmaya girildi.
Faturalar sahte
Daha öteki sahte faturalar da araştırmada. 5 yıl zaman aşımına girmeden onlar da uygulamaya sokulacak. Bunun haricinde, reklam gideri adı altında alınan paralardan, yüzde 25, yüzde 40, yüzde 50 avanta komisyon alanlar, yani Ankara dernek üyeleri hakkında evlerine “paraları iade edin” celpleri çıkıyor.
Beklemeyi severim
Maliye Bakanlığı Müfettişleri’nin yaptığı incelemeden sonra dosya, daha da önemlisi Dernekler Masası’na gitti. Eğer, DERNEKLER MASASI işin gereğini DOĞRU ve DÜRÜST olarak yaparsa bakın işin hangi boyutlarda olduğu net meydana çıkacak. Ben beklemeyi severim. Ankara’da oturup, Ankara’dan yazı yazan ve akıl veren bazı spor yazarları acaba şimdi ne yapacaklar, merak ediyorum?
Olayların üzerini örtmeyeceksin
Geçen yıl İçişleri Bakanlığı’ndan bu işlere bakan üst düzey bir yetkili ile görüştüm. “Erman Hocam” dedi, “Türkiye’deki lig maçlarında Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de polis nezaretinde özel güvenlikçiler görev yapacak. Benim polisimin maliyeti ile özel güvenlikçilerin maliyeti arasında aylık 4 misli fark var.Benim polisim asıl görevini yapacak” dedi. Yerden göğe kadar da haklı. Herkes görevini yaparsa, şu andaki yasalarla sporda şiddet engellenir. Yalnız kulüpler, teknik direktörlere, futbolculara para kaptırdıklarında olayların üzerini örterken, güvenlik için verdikleri paraları öne sürmeyecekler.
Havaya girersen bitersin!
Fenerbahçe-Beşiktaş maçının hakemi Cüneyt Çakır bu karşılaşmanın kasedini alıp izlesin. Sevgili Cüneyt kamuoyu aptal değil, oyun kuralları bütün maçlarda, bütün futbolculara aynen uygulanır. 50 maç böyle idare edeceğine, bir maçın olaylı olur. Akıllı hakem havasına girme, çabuk bitersin.
Paylaş