Paylaş
Jet-Pa'nın sahibi Fadıl Akgündüz, Fatih Altaylı'nın gurbetçiden 270 milyon mark toplamasıyla, futbolcu Sergen'e 3 trilyon ödemesiyle, parti ve milletvekili adaylarının ayaklarına trilyonları sermesiyle, 62 trilyon lira sermayeli bir holding kurmasıyla ilgili tüm sorularına yanıt buldu. Ama, devlete kaç lira vergi ödediğine ilişkin soruyu ‘‘bilmiyorum’’ diyerek geçiştirdi. Şimdi biz açıklıyoruz. Fadıl Bey, meğer sahibi olduğu dört şirket ve bir holding adına sadece 5 milyar lira vergi ödemiş.
Çarşamba gecesi Kanal D'de yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Jet-Pa'nın sahibi Fadıl Akgündüz'ü izlerken, Türk halkının zekası konusunda kuşkuya düşen Aziz Nesin'e bir kez daha hak verdim.
Meğer, Akgündüz sütten çıkmış ak kaşıkmış da kimsenin haberi yokmuş. Vaadettiği otomobilleri teslim etmek yerine bugünkü değerle 1300 kişiden topladığı 6 trilyon lirayı, 1.5 yıl işletip, paradan para kazanan, ‘‘fabrika kuracağım’’ diye gurbetçiden 270 milyon mark (53.5 trilyon lira) toplayan, futbolcu Sergen için 3 trilyon ödeyen, parti ve milletvekili adaylarına, canlı yayın yapmaları için de televizyon kanallarına trilyonları saçan, yarışma programlarında her gece araba dağıtan, 62 trilyon sermayeli bir holding kuran Akgündüz, Altaylı'nın tüm sorularına kendince bir yanıt buldu. Ancak, devlete kaç lira vergi ödediği sorusunu ‘‘bilmiyorum’’ diyerek geçiştirdi. ‘‘Ben sadece, şirketimde bir memur gibi çalışıyorum. Gelir Vergisi ödemiyorum’’ demekle yetindi. Acaba neden?
KOMİK VERGİ
Akgündüz'ün ‘‘bilmiyorum’’ diyerek, açıklamadığı vergisini şimdi biz açıklıyoruz. Meğer, Mehmet Fadıl Akgündüz, sahibi olduğu dört şirket ve bir holding adına 1997 yılı gelirleri üzerinden devlete ödediği Kurumlar Vergisi toplam sadece 5 milyar liraymış. Hatta Akgündüz, düzenlediği kampanyalarda vaadettiği 1300 otomobili 1.5 yıl teslim etmeyip, inim inim inlettiği tüketicilerden topladığı 6 trilyon lirayı bir güzel işletip, paradan para kazanmış. Üstelik bu dönemde, şirketlerinden dördünü de zararda göstermiş ve devlete beş kuruş bile vergi ödememiş.
PARADAN KAZANMA
Akgündüz'ün geçtiğimiz çarşamba günü yaptığı açıklamalarla ilgili bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum. Meğer, tüm medyanın arkasında olmasına ve o kadar reklam vermesine rağmen sadece Doğan Grubu Gazeteleri kendisine cephe almış. Aleyhinde çıkan tüm yazılar, bu gruba bağlı Hürriyet ve Milliyet Gazetesi'nde yayınlanıyormuş. Akgündüz'ün ‘‘aleyhimde’’ dediği haberlerin büyük bölümü gerçekten de Tüketici Köşesi'ni de bünyesinde bulunduran Hürriyet'in ekonomi sayfalarında yer aldı.
Bu haberlerden ilki Jet-Pa'nın ürettiği Hyundai televizyonlarla ilgiliydi. Bu haberde Jet-Pa değil, okuyucularına vaadettiği Hyundai televizyonları vermeyen Akşam Gazetesi eleştiriliyordu. Akşam Gazetesi gibi Jet-Pa da vaadlerini yerine getirmeyince, bu kez eleştirilere Fadıl Akgündüz hedef olmaya başladı. Bunda da, Jet-Pa'nın 1300 kişiden bugünün değeriyle 6 trilyon lira toplamasına rağmen otomobilleri teslim etmemesi ve bu paraları 1.5 yıl işlettikten sonra, müşterilerine ‘‘Tofaş’’ yerine ‘‘Proton’’ vermeye kalkması etkili oldu.
Jet-Pa daha sonra, ‘‘Şeffaf ortaklık sistemi’’ adı altında gurbetçilerden para toplamaya başladı. Bu kez haberler, gurbetçilerden para toplayabilmek için Jet-Pa'nın uçuk vaadlerde bulunması, toplanan paraların, vaadedilen yatırımlar yerine futbolcu Sergen başta olmak üzere şaşaalı törenlere, partilere ve son olarak da milletvekili adaylarına kaydırılması, SPK'nın ‘‘bankerlik faciasına dönüşebilir’’ diye rapor hazırlaması üzerine yoğunlaşmıştı.
HAK ARAMAK SUÇ
Akgündüz Teke Tek'de Altaylı'nın sorularını yanıtlarken, ‘‘Benden otomobil alamayan tek bir kişi çıksın, ona 100 otomobil vereceğim’’ diyerek bol keseden attığı vaadlere bir yenisini daha ekledi. Ancak, bu vaadden geri adım atması, çok uzun sürmedi.
Telefonla arayan bir Jet-Pa mağduru, ‘‘Parayı her kuruşuna kadar ödediğim halde 1.5 yıl oyaladılar. Sonunda ‘Tipo yerine Proton verelim' dediler. ‘Lanet olsun' diyerek kabul ettim. Bu kez, o dönemin parasıyla 400 milyon lira fark ödemem istendi. Bu farkı ödemeyince Proton'u da vermediler. Ben de mahkemeye verdim’’ dedi.
Akgündüz, bu suçlamadan da hemen su üstüne çıkmayı başardı. Sanki, mahkemeye hakkını alamayan değil de hakkını alan başvururmuş gibi, ‘‘O mahkemeye başvurmuş. 20 kişi var mahkemeye başvuran. Bunlar bizimle anlaşmak yerine, mahkemeye gitmiş’’ dedi.
ZORUNLU ANLAŞMA
Yani, yasalara rağmen Akgündüz'ün taahüdlerini yerine getirmese de, mağdur Jet-Pa'yla anlaşma yoluna gitmek ve Jet-Pa'nın verdiğiyle yetinmek zorunda. Akgündüz, parayı toplayacak, 1.5 yıl dilediği gibi işletecek. başkalarının parasından para kazanacak. Sonunda ‘‘elma yerine armut verelim’’ diyecek ve üste para isteyecek. Hakkını yasalar karşısında aramaya kalkana da, ‘‘Suç sende şartlarımıza uyup anlaşsaydın’’ diyerek, üste çıkacak.
1 MİLYON OTOMOBİL
Altaylı araştırmış, ‘‘Yılda 1 milyon adet Proton üretip, yüzde 70-80'ini Avrupa'ya ihraç edeceğiniz vaadinde bulundunuz. Bu vaadle para topladınız. Ben araştırdım. Malezya'da ki ana firma yılda sadece 240 bin otomobil üretebiliyor. Önümüzdeki 10 yıl için de Türkiye'yle ilgili böyle bir projeleri yok’’ diyor.
Bunun üzerine Akgündüz, anlaşmanın önümüzdeki Ekim ayında imzalanacağını, anlaşma için de Malezya Başbakanı'nın Türkiye'ye geleceğini söylüyor. Bu otomobillerin 700-800 bin adedini de daralan Avrupa pazarına satacakları iddiasını yineliyordu. Bunu da yüzde 15'lik bayi karını vermeyerek gerçekleştireceklerini söylüyor. Sizin anlayacağınız, şimdi tüm Avrupa, kollarını açmış, Jet-Pa'nın üreteceği otomobilleri satın almak için sırada bekliyor.
TRİLYONLAR AKTI
Jet-Pa işte bu vaadlerle, gurbetçilerden paraları topladı ve sanki tüm işlemler bitmiş, yatırım için gün sayıyormuş havası yaratmıştı.
Bu hayallerini ilanlara yansıtan Jet-Pa, gurbetçileri kandırmada başarılı da oldu. Avrupa'da yaşayan binlerce gurbetçi tam 270 milyon markını Fadıl Akgündüz'e emanet etti.
Paylaş