Değişen dış politika ve ekonomik gerçekler

Bu değişimin önümüzdeki günlerde, Mısır’la normalleşme gibi, yeni adımları olması bekleniyor. Normal dış politikaya geri dönüşün Türkiye ekonomisine olumlu katkı yapacağı ise kesin.

Son yıllarda dış politikada köklü yanlışlar yapıldığı açıktı; sonunda tek başına bir ülke haline geldik ve bunun ekonomideki olumsuz sonuçlarını görmeye başladık. Bu yanlış politikanın ülkenin uzun vadeli geleceğini ipotek altına soktuğu da hissedilmeye başladı.

BUNDAN SONRA NE ADIM ATILACAK

Yapılan yanlışların faturasını siyasetin yanında ekonomide de yaşamaya başladık. Korkarım IŞİD terörü başta olmak üzere, yanlıştan geri dönüşün faturasını da ödemek zorunda kalacağız.

Yapılan yanlışların siyasi faturası olup olmayacağı ise şüpheli. Çünkü her koşulda halkın desteğini görmeye devam eden bir siyasi otorite var ve bu kez de geri dönüş için halkı ikna etmeyi deneyecek. Şimdiye kadar başarılı oldu ama...

Peki, normalleşme için bundan sonra olası adımların neler olması gerekiyor?

Yeni girilen yolu küresel gelişmelerde yeniden Batı rayına ve dış politikada geleneksel ittifak içine geri dönüş olarak özetlemek mümkün. Bu açıdan bakacak olursak sadece Mısır ile uzlaşmanın yetmeyeceği, ardından Suriye politikasının, bununla birlikte Irak politikasının değişimi gerekecek. Libya’daki Batı karşıtı sayılabilecek mevcut şüpheli tavırlardan da, Suriye ve Irak’ta olduğu gibi, geri dönülmesi gerekecek. Belki sınırlarımızda Kürt özerk bölgesinin yer alacağı Suriye Federal yapısını kabul etmek de gerekebilir.

Bu gelişme iç barışı da yakından ilgilendiriyor. Anladığımız kadarıyla mevcut yönetim, Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde, PYD önderliğindeki Membiç hareketine katkı verdiği gibi, sınırlarımızda PYD resmiyetini de açıkça söylemese de kabule gidiyor. Bunu da halka “Suriye bir bütün, komşumuz hala Suriye” diye satma imkanı bulacak ama fiili komşu PYD olabilir.

Yönetimin Suriye’deki bu durumu kabul ederek içerideki Kürt meselesini hala bildiği gibi yönetmeye devam etme imkanı kazanacağını söyleyenler olduğu gibi, bunun PKK ile yeniden uzlaşmanın adımı olacağını söyleyenler de...

KIBRIS MESELESİ GÜNDEMDE

Bununla birlikte İsrail’le normalleşmeden umulan ekonomik katkının realize olması için, Kıbrıs meselesinin de halledilmesi gerekecek. Belli bir yola girilen Kıbrıs’taki uzlaşmanın yıl sonuna kadar çözüme kavuşturulmasına çalışılacak.

Bu takdirde Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin yeniden canlandırılması başta olmak üzere Batı ittifakı konusunda kararlılık somut biçimde gösterilmiş olacak.

AB ile ilgilisi sekter söylemin son günlerde değişmesi dikkat çekiyor. Vize konusunda iptal edileceği söylenen geri alım anlaşmasının yürürlükte kalması, terörle mücadele düzenlemesi konusunda son günlerde yumuşayan tavır, yeni girilen yola kanıt olarak gösteriliyor.

EKONOMİK KAZANIMI ÇOK

Peki batı ile ittifak ileride yeniden bozulabilir mi? Olabilir ama batının da ülke yönetiminin de daha dikkatli davranacağını tahmin etmek güç değil.

Bu yola girilmesinin kısa ve orta-uzun dönemde ekonomiye ciddi katkı yapacağı açık. Rusya ile normalleşmenin gıda ihracatına katkısı bile yılda 2 milyar dolar olarak hesaplanıyor. AB çıpasının yeniden oluşması, enerjide elde edilecek avantajları bir düşünsenize...

Tabi ki bu yolda, dış politikada hamasetten dönülürken, “faizde indirim ısrarı” gibi yollara sapılmaması, gerekli para politikasını yürütmek de hayati öneme sahip...

Özetle; suyun akışı değişmiyor, ayakta kalmak isteyen pozisyonunu değiştiriyor.