ÖNCEKİ gün açıklanan Temmuz ayı bütçe rakamları olumluydu. Bu olumlu rakamlarla ABD’den gelen iyi haberler birleştiğinde, piyasalardaki olumlu hava iyice pompalandı.
Temmuz ayı sonu itibariyle, bütçenin faiz dışı fazlası yaklaşık 4 katrilyon lira oldu. Geçen yılla kıyaslandığında, bu oldukça olumlu bir iyileşme rakamı.
Bütçe performansında vergi tahsilatındaki artışın yanısıra, özellikle sosyal güvenlik açıklarına yapılan bütçe aktarımlarının azalmış olmasının, çok büyük payı var. Bağ-kur’a son 3 aydır bütçe transferi yapılmamış olması, bu olumlu gelişmede tabi ki çok önemli rol oynuyor.
IMF tanımlı olarak bakıldığında ise hesaplamalar; faiz dışı fazlanın, yaklaşık 3,5 katrilyon gibi, yine de olumlu bir rakama ulaştığını gösteriyor.
Dolayısıyla bu yılın bütçesinde, bu yılın yüzde 6.5 olarak belirlenen faiz dışı fazlasının gerçekleşmesinde, önemli bir sıkıntı olmayacağı da kendiliğinden anlaşılıyor.
Zaten IMF, bu olumlu gidişatı ve bir defalık iyileştirmeleri gördüğü için, harcamalara kısıt koydu ve faiz dışı fazlanın yüzde 6.7-6.8’e çıkması zaten bekleniyordu.
Buna rağmen piyasalar, bütçe rakamlarını çok olumlu karşıladılar.
Bu yılki sosyal güvenlik performansının önümüzdeki yıllarda gerçekleşmeyeceğini herkes biliyor ama piyasalardaki olumlu haber ihtiyacı, bunu kayda geçirmelerini bile engelliyor.
Piyasaların çok fazla üzerinde durmadığı diğer gelişmeler ise memur maaş zamlarının getireceği yük ve ardından gelecek yeni tarımsal destekleme alım yükleri...
Maliye, her zaman olduğu gibi, memura yapılacak fazla zamma karşı. Maliyeciler memurlarla sürdürülen zam görüşmelerinde, geçen yılki enflasyon farkının kamuoyuna yansıyan rakamın da altında kaldığını söylüyorlar ama bu rakamı vermeye de razı gözüküyorlar. Ancak bu zam farkının Temmuz ayından itibaren ödenmesi konusunda çok ısrarlılar.
Bana karşılık memur sendikacıları bu yıl Ocak ayından, olmadı Nisan ayından itibaren, bu farkın ödenmesini istiyorlar. Ancak bununla da yetinmiyorlar, zammın en az yüzde 10 olması gerektiğini söyleyip, asgari memur maaşı belirlenmesi konusunda direniyorlar.
Şu kadarını söyleyelim; Maliyecilerin hesaplamalarına göre; Temmuz ayından itibaren verilecek geçen yılki enflasyon farkının toplam faturası 500 trilyon lira. Maliyeciler bu paranın bile olmadığını, bir yerlerden bulmaları gerekeceğini söylüyorlar.Yani Ocak ayından geçerli olursa bulunması gereken ek paranın miktarı, otomatik olarak 1 katrilyona çıkıyor.
KENDİNE ZAM YAPAN 25 BÜROKRAT
Bu hesapla yapılacak yüzde 5-6’lık bir zammın faturasının; Temmuz’dan geçerli olursa 1 katrilyon, Ocak’tan geçerli olursa 2 katrilyonu bulacağı, kaba bir hesapla bulunabilir.
Biz şahsen, Hükümetin, sıkıntı çıkmaması için yine ortayol bulmaya çalışacağını ve gelecek zam yükünün en azından 1 katrilyon lirayı bulacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla bu rakam bir yerlerden bulunmaya çalışılacak ve IMF’le önümüzdeki ay müzakere edilecek.
Gelecek IMF Heyetiyle, fındık başta olmak üzere yeni destekleme alım yüklerinin de konuşulmak zorunda kalınacağını düşünüyoruz.
Bu arada memurlarla zam görüşmelerinde, sendikacılar haklı olarak Maliyecilere "kendilerine yaptıkları gizli zammı" sormuşlar. Referans’dan Hacer Boyacıoğlu’nun ortaya çıkardığı "bürokrasinin müthiş kalem oyunları"ndan birine daha imza atan Maliyeciler ise bu yöndeki sorulara "Biz zammı hakettik" yanıtı vermişler. Yani "siz haketmediniz" mi demek istiyorlar?
Bunun da ötesine geçmişler, "Bizim zammımız ekonomik dengeleri etkilemez çünkü sadece 25 kişinin maaşını artırıyor" demişler. Yani demek istiyorlar ki; "Biz suyun başındaki 25 kişi kendi maaşlarımızı artırdık, ama sizin maaşını artırmıyoruz"
Biz çoğunluk iktidarı döneminde bürokrasinin zayıf olacağını, hele hele sürekli bürokrasiden yakınan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığında, bürokratların böyle bir şeye cesaret edemeyeceklerini sanırdık. Demek ki Başbakan göreve getirdiği 25 bürokrattan yakınıyormuş.
Ya da bu bürokratlar zamlarına ses çıkarılmadığı için, her istenileni sorgulamadan yapıyor...