Paylaş
Ek sermaye ihtiyacını belirlemek için gereken hesaplamaların da başladığı öğrenildi. Stres testi her banka için ayrı yapılacak ve çeşitli senaryolar üzerinden oluşabilecek sermaye ihtiyaçları her banka için ayrı çıkarılacak. Ek sermaye ihtiyacını saptamak için gereken hesaplamalar stres testiyle yapılırken, hangi senaryonun baz alınacağı kritik öneme sahip olacak. Önümüzdeki dönem kurlar, faizler ve batık krediler için yapılacak hedef revizyonlarının, ek sermaye ihtiyacının belirlenmesinde ve baz alınacak senaryo için kritik öneme sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Bu arada hükümetin hazırlanacak plan konusunda banka sermayedarlarıyla, daha doğrusu en büyük sermayedarlarla görüşmeleri başlattığı söyleniyor. Yaklaşık bir ay önce neredeyse tüm özel bankaların patronlarıyla, ya da yabancı ana hissedarlarıyla birebir görüşmeler yapıldığı konuşuluyor. Görüşmelerde banka batıklarının karşılanması için devletin harekete geçeceği ancak bunun yanında büyük sermayedarların da sermaye artırımlarının istendiği konuşuluyor.
Banka patronlarının ek sermaye koymayı kabul edip etmediği konusunda ise değişik bilgilere ulaştık. Bazı kaynaklar hükümetin yaptığı görüşmelerin olumlu geçtiğini, büyük sermayedarların devletin de bir kısmını karşılaması karşılığında ek sermaye koymayı kabul ettiklerini söylüyorlar. Hatta bu konuda kendilerinde çok emin biçimde “Patronlar sermaye koymayı kabul etti” diyorlar.
Buna karşılık bankacılık kesiminden aldığımız duyumlar, sorularımıza aldığımız yanıtlardan kesin bir taahhütte bulunmadıkları sonucunu çıkarıyoruz. Hatta “belirsizlik ortamında, koyacakları paranın ne olacağını bilmeden patronlar ek sermaye koymayı kabul etmez” diyenler de var. Yöneticilerin büyük patronlarla yaptıkları konuşmaların hepsinden haberdar olmayabileceğini söyleyenler var.
KAMU BANKALARI İÇİN İŞSİZLİK FONU
Özel bankalar, özellikle sektördeki büyük özel bankalar, için hem devlet hem sermayedar katkısı planlanıyor. Devlet katkısının şekli daha sonra belirlenecek. Buna karşılık kamu bankalarının sermayelendirmesi için ise “mümkün olduğunca maliyeti düşük formüller” üzerinde çalışılıyor. Geçen hafta ortaya çıkan 3 kamu bankasının İşsizlik Fonu’na toplam 11 milyar TL’lik sermaye benzeri tahvil satmasının bu kapsamda düşünülmesi gerekiyor.
Bu satışın öğrendiğimiz kadarıyla formülü; bankaların işsizlik fonuna sermaye benzeri tahvili verirken, bunun karşılığında fon bünyesindeki devlet tahvillerini alarak bu satış gerçekleştirilmiş. Özel tahvil karşılığı devlet tahvili alan kamu bankaları bunu Merkez Bankası nezdinde değerlendirmişler. Teminatlarında duran eski tahvilleri alıp yerine bunları koyan bankaların, tahvilleri kısmen Merkez Bankası’nda, 2001’deki gibi nakde çevirdiler mi, öğrenemedik
Öğrendiğimiz kadarıyla bu 3 kamu bankasının işsizlik fonuyla yaptığı operasyon bir denemeydi. Stres testi sonucu ek sermaye ihtiyacı doğan kamu bankaları için bu yolun fazlasıyla kullanılacağını tahmin ediyoruz. İşsizlik fonu gibi nakdi olan başka fonlar da devreye sokulabilir.
Düşük olmakla övünülen, yurtdışından kredi temininde avantaj sağlayan “düşük kamu borçları”nın bu yöntem sayesinde artırılmadan, kamu bankalarına kaynak sağlanması planlanıyor. Yani ek sermaye için Hazine doğrudan tahvil çıkarıp iç borcu yükseltilmeyecek, bunun yerine kamu bankaları borçlandırılmış olacak.
Bu yöntemin sağlıklı bir yol olduğu ise tartışmalı.
Paylaş