Bilgisayar sektörünün en önemli oyuncularından HP de çok özel bir çalışmayla bu kervana katıldı. Şirket, kullanıcılarına içi-dışı tamamen kişiselleştirilebilen bilgisayarlar sunmaya başladı. Kendi bilgisayarına kendi şekil vermek isteyenler “www.hp.com.tr/bilgisayarinhayatindir” sitesinden sevdikleri fotoğraflar veya özel görseller ile masaüstü ve dizüstü bilgisayarları için “kişiket” (kişisel bilgisayar etiketi) tasarlayabiliyorlar.
Şarkılarıyla olduğu kadar, etkileyici imajıyla da son yılların en önemli pop ikonlarından biri olan Nil Karaibrahimgil’in fotoğrafları da bu sitede sergileniyor ve hayranlarının bilgisayarlarında vücut bulmak üzere bekliyor. Ne istediğini bilen bilgisayar kullanıcılarına, kişisel zevk ve tarzlarını yansıtan kişisel bilgisayar etiketleri “kişiket”ler bilgisayarlarının dış yüzeylerini kaplama olanağı tanıyor. Hem görüntüsüyle hem sesiyle HP kişiketlerinin tanıtım yüzü olan Nil Karaibrahimgil de bilgisayarını kendi istediği gibi tasarlamayı tercih ediyor. Kişiket kampanyasında yaptığı jingle ve kişiketlerdeki özel fotoğraflarıyla önplana çıkan Karaibrahimgil kişiketli HP bilgisayarların ilk kullanıcılarından. Nil Karaibrahimgil, HP’nin kişiket tanıtım kampanyası kapsamında bu yıl iki defa konser verecek ve imza günleri düzenleyecek.
Aşın fotoğrafını çekebilir misiniz?
Şair Nazım Hikmet’in, kadim dostu Abidin Dino’ya yazdığı şiirinde geçen “sen, mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” dizesini herkes bilir. O resim yapıldı mı bilmiyoruz, fakat kıpır kıpır sevgililerin çekmek isteyecekleri aşk fotoğrafları için alternatifler çoğalıyor. Dijital kameralarıyla her zaman ilgi çekmeyi başaran Kodak, Sevgililer Günü yaklaşırken ne alacağım diye düşünenlere cazip bir hediye alternatifi sunuyor. Kodak “EasyShare C875” dijital fotoğraf makinesi, uygun fiyatı ve gelişmiş özellikleri sayesinde sevgiliyle yaşanan güzellikleri kalıcı kılacak bir seçim. 8.0 MP çözünürlüğe ve 5X tamamen cam Schneider-Kreuznach optik zum lense sahip olan C875, kullanıcılara, nesnelere daha fazla yaklaşma ve 76x102 cm’ye kadar kaliteli baskılar alma imkânı veriyor. Son derece gelişmiş bir tasarımı kullanım kolaylığı ile birleştiren ürün, en iyi çekim modunu otomatik olarak belirleyen “akıllı poz” özelliği sayesinde, şaşırtıcı derecede başarılı fotoğraflar çekiyor. Teknoloji düşkünü sevgilisi olanlar için C875’in satış fiyatı, KDV dâhil 559 YTL. http://www.kodak.com.tr
Kablosuz ve sorunsuz fare
Çokluortam ürünleriyle tanınan Logitech, bir alıcıya ihtiyaç duymadan çalışan ilk kablosuz faresini pazara sundu. “Logitech V270 Kablosuz Optik Bluetooth” adlı fare, Bluetooth alıcısına sahip dizüstü PC’lerle ve Bluetooth özellikli Apple PowerBook’larla çalışıyor. Ürün, kullanım ve taşıma kolaylığı ile mobiliteye önem veren kullanıcılar düşünülerek tasarlandı. V270 normal kullanımda 3 ay pil ömrüne sahip, bu süre aç/kapa düğmesinin kullanımıyla uzatılabiliyor. Mouse ayrıca Logitech’in akıllı güç yönetim sisteminin bir parçası olan ve pil bitmeden önce sizi uyaran düşük batarya göstergesine sahip. Logitech V270 fare birçok yüzeyde düzgün ve keskin izleme yapmanızı sağlayan 1000 dpi’lik optik motora sahip, bu özellik yolda fare kullanan profesyonel mobil kullanıcıları için önemli. http://www.usr.com/tr
En güzel aşk mesajına ödül
Kısa bir süre içinde üye sayısı 500 bini aşan Gayet.net adlı site, kendi yarattığı “buluşum teknolojileri” ifadesiyle birlikte anılıyor. İnternet üzerinden üyelerini buluşturan Gayet.net, testleriyle de birbirinden ilginç konularda nabız yokluyor. Kadın üyelerinin çoğunlukta olmasıyla da farklı bir konumda duran site, seçkin ve eğlenceli bir görüntü çiziyor.
Kısa bir süre içinde üye sayısı 500 bini aşan Gayet.net adlı site, kendi yarattığı “buluşum teknolojileri” ifadesiyle birlikte anılıyor. İnternet üzerinden üyelerini buluşturan Gayet.net, testleriyle de birbirinden ilginç konularda nabız yokluyor. Kadın üyelerinin çoğunlukta olmasıyla da farklı bir konumda duran site, seçkin ve eğlenceli bir görüntü çiziyor.
Yayın süresine bakınca son derece genç bir site olmasına rağmen üye sayısı 500 bini geçen yeni buluşma noktası Gayet.net, üyelerine medeni bir ortamda iyi vakit geçirme imkânı sunuyor. Gayet.net ilgi çekici her türlü konuda yaptığı testler, üyelerine sunduğu e.günlük tutma, fotoğraf ekleyip albüm oluşturma, arkadaş ve arkadaş grubu oluşturma seçenekleriyle, bilinen “tanışma” kavramına yeni bir boyut kazandırıyor.
Yeni arkadaşlar edinmek, eğlenceli vakit geçirmek, ilginç konulardaki testleri çözüp yeni şeyler öğrenmek isteyenler için bu site iyi bir seçenek olabilir. Gayet.net’e üye olmak, iyi niyetli insanlar için çok kolay ama diğerleri için aynı şeyi söylemek zor. Profil dolduranlar, siteye üye olmak ve sitede kalabilmek için önce editörlerin onayından geçiyor, sonra da birbirlerine oy veriyor. Kendisine bir arkadaş grubu oluşturamayan ve yeterince olumlu oy alamayanlar siteden atılıyor.
“Bu kadar insan varken, aradığımı nasıl bulacağım” kaygısı taşıyanlar üzülmesin: Sistem, Gayet.net’e üye olurken oluşturduğunuz profile bakarak üyeler arasında karşılaştırma yapıyor ve size en uygun üyeleri sizinle buluşturuyor.
Cep telefonundan öncelikle sesli iletişim ve kısa mesaj beklentilerini karşılamasını isteyen kişiler için tasarlanan yeni ürünleriyle aynı zamanda pazar payını da artırmayı hedefleyen Sony Ericsson'un, yeni stratejileri doğrultusunda piyasaya sundukları K750i, W800i gibi ileri teknoloji ürünü ve kategorisine yönelik özellikleriyle pazarda etki yaratmış ürünleriyle şimdiye dek orta ve yüksek fiyatlı ürünler kategorisinde rekabet ediyordu.
Bu şekilde 2005 yılında 600 ve 700 YTL üzeri ürünler kategorisinde toplam pazarın %13'ünü elde eden şirket, aynı yıl, K700i, Z520i gibi ürünlerle 350-600 YTL arasındaki ürünler kategorisinde de oldukça başarılı bir sene geçirdi.
2006 yılında yaklaşık 350 YTL altında rekabet eden ürünlerin toplam pazarın % 45'ini gerçekleştirmesini bekleyen Sony Ericsson, üç yeni ürünüyle bu kategoriye de iddialı bir giriş yapmayı hedefliyor. Ürün portföyünü farklı kullanıcı beklentilerini göz önüne alarak genişleten mobil telefon üreticisi, portföyüne yeni eklediği giriş seviyesi ürünleri J100i, J220i ve J230i ile çok daha fazla sayıda müşteriye ulaşmayı hedefliyor.
Sony Ericsson'un yeni modelleri J220i ve J230i Haziran'da satışa sunulurken J100i de yaklaşık 15 gün içinde piyasaya çıkacak. Ürünler sırasıyla yaklaşık; 165 YTL, 220 YTL ve 150 YTL seviyesinden alıcı bulacak. Sony Ericsson'un ürün portföyündeki en küçük telefon olan J100i, 65 bin renkli ekranıyla giriş seviyesi ürünler kategorisindeki rakiplerinden bir anda ayrılıyor.
İnsanların evlerinde iyi bir sinema keyfi yaşaması için daha iyi ekranlar, daha iyi ses sistemleri ve bunları taşıyacak sistemler geliştirildi. Pek çok analistin ortak görüşü, önümüzdeki 10 yıl içinde video kaset, tüplü ekran ve kabloların ortadan kalkacağı yönünde. Yeni dönemde kablosuz genişbant internete bağlı ev ağlarında yüksek kalitede video ve müzik paylaşımından söz ediyor olacağız.
Eğlence bilgisayarı (e.PC) kavramı üzerinde en çok çalışan şirketlerden Intel ve Microsoft, yazılım ve donanım geliştirme konusunda cihaz üreticilerine öncülük ediyorlar. Microsoft'un geçtiğimiz sene duyurduğu "Windows Media Center" işletim sistemi ile gelişmiş çokluortam bilgisayarı üzerinden televizyon, radyo, müzik ve video gibi etkinlikler düzenlenip evin farklı odalarına paylaştırılabiliyor.
Tabi bu yeteneği üstlenebilecek donanımlara da ihtiyaç duyuluyor. HP tarafından geliştirilen "HP Digital Entertainment Center" adlı cihaz, tüm ev eğlencesi etkinliklerini taşıyan bir kutu. Bilgisayara kablosuz olarak bağlanan Extender, ekran ve ses sistemleri arasındaki iletişimi sağlıyor. 2004 yılında dünya çapında yaklaşık 70 milyon sayısal fotoğraf makinesi satıldığı tahmin edilirken, milyarlarca sayısal fotoğraf da bilgisayarlardaki yerini alıyor. Bu çarpıcı rakamların anlattığı şey şu ki, tüketiciler için sayısal fotoğrafların etkin kullanımı için bir an önce teknolojik önlemler alınmalı. İşte bizim konumuz olan eğlence bilgisayarı da tam bu noktada devreye giriyor.
Çünkü Intel'in teknolojik mimarisini tasarladığı, Microsoft'un yazılımını hazırladığı ve HP'nin de donanımlarını ürettiği yeni eğlence bilgisayarları, video ve müzikte olduğu gibi sayısal fotoğrafların da çok renkli biçimde değerlendirilmesine olanak tanıyor. Evin neresinde olursa olsun herhangi bir ekrana veya yazıcıya sayısal fotoğrafları göndermek mümkün oluyor. Ayrıca misafirlere fotoğrafları göstermek için tek koltuğa sıkışıp albüm sayfası çevirme devri de bitti.
Kullanıcı üzerinde bulunan bir alıcı, dünya etrafında dönen 24 uydu ile yaptığı sinyal alışverişi sonucunda bulunan yerle ilgili anında yüksek doğruluklu enlem, boylam ve yükseklik bilgisi elde edilmesini sağlıyor. Eğer otomobilinizde bir yönlendirme sistemine veya dağcılık aktivitelerinde kullandığınız bir GPS alıcısına sahipseniz yukarıda bahsettiğimiz yöntemi kullanıyorsunuz demektir.
Global Pozisyonlama Sistemi her ne kadar 1989’dan beri kullanılsa ve sinyaller herkesin kullanımına açık olsa da ticari kullanım bu alanda çok fazla hayat bulamadı. Bunun sebebi, sisteme ABD ordusunun sahip olarak yönetmesi ve sivil kullanım önünde büyük engeller oluşturması.
Örneğin sivillerin kullanımına sunulan sinyaller ordunun kullandığı sinyallere göre daha az doğruluk içeriyor; ki bu da GPS belirlemelerin pek de güvenilir olmadığı anlamına geliyor. Ayrıca alıcılar iyi bir belirleme elde etmek için en az dört uydu ile haberleşmesi gerekiyor; ki bu da yüksek binaların bulunduğu alanlarda neredeyse imkansız.
Dahası, ABD sistemi istediği her an kapatabilme hakkına sahip bulunuyor. Böylece yelkencilik ve dağcılık gibi birkaç özel piyasa dışında GPS aygıtlarının kullanım alanı bulduğu geniş piyasa olarak geriye bir tek araç yönlendirme sistemi kalıyor. Fakat tüm bunlar değişmek üzere. Kısa bir süre önce, dört uydulu ilk rakip sistem Galileo için çalışmalar başladı. Galileo, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Uzay Ajansı tarafından kurulan bir Avrupa projesi.
Bu durum özel verilerin güvenliği açısından endişe verici bir konu olsa da, bazıları için aslında kurtuluşun ta kendisi. Çünkü bir şekilde bilgisayardan silinmiş ve çöp kutusundan da boşaltılmış verilerin kurtarılabileceği gerçeği, herhangi bir kaza sonucu tamamen silinmiş verilerin geç kalmadığınız sürece kurtarılabileceği anlamına da geliyor.
Bu durum özel verilerin güvenliği açısından endişe verici bir konu olsa da, bazıları için aslında kurtuluşun ta kendisi. Çünkü bir şekilde bilgisayardan silinmiş ve çöp kutusundan da boşaltılmış verilerin kurtarılabileceği gerçeği, herhangi bir kaza sonucu tamamen silinmiş verilerin geç kalmadığınız sürece kurtarılabileceği anlamına da geliyor.
Verilerim nerede?
Normalde veriler sabit disk üzerine yazılırken belli izlerin üzerine konumlandırılıyorlar. Daha sonra da disk üzerinde konum bir adres haritası üzerinde işaretleniyor. Bir dosyayı sildiğinizde yaptığınız aslında izleri değil, bu adres bilgisini silmek oluyor. Bu iş tıpkı bir sokağa ev dikip adresini de birilerine yazdırmaya benziyor. Evi silmek istediğinizde sadece ona ulaşabileceğiniz adres kağıdı ortadan kalkıyor, ev ise yine yerinde duruyor. Tabii bu durum disk üzerine başka bir veri yazmadığınız durumlar için geçerli. Sabit disk üzerine yazılan her yeni veri, silinen verinin izi üzerine yazılarak dosyayı kurtarılamaz hale getirme riskini artırıyor. Bu nedenle erken davranmak önemli.
Dosyalarım nasıl kurtulur?
İnternet üzerinde silinmiş verileri kurtarabilmenize yardımcı olacak ücretli veya ücretsiz çok sayıda program mevcut. Bu programlar, sabit diskinizdeki izleri üzerinde arama yaparak adres bilgisi kayıp, fakat izleri sağlam dosyaları bularak bir kenara ayırıyor. Size de listelenen bu dosyalar arasından iyi durumda olanları kurtarmak kalıyor.
Dün yayımlanan “ADSL’de tarife zenginliği” başlıklı yazım için yüzlerce yorum ve e-posta gönderildi. Bunların büyük çoğunluğu Türk Telekom’un yeni tarife uygulamasını protesto eden ve ADSL politikasını eleştiren içeren bir içeriğe sahipti. O yazıda bilerek kapsam dışında bıraktığım bazı detaylara bu yazıda değinmek istiyorum. ADSL kullanıcılarını rahatsız eden uygulamalar hakkında alternatif bakış açısı yaratacak bazı notlar aktarmak istiyorum.
Hiç şüphesiz Türk Telekom’un yaptığı bu düzenleme İnternet’ten yüklü miktarda dosya indiren kullanıcıların canını sıktı. Diğer ülkelerdeki tarifeler üzerinden hesaplamalar yaparak elbette ülkemizdeki hizmetin maliyetiyle ilgili haklı çıkarımlarda bulunabiliriz. Ben konunun bu kısmını parantez içinde bırakıp başka bir yazının konusu olarak not düşerek, güncel durumla ilgili bazı ayrıntıları açmak istiyorum.
Geçtiğimiz sene 128 Kbps’lik en düşük bağlantı hızı, 256 Kbps’ye yükseltilmişti ve dosya paylaşım sistemlerinin müdavimi olan yüz binlerce abone bayram etmişti. 2005 Mart’ının ortalarında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, çok yakında 256 Kbps’lik en düşük bağlantının 512 Kbps’ye yükseltileceğini açıkladığında da aynı şekilde kullanıcılar sevinç gösterileriyle karşılamıştı bu gelişmeyi. Aradan geçen 7 ay bazı hesapları değiştirdi ve son düzenlemedeki tablo ortaya çıktı. Bakan’ın ilk açıklamasında sözünü verdiği şekilde, limitsiz dosya indirmeli 512 Kbps hıza aynı fiyatla (49 YTL) sahip olma olanağı hayata geçmedi.