Paylaş
Dün yayımlanan “ADSL’de tarife zenginliği” başlıklı yazım için yüzlerce yorum ve e-posta gönderildi. Bunların büyük çoğunluğu Türk Telekom’un yeni tarife uygulamasını protesto eden ve ADSL politikasını eleştiren içeren bir içeriğe sahipti. O yazıda bilerek kapsam dışında bıraktığım bazı detaylara bu yazıda değinmek istiyorum. ADSL kullanıcılarını rahatsız eden uygulamalar hakkında alternatif bakış açısı yaratacak bazı notlar aktarmak istiyorum.
Hiç şüphesiz Türk Telekom’un yaptığı bu düzenleme İnternet’ten yüklü miktarda dosya indiren kullanıcıların canını sıktı. Diğer ülkelerdeki tarifeler üzerinden hesaplamalar yaparak elbette ülkemizdeki hizmetin maliyetiyle ilgili haklı çıkarımlarda bulunabiliriz. Ben konunun bu kısmını parantez içinde bırakıp başka bir yazının konusu olarak not düşerek, güncel durumla ilgili bazı ayrıntıları açmak istiyorum.
Geçtiğimiz sene 128 Kbps’lik en düşük bağlantı hızı, 256 Kbps’ye yükseltilmişti ve dosya paylaşım sistemlerinin müdavimi olan yüz binlerce abone bayram etmişti. 2005 Mart’ının ortalarında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, çok yakında 256 Kbps’lik en düşük bağlantının 512 Kbps’ye yükseltileceğini açıkladığında da aynı şekilde kullanıcılar sevinç gösterileriyle karşılamıştı bu gelişmeyi. Aradan geçen 7 ay bazı hesapları değiştirdi ve son düzenlemedeki tablo ortaya çıktı. Bakan’ın ilk açıklamasında sözünü verdiği şekilde, limitsiz dosya indirmeli 512 Kbps hıza aynı fiyatla (49 YTL) sahip olma olanağı hayata geçmedi.
Türk Telekom limitli abonelik seçeneklerini zenginleştirerek kullanıcıya yeni alternatifler sunma yoluna gitti. Geçtiğimiz günlerde bu uygulamanın detaylarını verdi ve kullanıcılar isyan bayrağını çekti. Dünkü yazımda bu düzenlemenin doğru anlaşılamadığını ve Türk Telekom’un da iyi anlatamadığını belirtmiştim. Gelen tepkilerden anlıyorum ki, hala pek çok şey yanlış anlaşılıyor.
Kullanıcılar için adil bir dağılım
Elbette İnternet’ten faydalanma biçimi kullanıcılara göre değişir. Dolayısıyla İnternet bağlantı kapasitesinden beklentiler de buna göre farklılık gösteriyor. Ben iki ana grupta değerlendirme yapmak istiyorum: İnternet kullanıcılarının büyük bir çoğunluğunu oluşturan gruptakiler, daha çok Web sitelerinde gezinti, elektronik posta alıp-yollama, İnternet üzerinden oyun oynama ile ICQ ve MSN Messenger gibi anında sohbet programlarını kullanma gibi amaçlarla ADSL’e ihtiyaç duyuyorlar.
İkinci gruptakileri ise İnternet’in olanaklarından en yüksek seviyede faydalanan grup olarak tanımlayabiliriz. İlk grupta tanımladığım işlerin tamamını yaptıkları gibi; ücretli veya ücretsiz dosya paylaşım sistemlerinden film, MP3 ve oyun indirmek en büyük tutkuları. Bu paylaşım sistemlerinden faydalanmak için temel bilgisayar bilgisi üzerinde bir teknik bilgiye sahip olmak gerekiyor. Çünkü önceki yıllarda yaygın olarak kullanılan Napster, Kaza ve Audiogalaxy adlı dosya paylaşım sistemleri çok daha basit bir kullanım sunuyordu. Fakat birkaç yıldır İnternet’ten yüklü dosyalar indirmek biraz daha zahmetli hale geldi.
Bu konuda benim bildiğimi bir özel araştırma yok. Fakat okur mektuplarından ve bire bir görüştüğüm kişilerden öğrendiğim kadarıyla, bu kullanıcı grubunda olanların bilgisayarlarına indirdikleri dosya boyutu aylık ortalama 20-25 GB arasında değişiyor. Dosya paylaşım sistemlerinde yaptığım gezintide, 300 GB’lık sabit diskini paylaşıma sunmuş kullanıcılar da gördüm. Elbette bu kadar çok dosya indirenler için yeni düzenlemeler keyif kaçıracak.
Kullanıcı tipleriyle ilgili yapılan değerlendirmelerde bu tür kullanıcılar “arşivci” olarak nitelendiriliyor. İlgilerini çeken tüm yeni-eski filmler, diziler, konserler, klipler ve farklı türden videolar arşivcilerin en önemli tutkusu. Yabancı dizilerin büyük kısmı, TV’de yayımlandıktan sonraki gün bu sistemlere düşüyor dosya olarak. MP3’ler videonun peşinden gelen ikinci en popüler dosya şekli. Ortalama bir müzik radyosunun arşivindekinden fazla şarkıyı bulabiliriz böylesi bir kullanıcının bilgisayarında. Bir de oyun tutkunlarının düzenli olarak bilgisayarlarına indirdikleri oyunlar var.
Elbette bunların büyük çoğunluğuna para verilmiyor. Yazının konusu olmamakla birlikte, bu dosyaların elde edilmesi için -genellikle- eser sahiplerine herhangi bir ücret ödenmediği detayını da vermeliyim.
512 Kbps’ye 6 GB en güzel tarife
Türk Telekom’un yaptığı yeni düzenlemeyle ilgili olumlu konuşan pek az insan var ve eminim bu yazıma da benzer biçimde tepki gösterilecek. Fakat atlanmaması gereken bir detay var; ben bu yazılarımda siz kullanıcıların hakkını korumaya çalışıyorum. Yeni uygulamanın da, ilk algılanışının aksine, kullanıcının hakkını korumayı gözettiğine inanıyorum.
Aynı çatı altında çalıştığım meslektaşım Gila Benmayor da okurlarının yanlış yönlendirmesine kanmış görünüyor. Bugünkü yazısında, kullanıcıların tepkilerine ortak olduğunu ve ADSL kullanmaktan vazgeçeceğini yazmış. Bence yanlış bir düşünce.
Gila Benmayor’a tavsiyem, 6 GB limitli 512 Kbps hıza geçiş yapmasıdır. Kendisi de bir gazeteci ve sanıyorum aylık 6 GB gibi bir kapasite işlerini yapması için rahat rahat yetecektir. Elbette başka kullanıcıların ihtiyaçları hakkında varsayımda bulunmak doğru değil. Fakat Türk Telekom’un mevcut kapasiteyi iyi biçimde yönetmek için abonelerin İnternet’i kullanma alışkanlıklarına göre tarifeler belirlemesi şart olmuştu.
Her ay onlarca GB’lık video, müzik ve oyunu bilgisayarına (herhangi bir ek ücret ödemeksizin) indirmek lüksüne alışan kullanıcı için elbette limitsiz 512 Kbps İnternet’in 99 YTL’den sunulması hiç hoş bir haber değil. Bu değişiklik belli rötuşlardan geçirildikten sonra kullanıcılar arasında daha adil dağılım sağlayacaktır bana göre.
Bilgisayardan indirdikleriyle arşiv kurmak istemeyenlerin içi rahat olsun. “Aylık 6 GB bana yetmez” diyenler için 10 milyonluk bir farkla 512 Kbps hızda 9 GB’lık limit seçeneği de var. İnternet’ten makul sayıda film, müzik ve oyun indirmek için bu limitler de yeterli.
Suiistimali ortadan kaldıracak
Cep telefonu operatörlerinin bazı abonelik tiplerinde, iki abonenin belli bir sabit ücret karşılığında sınırsız görüşme yapma olanağı bulunuyordu. Ne oldu peki? Tabii ki suiistimal edildi! Bu hizmeti “bebek mikrofonu” olarak kullanmak moda oldu. Telefonlardan biri açık olarak bebeğin başucuna bırakılıyor, diğeriyle sürekli bağlantılı olduğundan, bebek ağladığında ebeveyn sesi duyuyor. Saatlerce süren bir telefon görüşmesi bu ve sürekli tekrar ediyor. İşin maddi kısmını geçtim; bu insanlar açık durumda duran o telefonun minik yavrucak için ne kadar zararlı olduğunu da mı düşünemiyorlar? Pes doğrusu.
Kampanyayı yapan operatörün bu suiistimal yüzünden uğradığı zararı ve işletim maliyetlerini varın siz düşünün. Ne oluyor peki, bu tip abartılı kullanımlar yüzünden, bu hizmetten amacına uygun biçimde faydalananlar da mahrum kalıyor uzun vadede.
Genişbant İnternet için de halihazırda buna yakın bir durum söz konusu. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı öğrenmeliyiz. Ülkemizin mevcut bağlantı kapasitesi ortada. Elbette ülkemizdeki altyapı Amerika’daki, Avrupa’daki gibi hızlı ve ucuz bir hizmet alma olanağını sunamıyor. Fakat durum böyleyken de “Ben bilgisayarımı 7 gün 24 saat açık bırakıp dilediğim kadar dosya indirmeliyim” diyenler, ortalama bir bilgisayar kullanıcısından para öderken de farklı olmalılar o zaman.
Devlet organlarını düz mantıkla protesto etmeye, aldıkları her karara şüpheyle bakmay ve en ufak bir pürüzde yerden yere vurmaya alıştık. Önceki yazımdan sonra bazı okurlardan “Türk Telekom’dan ne kadar para aldınız bu yazı için” gibisinden mektuplar aldım. Evet, itiraf ediyorum. Az önce Türk Telekom destek hattını arayarak evdeki ADSL hattımı 3 GB limitli 512 Kbps hıza çevirdim. Çünkü evdeki kullanımımızı aylardır ölçüyorum, 1.5 GB’ı geçmiyor. Neden daha fazla ödeyeyim ki? Ayda 29 YTL’ye 512 Kbps’lik hıza kavuşuyorum. Yani Türk Telekom’un bu uygulaması sayesinde hem iki kat hıza, hem de aylık 20 YTL tasarrufa kavuştum.
Hesabını iyi yapan kazanacak
Türk Telekom’un amacı abonelerin kendi ihtiyaçlarını gözden geçirip uygun ve ekonomik tarifeye geçiş yapması. Bu düzenlemeden kârlı çıkabilirsiniz; yeter ki bir düşünün ve hesabınızı yapın.
Arşivcilere de çağrım şudur; bu yazdıklarıma sert biçimde tepki göstermeden önce, bir ayda indirdiğiniz film, MP3 ve oyun sayesinde kaç YTL’lik bir maliyetten kurtulduğunuzu hesap edin. Bence siz de kârlı çıkacaksınız bu hesaptan.
Biraz zaman lazım sadece; herkesin neyin ne olduğunu doğru biçimde anlaması için zaman lazım. Evet, bağcıyı dövmeden önce üzümlerin kalitesine ve tadına bir bakmak iyi olur değil mi?
Paylaş