Ün sahibi sanatçılar ve güç sahibi politikacılar, çevrelerine afrodizyak bir etki yayar.
Herkesi kapsamı altına alabilecek bu çekim, politikacılar ve sanatçılar karşılaştığı zaman kaçınılmaz bir hale gelir ve kimi zaman evliliklere, kimi zaman da skandallara varan "sanatçı-politikacı" ilişkisi ortaya çıkar.
Tıklım tıklım dolu mahkeme salonunda, yargıcın sorusu net olduğu kadar, inciticiydi; "Bu adamla münasebetin var mı?" Tanık kürsüsünde bulunan kadının cevabı, aşkın politikanın da, adaletin de üzerinde olduğunu gösterecekti...
Ne münasebeti hakim bey, ben bu adama aşığım
Kürsüdeki kadın, yakın tarihin en büyük aşklarından birinin kahramanı, opera sanatçısı Ayhan Aydan’dan başkası değildi. Aşığım dediği adam ise bir dönemin kudretli adamı Adnan Menderes’ti. İktidarının en parlak günlerinde, bir dost meclisinde tanışan Menderes ve Aydan’ın aşkı, 27 Mayıs darbesinden sonra da sürmüş, iki aşık mahkeme salonundaki bu enstantanede son kez karşılaşmışlardı.
Sanatçılara gönlünü kaptıran politikacıların akıbetleri Menderes kadar dramatik olmadı, ama bazen koltuğu kaybetme noktasına kadar getirdi. Cumhuriyet tarihinin gizli gönül ilişkisi yüzünden istifa eden ilk bakanı Hasan Fehmi Güneş oldu.
Birine istifa, diğerine şöhret yolu açıldı
Ecevit hükümetinin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, gönlünü, sinema ve sahne sanatçısı Aynur Aydan’a kaptırmıştı. İzmir’de başlayıp, Ankara’da filizlenen ve İstanbul’da da serpilen bu birliktelik, ikilinin Hafta Sonu Gazetesi objektiflerine takılmasıyla son bulmuştu. Daha doğrusu bakana istifa, Aynur Aydan’a ise şöhret yolu açılmıştı.
Gündüz gözüyle ve makam arabasıyla Aynur Aydan’ın evine giden Hasan Fehmi Güneş, sadece bakan olduğunu unutmakla kalmamış, evli bir erkek için affedilmeyecek hata da yapmıştı. Objektiflere takılan bu birliktelik daha bir kaç ayı tamamlamadan Güneş’in bakanlık koltuğundan istifası, hatta siyasi hayatının sekteye uğramasıyla son bulmuş, bakanın "mafya tarafından tuzağa düşürüldüğü" itirazı pek de yankı bulmamıştı.
Motel hükümetinin hızlısı
Politikacıların sanatçılara olan düşkünlüğü, yer, zaman ve sanat dalı da tanımıyordu. Adalet Partisi’nden istifa eden 11 kişi içinde yer alıp, Ecevit’in "motel hükümeti" olarak adlandırılan kabinesinde Gümrük ve Tekel Bakanı olan Tuncay Mataracı, eğlence hayatına düşkünlüğüyle de tanınıyordu. Gazinoların ön masalarının vazgeçilmez isimlerinden biriydi. İşte, bu gece yarısı seferlerinden birinde dansöz Işık Yavuz ile tanışmış ve bu icraatıyla gazetelerin manşetlerine taşınmıştı.
Mataracı, Işık Yavuz’un ardından Sevda Karaca ile "sanatçı merakını" sürdürecek, bu arada yeraltı dünyasıyla ilişkileri yüzünden Yüce Divan’da yargılanarak mahkum olacaktı.
Aslına bakılırsa, sanatçıların da politikacılara ayrı bir düşkünlüğü vardı. 19. dönem Ankara ANAP milletvekili Hamdi Eriş, aynı zamanda zengin bir iş adamıydı. Parlamentoya seçilmeden önce, ünlü bir televizyon yıldızı olan ve ardından sahnelerde boy gösteren Meral Gökçe ile birlikte olmuştu. Hatta üç yıl süren bir evlilik dahi yapmıştı. Milletvekili olmasıyla da bu ilişkisi gündeme gelmiş ve evliliğinin mazide kalmasına rağmen günlerce yazılmıştı.
Soldan esen aşk rüzgarları
Gerek Ankara Belediye Başkanı olduğu dönem, gerekse SHP Ankara Milletvekili olduğu dönemlerde gözde bekar politikacılardan biriydi Ali Dinçer. Adı bir kaç kaçamak ilişkiye karışsa da, özel hayatını gizlemesini iyi biliyordu. Ancak, Bulgar asıllı caz sanatçısı, üstelik ünü dört kıtaya yayılan Yıldız İbrahimova’ya gönlünü kaptırınca, gözde bekarlık sıfatını da, özel hayatının gizemini de yitiriyordu.
Ali Dinçer’in ünü dünya çapında olan caz sanatçısı Yıldız Hanım’la yaptığı aşk evliliği halen tüm hızıyla sürüyor.
Son dönem hariç 1983 yılından beri İçel milletvekili olarak Meclis’te bulunanve 6 yıl Kültür Bakanlığı görevini üstlenen Fikri Sağlar, Kenan Evren ile Turgut Özal’a karşı muhalefetiyle olduğu kadar, bekarlığıyla da dikkatleri çekiyordu. Zengin bir ailenin çocuğu olması, iyi eğitim görmesi ve her şeyden önce milletvekili olması nedeniyle dikkatli gözlerin odak noktasıydı. Ancak ilk aşkıyla birlikte, evlilik haberi de geldi. Sağlar, sanat dünyasından Ayten Gökçer’in yeğeni, Devlet Tiyatrosu sanatçısı Serap Sağlar ile evlenmişti. Evliliklerinden sonra bir de sinema filmi çeviren Serap Hanım için tiyatrocuğunun yanına film yıldızlığı da ekleniyordu.
NOT: Yer darlığından yazının ikinci bölümü haftaya. Sizi şaşırtacak, hafızalarınızı tazeleyecek daha bir çok isim var.
Bahar bereketi
Geçen hafta Başkentin sosyal yaşamı oldukça hareketliydi. Birbiri ardına gerçekleşen sergiler, davetler ve aktiviteler uzun süreden beri durağan geçen gecelere bereket getirdi. Doğal olarak da bir çok Ankaralı gibi, ben de o kapı senin, bu kapı benim dolaşıp durdum. Aslında gittiğim ve yazılması gereken o kadar çok etkinlik var ki, hepsini aktarmaya ne köşem, ne de gazetenin sayfaları yeter. İşte, içlerinden seçtiklerim ve yaşananlar.
Ankara Resim Heykel Müzesi, çok özel bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Tempo Dergisi’nin "Engelleri Kaldıralım" kampanyası çerçevesinde, Serdar Bilgili’nin objektifine poz veren 33 engelli modelin fotoğraflarının bulunduğu sergi oldukça etkileyiciydi.
"Engellere Rağmen Fotoğraf Sergisi" ismini taşıyan davette, başta CHP Genel Başkanı Deniz Baykal olmak üzere, bir çok yeni ile eski politikacı ve bürokrat hazır bulundu. En önemlisi de Başkentli sanat severler sergiye büyük ilgi gösterdi. Davetin yıldızı ise görme engelli olmasına karşın, hayat dolu tavırları ile diğer engellilere de yaşama sevinci veren Metin Şentürk’tü. Serginin Ankara’ya getirilmesinde önemli rol üstlenen Tüm Kadınlar Lobisi (TÜKAL) önderliğindeki sivil toplum örgütlerinin üyeleri ise tam kadro müzedeydi.
HEVES KURSAKTA KART CEPTE KALDI
Sergi sonrası durağımız ise gece hayatına yön veren isimlerden Suat Başer ve Erk Şenman’ın eğlence yaşamına kazandırdıkları Gossip Lounge isimli mekandı. Cemiyet hayatının pek çok tanınmış ismini bir araya getiren açılış partisinde, içeride olandan daha çok kapı önünde yaşadıklarımız ilginçti.
Kredi kartlarına benzer bir kart dağıtan müessese, Cuma günleri saat 22.00 ile 02.00 arasında 25 yaş ve üzerindeki özel müşterilerine hizmet verecek. Bu nedenle de Cuma günleri girişteki elektronik kapı, kartı olan üyeler ile yakınlarına geçiş izni verecek. Diğer günler ise kart sahiplerine özel muamele vadiyle beraber her yaş kesimine açık olacak.
Hal böyle olunca da, yollanan kart ile kapıyı açmaya ve yanımdakilere hava atmaya hazırlandım ki, elektronik kapı kendiliğinden açıldı. Açan oldukça güzel bir sarışın bayan kapı görevlisiydi. Meğerse ilk gecenin şerefine bu hanım kapının kontrolünü ele almış.
"Kardeşim bilmeyene yardımcı ol da, benim havamı söndürme" derken, mekanın sahibi Suat Başer ile eşi Nükhet Hanım yanımda belirdi. Onlara bugüne kadar sadece kredi ve ATM kartı kullandığımı, farklı bir alanda ilk kartımı kullanacakken hevesimin kursağımda kaldığını anlatırken de şakamı ciddiye aldıklarını fark ettim.
Aslında kozmopolit eğlenceden sıkılanlar için güzel bir uygulama olmuş. İçeriye adım attığın an, seninle aynı frekanstaki insanları buluyorsun. Duyduğuma göre, ince eleyip sık dokuduğu için Suat’ın başı bu özel karttan edinmek isteyenlerle dertteymiş.
BÜYÜLÜ GECELER
Bildiğiniz üzere, "Ankara baharı müzikle daha güzel" sloganıyla Sevda Cenap And Vakfı tarafından düzenlenen Ankara Uluslararası Müzik Festivali’nin 24’üncüsü, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer’in de katıldığı açılış konseriyle başladı. Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’ndaki açılış konserinde Ankara’nın en genç orkestrası Hacettepe Senfoni, Şef Erol Erdinç yönetiminde muhteşem bir konser verdi. Yüzüncü doğum yılı kutlanan Ahmet Adnan Saygun ve Çaykovski eserlerini seslendiren orkestra, dinleyenleri adeta büyüledi.
Sevda Cenap And Vakfı Başkanı Mehmet Başman, Ankara’nın geleneksel bir sanat etkinliği haline gelen bu festivali bütün zorluklara rağmen gerçekleştirdiklerini belirtiyor. Başkentli müzik severler festival boyunca, toplam 24 konser ve gösteride, Türkiye dahil 13 ülkenin sanatçılarını izleyecek.