SEYİRCİSİZ bir maç bu kadar keyif verir mi?Hiç aklıma gelmezdi ama maçtan müthiş bir keyif aldım. Millilerin müdalesi, temposu, takım ruhu ve uyumu mükemmeldi.
Eskiden böyle durumlarda gazeteler klasik manşetler kullanırlardı; "Sessiz çığlık, sessiz mutluluk, seyircisiz gösteri, 70 milyon sizinleydi" gibi..
Ama bu kez farklı oldu. Bu farklılığın en büyük nedeni elbetteki Hakan Şükür’dü. Hakan’ın oynamasına taraftar olabilirsiniz, ya da oynatılmasına karşı çıkabilirsiniz. Hangi tarafta yer alırsanız alın, sizin haklı olduğunuz pek çok neden de sırayabilirsiniz?
Ama dün geceki Hakan’a hepimiz şapka çıkarmalıyız. Neden mi?
Milyonlarca insanın gözü onun üzerindeydi. Gece gündüz o konuşuldu. Adım gibi biliyorum çok sinirlendi. Haksızlık diyerek isyan etti. Yüzlerce protesto projesini hayalinden gerçeğe taşıdı. Belki de ağladı. Ama yıkılmadı. Hakan, herşeye rağmen, eleştiriye, kötü şansa, ve ilerlemiş yaşına rağmen insanın istediği zaman yıkılmadığını, ayakta kalabildiğini öğretti takım arkadaşlarına. Kutluyorum.
Demirel ve Hakan
HAKAN golleri attıkça, protokol tribünü ayağa kalktı. Hatta maçın yorumcusu Ömer Üründür bile, "Bu oyuncuya haksızlık yapıyoruz. Bu kadar emek vermiş, formamız için ter döken, sevinen, üzülen, paylaşan bu futbolcuya böyle davranmamak gerek" dedi. Ne yazık ki Türkiye böyle bir ülke işte. Haftalardır eleştiri, bombardıman, baskı altına alınan Hakan Şükür.. Ve ardından gelen 4 gol. Herkes değişti bir anda. Hakan’ın attığı 4 gol sonrası insanlar artık inandıklarını söyleyemeyecekler, yazamayacaklar. Bir hafta önce tu-kaka ilan edilen insan, şimdi kahraman olacak. Bu ülkede durum böyle olunca da, ne Hakan, milli takımı bırakır ne de sayın Süleyman Demirel siyaseti.
Biz takımız
SEYİRCİSİZ oynamak gibi ilkel bir cezanın sona ereceği günlerin yakın olduğunu düşünüyorum. Dünya, "Bir zamanlar ne kadar ilkelmişiz" diyecek bu maçları izledikçe. Neyse, hala İsviçre maçının cezasını ödüyoruz. Bizim dezavantajımız rakip için avantaj oluyor. CocaCola’nın tribünlere yaptırdığı pankartlarla yaratmaya çalıştığı o güzel ambiyans dışında maç gayet zevksiz ve sıradan başladı. Ve ilk gol atılana kadar da aynen öyle devam etti.Türkiye kendisinden zayıf sayılabilecek rakibi karşısında bir pozisyon dışında gole kadar neredeyse yoktu. Ancak golden sonra beklediğimiz futbol geldi. Futbolcuların "Biz bir takımız" sözü oynadıkları oyunla kulaklarımızı çınlattı adeta. Belli ki Fatih Hoca havayı yakalamış ve de yakalatmış... Teşekkürler A Milli Takım.
Sevinme
BİR hakan tartışması aldı başını gitti. Bütün bunlar yaşanırken, sizin dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Mehmet Aurellio’nun gol sevinci beni çok duygulandırdı.Tam bunu yazarken tiyatrocu ve Galatasaraylı arkadaşım Behzat Uygur aradı ve bana aynı şeyi tekrarladı ve "O gerçekten bir Mehmet" diyerek çok duygulandığını söyledi.
Maçın Pankartı: CocaCola’nın "Sizleri Yalnız Bırakacağımızı mı Sandınız"