Ercan Kumcu: Yeni uluslararası finansal mimari






Ercan KUMCU
Haberin Devamı

ASYA ve Rusya krizlerinden sonra yeni bir uluslararası finansal mimariye ihtiyaç duyulduğu çok konuşuldu. Küreselleşme, ekonomik krizlerin büyümesinin ve ülkeden ülkeye bulaşmalarının temeliydi. Eski sistem belki de ihtiyaca cevap vermiyordu.

Küreselleşmeyi durduramayacağımıza göre, finansal mimari, krizlerin çıkmasını önleyici, çıktığında ise bulaşıcılığı önleyen bir yapıya kavuşturulmalıydı. Üç yıldır akademisyenler, bürokratlar ve siyasetçiler bu konuya yoğunlaştılar.

Milton Friedman gibi radikaller IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların kapatılmasını önerdi. Çünkü, özellikle IMF, krize giren ülkelere büyük boyutta krediler açarak aslında ülkeyi değil, o ülkeden çıkmaya çalışan özel sermayeyi koruyordu. Bu haliyle, IMF politikaları özel sektörde ‘‘ahlak çöküntüsü’’ yaratıyordu.

Diğerleri IMF ve Dünya Bankası'nın kapatılmasını, yerlerine yeni kurumların kurulmasını önerdiler. Yeni kurumların ne yapacağı konusu ise çok açık değildi.

EVRİM

Bugün gelinen noktada, uluslararası finansal mimari konusunda bir ‘‘devrim’’ değil, ‘‘evrim’’ olması görüşü ağırlık kazandı. Bu çerçevede, aşağıdaki noktalar vurgulanıyor:

Gelişmekte olan ülkeler, orta dönemli bir bakış açısı içinde istikrarı hedefleyen sağlam ekonomik politikalar uygulamalılar. Aslında, açıkça söylenmese de, orta dönemde, gelişmekte olan ülkelerin maliye ve para politikalarının gelişmiş ülkelerdekilerle uyum içinde olması gerektiği vurgulanıyor.

Uygulanacak kur rejimi seçimi, kısa dönem için ülkedeki ekonomik şartlara göre yapılmalı. Politikalar ise seçilen kur rejimi ile kesinlikle tutarlı olmalı. Kısa dönemde enflasyonu indirebilmek için sabit kur uygulansa dahi, orta dönemde dalgalı kura geçişin planları yapılmalı.

Ulusal finansal altyapı sağlam olarak kurulmadan sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesine gidilmemeli.

Ekonomik veriler, zamanında ve belli bir standartta kamuoyuna açıklanmalı. IMF ve Dünya Bankası bu konuda sorumluluk almalı.

Ülke içinde finansal sistemin düzenlenmesi ve denetlenmesi en iyi şekilde yapılmalı. Sistem şeffaf olmalı.

Sorunlar çıktığında özel sektör de sorunların çözümüne ortak edilmeli.

IMF programlarının şartları çok ağır olmamalı. Ülkedeki sosyal ve politik şartları göz önüne almalı. IMF ayrıntılarla zaman kaybetmemeli.

IMF hiçbir zaman küresel bir ‘‘son borç verici’’ durumunda görülmemeli.

IMF ve Dünya Bankası'nın yetki ve sorumlulukları şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin çizgilerle ayrılmalı.

Krizlere çözüm ararken özel sektörün kurtarılması anlamına gelecek uygulamalardan kaçınılmalı.

Aslında bunların hiçbiri evrim değil. Çoğu ekonomik krizlerin çıkma olasılığını azaltan uygulamaya yönelik tavsiyeler. Zaman buldukça bu konuları irdelemeye devam edeceğim.

Yazarın Tüm Yazıları