Geç kalındıkça sorunlar katlanıyor çözüm zorlaşıyor

EKONOMİK görünüm, bugün ve yakın gelecekte bu köşede "eğitim" konularında ahkam kesmeye pek izin vermeyecekmiş gibi görünüyor.

Bu köşeyi pazar günleri "eğitim" yazıları için izleyen okurlardan özür dilerim.

20 Haziran günü Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), tarihindeki ilk olağanüstü toplantısını takiben olağan aylık toplantısını yaptı. Toplantıdan sonra yapılan açıklamada olağanüstü toplantıda alınan faiz artırım kararının önemi vurgulandı ve ekonomik gelişmelerin şimdilik orta vadeli enflasyon hedeflerini tehdit etmediği yorumu yapıldı. Faiz artırımının döviz kuru artışlarını durdurulabileceği düşünüldü.

23 Haziran günü Merkez Bankası bugün için PPK’yı yeniden olağanüstü toplantıya çağırdı. Üç günde ne değişmişti?

KORKUYOR GÖRÜNTÜSÜ

20-23 Haziran tarihleri arasında
iki haber piyasaların ilgisini çekti. İlki, Güney Afrika ekonomisinde cari işlemler açığının artmasıydı. İkincisi ise Amerika’da enflasyon kaygılarının artmasıyla FED’in bu ay sonunda faizleri 0.25 değil, 0.5 puan artırabileceğiydi. Her ikisi de küresel sermayeyi ilgilendiren konulardı. Bizi daha da fazla ilgilendirdi. Bizim piyasalar çok daha fazla sallandı.

Nisan ayı enflasyonu mayıs ayı başında herkesi şaşırtmıştı. Enflasyon rakamları açıklanmadan bir hafta evvel her şeyin yolunda gittiği gerekçesiyle Merkez Bankası faizleri düşürmüştü. Açıklanan rakamlar her şeyin yolunda gitmediğine işaret etti. Ardından, küresel rahatsızlıklar oluşmaya başladı. Türkiye ekonomisi hem kendi dalgasının hem de uluslararası dalgaların etkisi altına girdi.

Merkez Bankası kısa vadeli faizleri piyasa beklentilerinin üzerinde artırdı. Köşesine çekildi. Dolar kuru 1.3’ten 1.6’ya tırmanırken Merkez Bankası seyirci kaldı. Dolar kuru 1.6’yı gördüğünde belli belirsiz bir müdahale yapıldı. Müdahale fikri doğruydu, ama piyasa dinamiklerini değiştirmekten çok uzaktı.

Geçen cuma günü dolar kuru 1.7’yi geçince Merkez Bankası yine belli belirsiz bir müdahalede bulundu. Piyasa dinamikleri kötüleşmeye devam ederken, bu müdahale hem yetersiz hem de anlamsız oldu. Saat 17.30’dan sonra yapılan müdahalenin ise en iyi ihtimalle "artık ben ciddileştim" yolunda bir mesaj değeri olabilir. Bu duruşun testi yarın yapılacaktır.

Merkez Bankası döviz satmak istemiyor. Belki de, Merkez Bankası’nın döviz satmasına IMF izin vermiyor. Daha da kötüsü, Merkez Bankası piyasalara döviz satmaktan korktuğu izlenimini veriyor. Verdiği bu izlenimle, Merkez Bankası faizleri ne kadar artırırsa artırsın, döviz piyasasındaki dinamikleri değiştirebilmesi mümkün değildir.

KAYBEDİLEN MAÇ

Bugün yapılacak PPK toplantısında büyük bir olasılıkla kısa vadeli faizlerin artırılması kararı verilecektir
. Geçen defa 1.75 puan artırılmıştı. Diyelim ki, bu kez de 3.75 puan artırıldı. Giderek bozulan dinamiklerle kısa vadeli faizlerin 3.75 puan artması önümüzdeki 3-5 hafta içinde döviz piyasasını durduramayacaktır. Piyasa döviz istemektedir. Piyasa Merkez Bankası’nın piyasaya müdahale etmeye muktedir olup olmadığını görmek istemektedir. Çünkü, bugüne kadar piyasalar Merkez Bankası’nın bu gücünü göremedi.

Dolayısıyla, PPK madem ki para politikası konularında karar veren bir organdır, o halde, Merkez Bankası’nın döviz piyasasına müdahale etmesi kararını da almalıdır. Bu alanda bir mertebe zikretmeden idareye açık bir biçimde yetki vermelidir. Bunun da piyasalar için bir mesaj değeri olacaktır.

Belli ki, Merkez Bankası İdaresi böyle bir kararı tek başına almak istememektedir. Belki de haklıdır. Çünkü, geçmişte kime, ne kadar, hangi kurdan döviz sattı diye Merkez Bankası yöneticileri mahkemeye verilmişlerdir. Para politikası mahkemeye düşmüştür!

Geç kalındıkça sorunlar ağırlaşmakta, piyasa dinamikleri daha fazla bozulmaktadır. Dolayısıyla, çözüm zorlaşmaktadır. Bozulan dinamikleri tamir etmenin maliyeti daha ağır olmaktadır. Enflasyon hedeflemesi yapan bir merkez bankası açısından dolar kurunun 1.3’ten 1.45’e gelmesine seyirci kalınarak maç kaybedilmiştir. Şimdi, enflasyon hedeflemesi açısından para politikası madara olmuş durumdadır. Bunu kısa vadede tamir etmenin olanağı da yoktur.

Yarın bu konulara yine gireceğim.
Yazarın Tüm Yazıları