Paylaş
Zor şartlar altında kutsal bir meslek icra eden sağlık çalışanları, bir de şiddet kabusuyla baş başa kalırken, Gazi Üniversitesi, madalyonun diğer yüzüne de bakmamızı gerektiren bir anket açıkladı.
Doç. Dr. Mustafa İlhan başkanlığında yapılan “Toplum Gözüyle Sağlık Çalışanlarına Şiddet” başlıklı araştırmaya göre, toplumun yüzde 20’si sağlık çalışanlarının şiddeti hak ettiğini düşünüyor. Bu vahim istatistik, tehlikeli bir algıyı da ortaya koyuyor.
VATANDAŞA HEP “SUS” DENDİ
Peki ne oldu da insanlar, en kutsal mesleklerden biri olan hekimlik merciine böylesine gözü dönmüş bir şekilde saldırıyor? Çünkü, 1990’lı yılların sonuna kadar, doktor devlet demekti, otorite demekti. Köyleri geçtim, büyük şehirlerde dahi doktorun odasına girince sesinizi çıkaramazdınız.
1976 yılından sonra hastane koridorlarında boy göstermeye başlayan, halen de birçok hastanemizde varlığını devam ettiren dönemin ünlü fotomodeli Dilek Tunca’nın hemşire kıyafetiyle verdiği “Sus” pozunu hatırlayın. O da bir nevi, hastanedeki otoritenin perçinleyicisi olmuştu. Hatta, ünü hastaneleri aşıp, okullarda devlet dairelerinde de kullanılmıştı.
ŞİDDETLE HAK ARANMAZ
O yıllardan, bu zamanlara bireysel hakların daha çok tartışıldığı, birey kavramının, devlet kavramının önüne geçtiği dönemlere geldik. Bu dönüşümün içinde de, yıllarca bu otoriteye karşı biriken ve geldiğimiz noktada zaten bir çok konuda şiddete meyilli olan vatandaş da, “hak arama” kavramını zihninde şekillendirirken, bildiği yola başvurdu. Şiddete...
Biraz surat yapan doktora rastladığında, sorusuna yanıt alamadığında, sıra beklediğinde, sinirlendiğinde, kafası bozulduğunda “Bu doktor da dayaklık” dedi ve şiddet uyguladı. Aklı başında olanlar tepkisini medeni, insan gibi yollarla gösterse de, ankete katılanların beşte biri, soruya “Sağlık çalışanı şiddeti hak ediyor” karşılığını verdi.
Hak arama, demokrasi, medeni iletişim konusunda yolumuz var daha...
BUGÜNE KADAR 50 KERE BİTERDİ
Anadolu Bulvarı’nı Konya Yolu’na bağlayacak ve 100. Yıl, Çiğdem istikametinden geçerek Eskişehir Yolu’ndaki yoğunluğu büyük ölçüde rahatlatacak yolla ilgili nihayet çalışma başladı. Hafta içinde açıklama yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, ODTÜ’yle anlaştıklarını ve yakında protokol yapacaklarını duyurdu. Aslında Belediyeyle ODTÜ arasında asıl anlaşmazlık çıkaran bu yol değildi. ODTÜ, Bilkent’ten gelecek ve ormanı tam ikiye bölerek geçtikten sonra Konya Yolu’na bağlanacak güzergaha karşı çıkıyor ve tünel yol istiyordu. Anlaşma yapılan yolla ilgili ise ODTÜ, engel teşkil eden küçük miktardaki arazisini 1993 yılında Karayolları’na zaten devretmişti ve geçen hafta inşaatına başlanan yolla ilgili ortada bir sorun yoktu. Sonuç olarak, bu yol için yıllarca beklenmeyebilir, bugüne kadar çok defa başlanabilir ve bitirilebilirdi.
Paylaş