Paylaş
Eşkıyanın yakalanması ile birlikte unutulan eski şarkı yine hatırlandı. Yakında matbuatımız heyecanlı manşetleri çeker, ekranlardan müjde paketi anonsları duyulur. Güneydoğu'ya yollanan trilyonların zaten hızı kesilen yangını tamamen söndüreceği hayalleri kurulur.
Bu köşeye arada sırada bile olsa göz atma zahmetinde bulunanlar Güneydoğu kadar yoksul bir yöreye yatırım hamlesine karşı çıkacak kadar dangalak olmadığımızı herhalde teslim eder.
Ancak belki de son üç-dört yıldır gündeme getirilen -çoğu kof propaganda amaçlı- Güneydoğu paketlerine itirazımız da gözden kaçmamıştır.
Çünkü kanımızca Güneydoğu'da silah seslerinden veya sessizlikten korkunca cüzdana davranmak ‘‘Ver kurtul-Vur kurtul’’ mantığının devamıdır.
Artık gerçekleri fısıldamayalım, cesurca tartışalım.
Bölgede acil ihtiyacı duyulan eksik, paradan çok demokrasidir.
Özgür sendika, sansürsüz medya, sivil toplum örgütleri.
Yani demokrasinin bekçilerine çalışma izni verilmeden Güneydoğu'ya yollanan trilyonların amacına uygun harcandığına nasıl emin olunacak ki?
Hırsızlardan, soygunculardan nasıl hesap sorulacak ki?
* * *
Çalışkan ve inatçı bir emniyet müdürünün Diyarbakır'da polis-vatandaş ilişkisini nasıl düzelttiğini geçen hafta bu köşede aktardık.
Ne yazık ki, bu tür olumlu örneklerin sayısı çok az. Bölgede sadece maddi kaynak değil insani sermaye eksikliğine kanıt ise çok fazla.
Örneğin önceki hafta Diyarbakır'da toplanan bölge valileri, İçişleri Bakanı'ndan ödenek istemedi, ‘‘Müdür’’ talep etti.
Çünkü olağanüstü hal bölgesindeki kamu kurum ve kuruluşlarının neredeyse tamamı ‘‘vekaleten’’ yönetiliyor.
Devlet en sorunlu coğrafyada en tecrübesiz kadroyla temsil ediliyor.
Ve inanın ki bu ihmalin bedeli sadece vatandaş nezdinde yitirilen itibardan ibaret kalmıyor. Bölgeye yollanan trilyonlar buhar olup uçuyor, bir liralık iş 100 liraya mal oluyor. Sonra dönüp yine para isteniyor.
* * *
Teoriden çok pratikle ilgilenenlere Diyarbakır Köy Hizmetleri Bölge ve İl Müdürlükleri'nde ortaya çıkarılan yolsuzluk dosyaları örnek gösterilebilir.
Kuşkulu 60 dosyadan sadece ikisinde yapılan denetim sonucunda eski ve yeni bölge müdürleri ile 3 şube müdürü mahkeme tarafından tutuklandı. (Daha sonra tutuksuz yargılanmalarına karar verildi.)
Dosyalardaki rezalet anlatılır gibi değil... Yapılmamış köy yoluna ödenen paralar, kayıp su boruları... Trilyonla ölçülen yolsuzluk...
Ve şimdi sıkı durun...
Bu yolsuzluğu kimin soruşturması lazım? Müdürlerin bağlı bulunduğu bakanlığın müfettişleri, öyle değil mi? Ama öyle olmadı, dosyaları Mali Şube polis ekipleri inceledi, savcılar iddianameyi yazdı. Diyarbakır İl Valisi Nafiz Kayalı, yolsuzluk dosyalarını kamuoyuna açıkladığı basın toplantısında, ‘‘Ankara'dan talep etmelerine rağmen 9 ay gelmeyen müfettişlerden’’ yakındı.
* * *
Güneydoğu'ya rüşvet misali trilyonlarca lira yollamak marifet değildir.
Bu paraların yerinde harcanması için demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarının Güneydoğu'da da işlemesine imkán tanınmalıdır.
Vergilerimiz hırsızları zengin etmek için değil, bölgeyi ekonomiye kazanmak amacıyla kullanılmalıdır.
Paylaş