Enis Berberoğlu: Mucize serisi başyapıtı: Takas






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

NERGİS Holding'in çıkardığı şirket dergisinin kapak fotoğrafı Türkiye'deki reel sektör öyküsünün kısa özeti gibi...

Koyu renk elbiseleri, boyalı ayakkabı, kusursuz düğümlü kravatları ile Cavit Çağlar ve dayısı Şükrü Şankaya ölçülü tebessümle kameraya bakıyor... Kapak fonunda ise 15 bin holding çalışanından kalabalık kesit sunuluyor. Cavit Çağlar banka skandalı nedeniyle hapiste, dayısı hayali ihracat soruşturmasında ifade veriyor... Peki ya kapaktaki komşuları, puantörler, düzboyacılar, kesimciler, vardiya teknisyenleri kriz labirentinde nasıl ilerliyor... Aile içi tasarruf paketinde yelpaze geniş...

‘‘Hafta sonu büyük market turlarımızı kaldırdık’’ (Asuman Uğur, Yeşim Kreş öğretmeni)

‘‘Derviş'in geldiği ilk günlerde ekonominin düzeleceğini umdum. Ama henüz gelişme görmedim.’’ (Şener Burhan, Yeşim Puantörlük)

‘‘Yemek çeşitlerini ikiden bire indirdik, çocuğun harçlığını kıstık’’ (Nazmiye Bulut, Yeşim Amerika Departmanı)

‘‘Tüpgaz fiyatları çok arttığı için kısa sürede pişen yemekleri tercih ediyorum’’ (Macide Mollaoğlu, Yeşim Tasnif)

* * *

Nergis Holding sahiplerinin hakkına ne düştüğüne yargı karar verecek... Ama asıl kritik soru, Nergis Holding çalışanlarının bu krizi hak edip etmediğidir... Yabancı bir sese kulak verelim:

‘‘...Elbette Türkiye'nin ekonomi politikasında krizi mümkün kılacak çok sayıda çatlak bulunuyordu. Ahbap-çavuş kapitalizminin sözünü etmeye bile gerek olmayan Türkiye'de bariz bir çürüme hüküm sürmekteydi, hálá da sürmektedir. Buna rağmen cezanın suça uygun olup olmadığı sorulmalıdır. Kriz arifesinde Türkiye konusunda yaygın iyimserlik vardı; bütün çatlaklarına rağmen ekonominin iyi yolda olduğuna dair işaretler görülüyordu. Sonra güven kaybedildi ve bunu son birkaç yıldır oldukça yakından bilinen bir hastalık belirtisi izledi. Banka kriziyle etkileşen bir para krizi, değer kaybedecek bankaları zayıflatan bir para birimi ve sonuçta paranın değerini daha da zayıflatan bir kredi çöküntüsü...’’

(Bunalım Ekonomisinin Geri Dönüşü, Paul Krugman)

* * *

Ekonomik mesih mucize serisinin başyapıtı Birinci Takas Anlaşması'nın tadını kaçırmaya hiç niyetimiz yok ama yukarıdaki paragrafta tarif edilen sürecin üçüncü adımına (kredi çöküntüsü) hızla yaklaştığımızın acaba farkında mıyız... Ayrıca neyi kutluyoruz, açıkça tartışalım mı?

Havai fişekler Hazine ile bankaların borç vadesini uzatması şerefine atılıyor... Peki bu tür anlaşma ilk kez mi yaşanıyor... Tabii ki hayır.

Geçen kriz arifesinde yani bir yıldan az süre önce kur çapası uygulanıyordu, riskin adı devalüasyondu. Bankalar gönüllü olarak dış borç alıp Hazine'ye para sattılar. Kriz patlak verince kimisi battı, çoğu ağır hasar gördü. Yeni programın risk odağı bu kez kur değil faiz...

Ve bankalar Hazine ile borç takasına giderek faiz riskine ortak oldu.

Yaşasın!

* * *

Takastan sonra sıra reel sektöre gelecek, en azından rivayet böyle...

Ama gecelik repodan başlayarak mevduat pazarından çekilen kamu bankaları bilançonun aktif bölümünde de temizliğe gitmek zorunda...

Yani kredileri daraltacaklar... Dönem faizini ödeyenlerin yüz liralık kredisini yetmiş beş liraya indirecekler.

Kredi müşterisinin sıkışması kredi kartından, ithalat işleminden veya benzer butik hizmetlerden para kazanan özel bankaları da vuracak...

Yine başa dönersek, Nergis Holding ve benzeri milyonlarca reel sektör çalışanını bekleyen kader konusunda iyimserliğe kapılmak kolay değil...

Aileler tüketimi elden geldiğince kısıyor, dolayısıyla talepte artış zor gözüküyor. Bankaların reel sektörün duran çarkını çevirecek kredileri açması ihtimali az. Hazine ve bankaların yeniden buluştuğu geminin politik risk nedeniyle kayalara bindirmesi riski hayli yüksek...

* * *

Bu ülkede önce tasarruflar dövize yöneldi. Ardından kontratlar dövizle bağıtlandı, yerli paranın değişim aracı olarak bile kullanım alanı sınırlandı. Takas operasyonu Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı'nın bile döviz ihracına başladığını kanıtladı... (Üstelik sabit fiyatla, bir milyon 160 bin liraya.) Bundan sonraki adım bankalara ve reel sektöre yabancı patron dönemidir. Ve sakın o saatte milliyetçilikten söz etmeyin, ahalinin midesini kaldırmayın.

Yazarın Tüm Yazıları