Global mafya ile savaş günlüğü

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Medyada fazla dikkat etmeden izlediğiniz haberler gün gelir yeni ve global bir eğilimi yansıtır. Global mafyaya karşı çokuluslu savaşın cephe haberleri de aynı anlayışla medyada giderek daha fazla yer buluyor.

Global mafyaya karşı polisiye tedbirlerle ancak sınırlı başarı sağlayan batılı toplumlar yeni bir yöntemi deniyor.

Yasanın namlusu haydutun alnını değil cüzdanını hedef alıyor.

Uyuşturucu veya silah kaçakçılığında kârların çok yüksek olduğu biliniyor. Ama bu tezgâhı global ölçekte yönetmenin maliyetine pek dikkat edilmiyor. Batılı sanayi toplumları mafyaya öldürücü darbeyi tam bu noktadan indiriyor.

Eskiden örneğin bir parti uyuşturucu yakalandığında, üç-beş küçük haydut hapse yollanır, büyük patron lüks villasında rahat uyurdu.

Oysa yeni yasalarla suç sayesinde edinilen servete el konulması mümkün oldu. Böylece uyuşturucu veya silah baronlarının beli kırıldı.

Diyelim ki, mafya patronunun uyuşturucu ticaretine karıştığı kanıtlandı. Bütün servetine el konulunca, kıpırdayacak hali kalmadı.

* * *

Mafyaya karşı özel savaşın anlamlı örneklerinden birisi geçenlerde Hüseyin Baybaşin'e karşı düzenlenen çokuluslu operasyonda yaşandı.

Çok değil 2 yıl önce bu uyuşturucu kaçakçısına koruma sağlayan Hollanda, Baybaşin'i tutuklamak zorunda kaldı. Hemen ardından Baybaşin'in altı ülkeye yayılmış mal varlığına el konuldu. Operasyonda İngiltere, Hollanda, Almanya, Romanya, Belçika ve Türk polisi ortak çalıştı.

Bu altı ülkede tespit edilen mal varlığı 60 milyon Alman Markı'na ulaşan Baybaşin Ailesi'nin zehirli dişi çekildi. Yeni parti uyuşturucu temin edecek, adam tutacak parası azaldı.

* * *

ABD tarihindeki en büyük karapara takip operasyonu dün noktalandı. Üç yıl süren ve ‘‘Casablanca’’ kod adıyla altı ülkede yürütülen operasyonun öyküsü macera filmlerini aratmadı.

1995 yılında Los Angeles'ta paravan şirket kuran ABD'li gümrük ajanları, caddelerde satılan uyuşturucu parasını ‘‘aklamak’’ vaadiyle devreye girdi.

Satıcılardan toplanan paralar, Teksas'ta Meksika bankalarına yatırıldı. 100 kadar banka hesabının bu paraların aklanmasında kullanıldığı saptandı.

Aralarında Meksika'nın en büyük üç bankasından ikisinin yöneticilerinin de bulunduğu zanlılar kumar partisi bahanesiyle Las Vegas casinolarına davet edildi. Davete uyan bankacılar, kumarhanenin orta yerinde tutuklandı.

Operasyonda 35 milyon dolara el konuldu, 2 ton kokain, 4 ton marihuana yakalandı, 100 kişi tutuklandı.

Meksika Bankalar Birliği hemen bir açıklama yaptı, suçluların cezalandırılması için ABD ile işbirliği yapacağını duyurdu.

* * *

Peki bu global eğilime aykırı haberler yok mu, tabii ki var.

Biliyorsunuz, Türkiye'de karapara ile mücadele yasası güç bela çıktı. Uygulamada en büyük rol yeni kurulan Mali Suçlar Araştırma Kurulu'na düştü.

Ve işte size bu kurulla ilgili olarak Ulusal Basın Ajansı'nın önceki gün geçtiği bir haber:

‘‘UBA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Mali Suçlar Araştırma Kurulu personel yetersizliği nedeniyle çalışamaz hale geldi. Temmuz ayı sonunda görev başına gelen Kurul Başkanı Nejat Coşkun'un, bugüne kadar 30 kurul personelinin 21'ini, 'Frekans uyuşmazlığı' nedeniyle görevden aldığı bildirildi. Kurul yetkilileri, Susurluk ile Aslıtürk olayının da yer aldığı yaklaşık 30 kadar ayrı konuda Kurul'un inceleme başlattığını ancak, söz konusu incelemelerin yeterli uzmanın olmamaması nedeniyle bugün istenilen seviyeye getirilemediğini söylediler.

Kurul'da sadece 5 uzmanın kaldığını ifade eden yetkililer, birçok dosyanın uzman yardımcıları tarafından incelendiğine dikkat çekerek, uzman yetersizliğinden, Avar Turizm, Baybaşin ve böbrek ticareti ile ilgili inceleme başlatılamadığını bildirdiler.’’













Yazarın Tüm Yazıları