Büyükanıt'tan sonra Sezer de konuşacak

ANKARA MATBUATA bakarsanız, Çankaya seçimiyle ilgili gerginlik son haddinde.

Sanki iyi saatte olsunların Çankaya talibini uyarması artık an meselesi.

Hatta "Söz uçar, yazarak verin" diyen dahi çıkıyor.

Herhalde Ankara'nın yabancısı olduğum için belki de dinlediğimi anlayamıyor olabilirim.

O yüzden iyisi mi ben size birkaç duyum aktarayım, bakalım siz ne düşüneceksiniz.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Harp Akademileri konuşmasının üzerinden 10 gün geçti. Büyükanıt Paşa'nın kurmay subaylara ne anlattığı hálá merak konusu. Galiba yıllık rutin ve teknik bu konuşma üzerindeki sır perdesi yakında kalkacak. Çünkü Büyükanıt, metni internete koyarak spekülasyonlara son vermeyi planlıyor.

Madem ki söz Harp Akademileri'nden açıldı, taze bir haberi paylaşalım. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de Harp Akademileri'nde konuşacak. Muhtemelen kritik MGK toplantısından üç gün sonra, yani 13 Nisan'da kurmay subayların önüne çıkacak.

Sezer'in konuşması basına açık mı olacak, daha belli değil.

Sezer'le askerin her buluşmasında olduğu gibi yine bazıları heyecanlanacak.

Peki yeni cumhurbaşkanı adaylarının açıklanacağı tarihe üç gün kala yapılacak bu konuşmadan ne beklenmeli? Bana göre, Sezer tabii ki hassasiyetini ortaya koyacak, laiklik ve cumhuriyet değerlerine vurgu yapacak. Ama daha fazlasını düşünmek, Çankaya-TSK komplo teorilerine kapılmak sadece zaman kaybı olur. Çünkü Sezer, 7 yıllık görev süresi boyunca demokrasi çizgisinden bir kez olsun sapmadı, hukuk adamı kimliğiyle maceraya hiç yönelmedi, son anda tersini beklemek abestir.

Komutanlara gelince, Sezer'le ortak noktaları 11'inci Cumhurbaşkanı'ndan muhakkak ki daha fazla. Ancak 30 Ağustos terfi/tayinleri geride kaldı ve askerin Cumhurbaşkanı'na veda süreci, başkomutana duyulan saygı sınırları içinde kalır.

Son bir nokta; askerin arkasına sığınarak muhalefeti ayıp sayan çok.

Ama bu demokrasi özrü sadece muhalefete mi ait, açık söyleyeyim ciddi kuşkum var. Mesela, komutanların yarın TBMM Başkanı'na iade-i ziyarette bulunacağı haberi çıktı.

Acaba haberin kaynağı kim diye merak ediyorum. Komutanlar değil TBMM Başkanlığı ise niyet okumak hakkımız. Bülent Arınç, dışlandığı Çankaya yarışına askerin muhatap kabul ettiği, mesaj verdiği aday sıfatıyla geri dönmek istiyor olmasın?

Karakutunun son adresi

İSTANBUL ve Trabzon Emniyeti arasındaki çatışma büyüyor. İstanbul dün Trabzon'u kritik bir telefon mesajını saklamakla suçladı. İddiaya göre, suikastın karakutusu Erhan Tuncel'e çekilen "7.65 mermi geldi mi?" mesajı İstanbul'a haber verilmedi. Oysa telefon teknik takipteydi.

Bu iddiayı Ankara'da araştırdım, şu bilgiyi aldım: Hrant Dink suikastı zanlılarından Tuncay Uzundal, Yasin Hayal'le buluşuyor. Tuncel'e, "Yasin Abi geldi, seni sordu" diye mesaj atıyor. Hayal'le ilişkisi ortaya dökülmesin isteyen Tuncel bu mesaja kızıyor. Yani tartışılan mesaj metni farklı.

İddialar savcılığa yansıdı. Teknik İzleme Müdürlüğü, savcılığa yazdığımız bilgiyi iletti.

Hrant Dink soruşturmasını yürüten savcının işi gerçekten zor.

Çünkü cinayetin karakutusu Erhan Tuncel, emniyetin iç hesaplaşmasına malzeme edildi.

Bu kavga, iki kritik soruyu gündem dışına itti: 1) McDonald's bombasını imal edip Yasin Hayal'i yönlendiren Büyük Ağabey, nasıl polis muhbiri olarak devşirildi? 2) Neden görevine son verildi?

Aslında ikinci sorunun yanıtı daha önemli. Çünkü Tuncel'le ilişki kesilirken "başka kurumlara çalışma ihtimalinden" söz edildi. İşin Türkçesi, "Jandarma muhbiri oldu, iki başlı çalışılmaz" kaygısıyla hareket edildi. Polis, jandarma, ikisi birden hiç fark etmez. Bu soruşturmayı gerçekten aydınlatmak isteyen savcı, büyük ağabeyin son adresini tespit etmeli. Ancak o sayede suikastın arkasındaki gerçek iradeye (eğer varsa tabii) ulaşılır.
Yazarın Tüm Yazıları