Paylaş
Ocak-ağustos döneminde toplam satışlardaki kayıp geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 2’ye kadar gerilerken özellikle ağustos ayında otomobil satışlarındaki artış son 4 aya ilişkin büyüme sinyalini de vermiş oldu. Daha doğrusu 2017 yılına kur ve ÖTV artışlarıyla umutsuz giren ve yıl sonunda minimum yüzde 10-15 daralma bekleyen sektör şimdi 2016 ile aynı seviyeleri hatta üstünü konuşmaya başladı. Pazar böyle giderse 1 milyon adetlere yine ulaşır mı, kesinlikle ulaşılır. Ama bu kimseyi kandırmasın. Çünkü konuştuğum sektör yetkilileri pazarın şu anda geçtiğimiz yıla paralel seyretse de perakende satışlarda 2016’ya göre ciddi düşüş olduğunu belirtiyor. Bu da aradaki farkın yüksek filo satışlarıyla kapanması anlamına geliyor. Yani her ne kadar adetsel olarak satışlar iyi gidiyorsa da sektörün yüksek kurlar ve filo satışları nedeniyle geçtiğimiz yıla göre daha kârsız olduğunu tahmin ediyorum.
İşte böyle bir ortamda ön plana daha çok Türkiye’de üretim yapan markalar çıkıyor. Fiat, Renault, Honda’nın Türkiye’de ürettikleri yeni otomobil modelleriyle satışları artarken, Hyundai aynı seviyesini koruyor gözüküyor. Zaten ithal oranlarının yüzde 69’lara kadar düşmesi de bunu gösteriyor. Yerli üreticilerden bir tek Toyota’nın iç pazarda satışları bir nebze düşmüş durumda. Bunun da sebebi geçtiğimiz yıl sonunda Sakarya’da üretimine başlanan kompakt SUV modelleri C-HR’ın Avrupa ve Amerika’dan çok talep görüyor olması. Özellikle hibrit modeli için Avrupa’da 6 aya yakın sıra olduğu söyleniyor. Tabi C-HR’ın bu kadar yoğun talep görmesi hem iç pazara istenilen sayıda aracın verilmemesini, hem de yine Sakarya’da üretilen Corolla üretiminin düşmesine neden oluyor. Sonuçta C-HR ve Corolla aynı fabrikada üretiliyor. C-HR’a talep yüksek olunca üretimde ayarlama yapılıp Corolla üretimi azaltılıyor diye tahmin ediyorum. Böyle olunca da Toyota iç pazarda hem istediği sayıda Corolla’yı ki en çok sattığı model, hem de C-HR alamıyor. Bu konuda Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış CEO’su Ali Haydar Bozkurt’a yıl sonunda 1 adet de olsa 2016’dan daha fazla satacaklarını söylediğini hatırlattım. Bozkurt, “Yıl sonu hedefimiz son çeyrek açıkçası ne kadar araç alabileceğimize göre şekillenecek” dedi. Yani dünyada oluşan 6 aylık C-HR sırası, Ali Haydar Bozkurt’un hesaplarını biraz bozmuş gibi.
İÇİME BİR KURT DÜŞTÜ
ODD raporunu incelerken geçtiğimiz aylarda satılacağı iddia edilen ve halen de konuşulan Doğuş Otomotiv’in bünyesindeki markaların performansları dikkatimi çekti. Tümünün satışları geçtiğimiz yıla göre düşüş kaydetmiş. Volkswagen’in otomobil satışları yüzde 14.6 düşerken, ticari aracın satışları yüzde 16 azalmış. Seat’ın satışları yüzde 13 düşerken Skoda’da kayıp ise yüzde 22’yi bulmuş. Bu satışlarda en büyük etken kurlardaki artış gibi görünse de benim içime de bir kurt düşmedi değil. Çünkü geçtiğimiz aylarda yaşanan düşüşün sebebini sorduğum bir Doğuş Otomotiv yetkilisi bana bütçe dahilinde olduğunu söylemişti. Yani aklıma ‘Doğuş Otomotiv bu yıl pazar payı yerine olası bir satış için daha fazla kârlılığı mı dikkate alıyor?” sorusu gelmedi değil. Kurt işte ne yapayım...
Paylaş