Nadire Mater kayıp, ses vermiyor

Kitabı size tanıttım. PKK ile mücadele eden Türk askeri korkak, rezil, hasta, uyuşturucu bağımlısı, aç, sefil, perişan, avantacı! Komutanlar rüşvet alıyor! Fakat kitapta konuşturduğunu iddia ettiği askerlerden hiçbiri ortada yok. İsimleri belli değil. Uydurma değilse, Nadire bunu kanıtlamak zorunda.

Nadire parayı Amerika'dan peşin alıp kitap hazırlıyor. Kitap hakkında soruşturma açılınca kıyamet kopuyor. Düşünün ki, ABD eski Dışişleri Bakanı Madam Albright bile demeç verip ‘‘Nadire'ye hiçbir şey yapamazsınız, ceza almasını kabul edemem’’ diyor. Bu ne büyük ilgi! Baskılar oluşuyor, beraat kararı çıkıyor.

Kendisine ayrıca AB tarafından 670 bin dolar ödeniyor, internet sitesi kurması isteniyor. Korkunç, eşi menendi görülmemiş bir para. Nadire parayı alıp siteyi kuruyor. Fakat eski solcular para yüzünden kapışıyor, birbirini suçluyor. Bunun haberi Sabah Gazetesi'nde 11 Şubat 2001 günü kocaman veriliyor. Yalçın Küçük daha sonra Aydınlık'ta çıkan yazısında, para için kapışan Nadire ve entel solcularla alay ediyor.

Sitede Nadire'nin yaptığı hemen her haber Kürtçülük-Kürtlük-Apo bağlantılı. Örneğin Şanlıurfa'da birilerine yanlışlıkla AIDS'li kan verilmesinde bile ‘‘Kürt’’ sözcüğünü geçirmeden yapamıyor.

*

Şimdi ‘‘gazeteci-solcu’’ Bayan Nadire'ye bazı sorular sormak gerekiyor:

1- Amerikan kuruluşu ile ilişkiyi nasıl kurdun? 59 bin dolar için hangi koşullarla anlaştın? Kitapta ne yazacağını, isim vermeden birilerini konuşturacağını (!), PKK'yı yüceltip orada mücadele veren Türk askerine hakaretler yağdıracağını biliyorlar mıydı? Aranızda sözleşme imzalandı mı? Varsa açıklar mısın?

2- Parayı elden mi, çekle mi, banka havalesiyle mi ve hangi isim altında -bağış, telif vs- aldın? Peşin mi, taksitle mi aldın?

3- Bu kazancın vergisini devlete ödedin mi? Makbuzunu gösterir misin?

4- Kitapta konuşturduğunu iddia ettiğin kişiler kimler? Kim olduklarını niçin gizledin? İsimlerini açıklar mısın? Aksi takdirde, kitabın düzmece olduğunu ve dolar karşılığı yazıldığını kabul eder misin?

5- Konuşturduğunu iddia ettiğin kişilere para ödedin mi, yoksa 59 bin doların tümü sana mı kaldı?

6- Avrupa Birliği'nden aldığın 670 bin dolar için sözleşme imzaladın mı? Belgeyi açıklar mısın? Bu korkunç para, sana neyin, hangi hizmetin karşılığında veriliyor?

7- Bu parayı hangi yolla ve hangi isim altında aldın?

8- Güneydoğu'dan haber katkısında bulunanlara para ödüyor musun? Ödüyorsan, kimlere ne kadar?

9- AB'den aldığın paranın vergisini Türkiye'de ödedin mi, ödüyor musun?

*

Sevgili okuyucularım, Nadire Mater şu dakikaya kadar bana bir yanıt gönderemedi. Ancak o ve benzerlerinin Türk basınındaki ‘‘avukatları’’ hemen devreye girip kendisini savunan haberler yazmaya başladılar.

Nadire'nin söyleyebildiği tek şey ‘‘MacArthur Vakfı CIA bağlantılı değil’’. Varsayalım ki öyle, işin özü değişir mi? Yurtdışından para almadı mı?

Dünkü Cumhuriyet Gazetesi'nin internetteki 17. sayfasında ‘‘Mehmedin Kitabına CIA Desteği’’ başlıklı bir haber vardı. Gazetenin erken baskısında yer alan bu haber, ne hikmetse şehir baskılarından çıkarılmıştı. Belki de sansüre uğramıştı!

*

Size burada 3 günden beri çok önemli bir konuyu belgelerle gündeme getiriyorum. Bu anlattıklarım, Türkiye üzerinde nasıl oyunlar oynandığının somut göstergesi.

Birileri, Amerika'dan gelen para karşılığı kitap yazıyor. PKK bu yöntemle yüceltiliyor, Türk askeri aşağılanıyor. ABD eski Dışişleri Bakanı Bayan Albright bile devreye girip Nadire'yi koruma altına alıyor.

Aynı kişiye AB'den çok büyük paralar geliyor. Türkiye'ye beş kuruş koklatmayan AB, iş Nadire gibilere gelince kesenin ağzını fazlasıyla açıyor, euro ve dolar yağdırıyor. Kurulan internet sitesinde yapılan haberlerin çoğu Kürtçülükle ilgili.

Bunlar rastlantı mı?

Türkiye ve Türk toplumu, üzerimizde oynanan bu oyunların farkında değil.

Adamlar basında da örgütlü. Bunlar için çalışan entel-liboş korosu hemen devreye girip savunmaya başlıyor! Bütün bunlar olurken Amerika ve Avrupa Birliği'nden gelen paralar havada uçuşuyor. Karşılığında düzmece kitaplar, düzmece raporlar, düzmece haberler piyasaya sürülüyor.

Entel-liboş-şeriatçı-yobaz-Marksist korosunun ağzında hep aynı sakız:

‘‘Fikir özgürlüğü, demokrasi, insan hakları.’’

Ama kendi işlerine geldiği kadarıyla!

Şimdi somut sorularıma Nadire Mater'den somut yanıt bekliyorum. Ama susacaktır çünkü yaptığı işi kendisi bile savunamaz. Karşı taraf yalan yazmadığı ve belgeleri konuşturduğu sürece susmakta ısrar edenin mutlaka açığı, eksiği, yalanı vardır.

Neyse, sana ve Ertuğrul Kürkçü'ye hayırlı kazançlar Nadire Hanım! Vurun Türkiye'ye, siz de solculuk ve PKK adına vurun, yeter ki paralar sizin gibilere oluk gibi aksın! Amerika ve Avrupa Birliği'nden pompalanan dövizleri iyi günlerde, içinize sindire sindire harcayın!