Paylaş
ORMAN Bakanı Nami Çağan imzasıyla gönderilen açıklama:
‘‘Hürriyet Gazetesi'nin 26.09.2000 Salı günü yayınlanan sayısındaki köşe yazınızın incelenmesinden, Bakanlığımızın orman yangınları ile mücadelede yaptığı etkinliklerin ve kamuoyunun sürekli olarak bilgilendirilmesi yönündeki açıklamalarının dikkatinizden kaçtığı görülmüştür. Bu nedenle aşağıdaki açıklamalarla birlikte bugüne kadar yapılan basın açıklamalarının birer örneğinin de bilgilendirmek üzere ilişikte sunulması gerekli görülmüştür.
1. Orman yangınlarının yaklaşık yüzde 80-90'ı haziran-ekim ayları arasındaki bir dönemi kapsamaktadır. Her yıl bu dönemi izleyen kasım ayı içinde düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyu geniş bir şekilde bilgilendirilmektedir. Bu yıl da aynı ayda, orman yangınları ile ilgili sonuçlar ve yapılan mücadele aynı şekilde değerlendirilecek ve izleyen yıl için alınması gerekli olan ek önlemler üzerinde durulacaktır.
2. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de 2000 yılında orman yangınları sayı ve yanan alan itibariyle önceki yıllara göre artış göstermiştir. Bunda en önemli etken bilim adamlarınca da kabul gören iklim değişikliğini çağrıştıran ölçüdeki hava hareketleri olmuştur. Nitekim, ABD'de 3 milyon hektara yakın orman alanı yangınlar sonucu yitirilmiştir. Her türlü teknolojik donanıma rağmen çıkan yangınlar aylarca kontrol altına alınamamıştır. Ülkemizin içinde bulunduğu Akdeniz kuşağına baktığımızda da komşumuz Yunanistan'ın 300 bin hektara varan kayıpla başı çektiği görülmektedir. İtalya ve İspanya'da da yanan alanların büyüklüğü önceki yıllardaki kayıplarını katlamış durumdadır. Ülkemizde ise bugün itibariyle 1914 adet orman yangını meydana gelmiş ve bu yangınlarda 25 bin 496 hektar alan yitirilmiştir. Her ne kadar bu rakam aynı iklim kuşağında yer alan ülkelerle kıyaslandığında ülkemizin orman yangınları ile mücadelede başarılı olduğunu göstermekte ise de, önceki yıllarla karşılaştırdığımızda kaybımızın daha yüksek olduğu da açıktır.
3. Orman Bakanlığı olarak orman yangınları ile mücadele konusunda yıllık eylem planları yapılmakta, yangına hassas bölgeler başta olmak üzere vatandaşların eğitimine önem verilmekte ve medya ile işbirliği yapılarak kamuoyu yangınlara karşı sürekli olarak uyarılmaktadır.
4. Orman Bakanlığımız orman yangınları ile mücadelede gerek personel ve gerekse araç gereç açısından tam bir donanıma sahiptir. Ayrıca askeri birliklerimiz ve vatandaşlarımız da söndürme çalışmalarına aktif olarak katılmaktadır. Bütün yangınlara ilk 10 ile 20 dakika arasında müdahale edilmekte ve bir-iki istisna dışında, çıkan bütün yangınlar ertesi güne sarkmadan kontrol altına alınmaktadır. Yangınlarda karada kullanılan dozer ve arazöz gibi araçların yanında 26 helikopter ve 12 uçak da kullanılmaktadır. Dolayısıyla kara ve hava gücü itibariyle herhangi bir zaaf söz konusu değildir.
5. Bütün orman yangınları Bakanlığımızca yakından takip edilmekte ve gerekli görülen durumlarda bizzat yangın mahalline gidilerek medyamız aracılığı ile kamuoyu olay yerinde bilgilendirilmektedir. TRT, NTV ve CNN Türk başta olmak üzere TV programlarına çıkılmakta ve muhabirlerin yangınlar konusunda akla gelebilecek her türlü sorularına cevap verilmek suretiyle kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine özel önem verilmektedir. Ayrıca Yangın Harekát Merkezimiz tarafından açıklanan Günlük Yangın Raporları düzenli bir şekilde günde iki kez gazete ve televizyonların haber merkezlerine gönderilmektedir.
6. Orman Bakanlığı'nın medyada belli kesimlere usulsüz rant aktaran, tahsisler yapan bir konumda yer almamasından dolayı da ayrıca mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Bilgilerinize saygılarımla sunarım.’’
***
Bir açıklama da Rize Valisi Erdal Ata'dan geldi. Özetliyorum.
‘‘9 Eylül 2000 tarihli ‘Rize'de Kuran Kursu' başlıklı yazınızla ilgili olarak, Bıldırcın köyündeki Kız Kuran Kursu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın izni ile açılmıştır. Bina mülkiyeti İzzet Çolak'a aittir. Gazetelere verdikleri ilanlarda belirtilen derslerin bu zamana kadar uygulanmadığı, kursta yüzme havuzu ve yüzme, karate, judo, tekvando gibi spor dalları olmadığı, bilgisayar ve ehliyet kursları verilmediği, binanın bunlara uygun olmadığı gibi, bu kursları verecek eleman da bulunmadığı tespit edilmiştir.
Gazetede çıkan ilan metninin bina sahibi İzzet Çolak tarafından İl Müftülüğü'nün bilgisi dışında ve Kuran kursunun yeterli öğrenciye sahip olmaması nedeniyle dışarıdan öğrenci çekmeye dönük olarak verildiği, ilan verme yetkisi bulunmadığı, ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı dışında hiçbir kimsenin ders koyma ve müfredat programı uygulaması yapmasının da mümkün olmadığı, ilgili kişinin Kuran kursu binasının mülk sahibi olmasını fırsat bilerek gazetelere gerçek dışı ilanlar verdiği, bu ilanın bir müdahale anlamı taşıdığı, 11 Eylül günü yapılan denetimde, ilanda belirtilen hususların hiçbirinin mevcut olmadığı görülmüştür.
İzzet Çolak'ın tüm gelir ve giderleri ilimiz Defterdarlığı tarafından incelemeye alınmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na, Kuran kursunun faaliyetine ara verilmesi için Valiliğimizce teklifte bulunulmuştur.
Gazetelere izinsiz ve yetkisiz ilanlar vererek yasalara ve genel ahlaka uygun olmayan yalan, aldatıcı ve yanıltıcı davranışta bulunup insanlarımızın manevi duygularını sömüren beyanda bulunduğundan, İzzet Çolak hakkında yasal işlem başlatılmış ve Cumhuriyet Başsavcılığı'na hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur.
‘Rize'de Devlet Yok mu' ifadenizi doğrusu çok yadırgadım. Rize'de devlet vardır ve devlet görevlileri görevlerini yapmaktadır. Yine de hassasiyetinizden dolayı teşekkür ediyorum.’’
Paylaş