NECMETTİN Hocaefendi imam hatip okullarını ‘bizim arka bahçemiz’ olarak tanımlamıştı. Milli görüşçü öğrencilerinden oluşan AKP işine gelmeyen konularda hocasını reddetti ama aynı kulvarda koşmayı sürdürüyor. Devletin ortaokul ve lise öğrencileri düşünün ki, Türkiye’nin dört bir yanında pıtrak gibi açılmış olan imam hatiplere başları örtülü girip çıkarlar, kız erkek ayrı oturup, konuşmazlar, İstiklal Marşı törenlerinden pek hoşlanmazlar. Küçücük kız çocuklarının başları bağlıdır. Bu okullarda cumhuriyet rejiminin yandaşları değil, bilinçli karşıtları yetiştirilir. Öğretmen kadroları özenle seçilir. Farklı görüşü savunan öğretmenler bu okullarda barınamaz. Barınmak istiyorsa sessiz kalmak, uyum sağlamak zorundadır. * * *İmam hatip okullarından imam veya hatip yetişmez. Hepsinin amacı hukuk, siyasal, uluslararası ilişkiler okumaktır. O halde bu okulların esprisi nedir? Onlara niçin din ağırlıklı dersler verilir? Bu çocuklar niçin düz liselere gönderilmez?..Çünkü imam hatip öğrencilerine tarikatlar, şeyhler tarafından özel burslar verilir. Yurt, pansiyon, yemek, giysi sağlanır. Hepsi ücretsizdir. Üstelik ailelerine yardım edilir ki, çocuklarını buraya göndersinler. * * *Öğrencilerin çoğu fakir fukara ailelerden gelir. Onları dibine kadar sömüren iktidar sahiplerinin çocukları ise kolejlerde, özel okullarda ve yurtdışında okurlar! AKP iktidarı şimdi tutturmuş ‘Biz üniversite yolunu imam hatipler için değil, meslek liseleri için açıyoruz’ diyor. Buna sokaktaki beş yaşında çocuklar bile inanmaz.Amaçları, üniversiteye girişte imam hatipliler lehine, milyonlarca düz lise, Anadolu lisesi ve fen lisesi mezunu aleyhine ortam yaratmak. Amaçları imam hatipleri yeniden rağbet edilir duruma getirmek, onları üniversitelerde hukuk, siyasal bilimler, uluslararası ilişkilerden mezun ettirip imam vali, imam kaymakam, imam hakim ve savcı devrini yeniden hortlatmak. Amaçları din sömürüsü ve oy avcılığı yapmak. Bu kadarı yetmiyormuş gibi, devleti tümüyle ele geçirmek.İktidar, imamların önünü açmak için YÖK’ü de dağıtıp kendi adamlarını getirecek. YÖK yine olacak ama AKP’nin kadrolarından oluşacak.Dünkü Hürriyet’te Hasan Tüfekçi’nin çektiği fotoğrafı gördünüz. Protokol yemeğinde ortada Belçika Prensi, iki yanında iki türbanlı! Başbakan ve Dışişleri Bakanı eşleri! Prens hangi ülkede olduğunu belki şaşırmıştır. İran, Afganistan, Sudan, Libya! Türkiye nereye sürüklenmek isteniyor? Tepki vermesi gerekenler niçin suskun? Toplum ve muhalefet partileri ayakta uykularını sürdüredursun! Atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Uyanın, uyanın.VE DGM’LER Önümüzde yeni bir Anayasa paketi. Bilmem kaçıncı paket. AB emir veriyor, bizim Anayasa ve yasalar sürekli değişiyor. Bu son pakette DGM’leri kaldırıyorlar... Çünkü AB öyle istiyor. Kişiliğimizi, onurumuzu tümüyle yitirdik. Şimdi size soruyorum: Bugüne kadar iktidar partisinden ‘Biz bu DGM’leri şu gerekçeyle kaldırıyoruz’ diye tutarlı bir tek cümle duydunuz mu? Hayır!Bu mahkemelerin tüm kararları, aynen öteki mahkemeler gibi Yargıtay denetiminden geçiyor. Tek farkları, DGM’ler ihtisas mahkemesi olarak görev yapıyor. Peki bu mahkemelerin yerini hangi mahkeme dolduracak? Bilinmiyor! DGM’lerin yargıladığı çeteler, uyuşturucu tüccarları, teröristler ve organize suç örgütlerinin davalarına kim, nasıl bakacak? Yanıt yok! Şu anda DGM’ler tarafından sürdürülmekte olan önemli soruşturmalar, görülmekte olan çok önemli davalar ne olacak? Bu karmaşık dosyalar hangi mahkemelere gidecek? Belli değil!..Eğer Ağır Ceza Mahkemeleri’ne iletilecekse, biliniz ki o dosyalar oralarda boğulup kalacaktır... Ve siz şu CHP’nin işine bakın ki, bu konuda bile bir tek satır eleştiri getiremiyor, karşı çıkamıyor. Tam tersine, Anayasa değişiklikleri ve DGM’lerin kaldırılması konusunda AKP iktidarına STEPNE oluyor. Onların ekmeğine yağ sürüyor. Meclis’te temsil edilen, ancak sesi soluğu çıkmayan ‘muhalefet partisi’ olarak DYP’den umudu çoktan kesmiştik.CHP de aynı yolun yolcusu. Demek ki STEPNE muhalefet daha kolay, daha zevkli ve daha ‘onurlu’ oluyor!