Paylaş
Yapılan zam ortalama % 15 oranındaymış. Bu zamlarla (eskiden fiyat ayarlaması denirdi) birlikte, çoklu bilet alımları ile elektronik bilet kullanımını teşvik etmek amacıyla fiyat farklılıkları arttırılmış. Mesela İDO, şehir hatları, özel deniz motorları ve raylı sistemlerde “jeton” fiyatı, 2 liradan 3 liraya yükseltilmiş. Bu da % 50 zam demek oluyor. Aynı araçlarda geçerli elektronik biletlerde 10 geçişlik bilet 23 liradan 28 liraya çıkartılmış. Zam oranı % 21. Ancak aylık mavi kartlarda tam bilet 140 liradan 155 liraya, öğrenci 70 liradan 75 liraya, öğretmen/yaşlı kart fiyatı da 80 liradan 90 liraya yükseltilmiş. Bu durumda ortalama zam oranı kabaca %10 oluyor. Eğer geçen bir yılda başka zam yapılmamış ve önümüzdeki günlerde ikinci bir zam yapılmayacaksa, yapılan fiyat artışları enflasyonla paralel demektir. Gençlerin, bu zamları protesto için para vermeyip turnikeler üzerinden atlamasını onaylamıyorum.
BAYRAMDA BELEŞ, SONRA ZAM
Ben “halk” değilim. Yani dar ve sabit gelirliler kümesine girmem. Ben halkın zihnini okuyan siyasetçi de değilim. Dolayısıyla halkın nasıl düşündüğünü bilemem. Bu sebeple bazı yorumlarım havada kalabilir. Mesela parayla geçilen köprülerin ve yolların bayram günlerinde parasız olmasını “halkı kandırmaca” olarak görürüm. Çünkü bayram günlerinde de köprü ve yol işletmenin maliyeti vardır. Hatta artarak devam etmektedir. Beleşçiliğin, iktisat ilmine göre tanımı, “milli gelirin yeniden dağıtıma tabi tutmasıdır”. Yani devlet isterse, halkın bir kısmının cebinden para alıp, bunu diğer bir kesimin cebine koyabilir. Zaten devletin önemli işlevlerinden biri de “milli geliri, dağılımı daha eşitlikçi olsun” diye yeniden dağıtıma tabi tutmaktır. Amenna. Ama İstanbul’da oturmadığı için köprüden geçmeyen Yozgatlının cebinden para alıp bunu köprüden geçen özel araba sahibi İstanbullunun cebine koymanın âlemi var mıdır? Hele, hele köprüler tamirdeyken, köprü geçişlerini zamlı hale getirmek yerine, parasız yapıp, köprü geçmeyi teşvik etmenin, faturayı da geçmeyenlere kesmenin anlamı nedir? Bunu anlamak için “usta” olmak gerekir.
CHP ZİHNİYETİ
CHP, yapılan zamları, iptal edilmesi istemiyle “İdare Mahkemesi”ne götürme kararı almış. Yani demek istiyorlar ki; kamu tarafından sağlan hizmetlerin fiyatlarını seçilmiş kamu yöneticileri belirleyemez. Bunlar yargı denetimine tabi olmalıdır. Her ne kadar bugünkü CHP’nin “Cumhuriyet devrimlerin bekçisi” eski CHP ile pek bir ilgisi kalmamışsa da, görüyoruz ki; iktisadi dünya görüşünde CHP’de bir değişiklik yok. Bugün belediyenin doğrudan veya dolaylı olarak kent halkına sunduğu toplu taşıma hizmetinin fiyatlarını yargıçların belirlemesini isteyen zihniyet, yarın özel sektör tarafından üretilen et, süt veya ekmek fiyatlarının da “zaruri ihtiyaç maddeleri” olduğu gerekçesiyle mahkemelerce tespit edilmesini isteyebilir. Benim tercihim, CHP’nin “iktisadi politikalarını” halka mahkeme kararlarıyla değil doğrudan anlatmasıdır. İdare mahkemeleri de, bu davaları bizim görev alanımıza girmez diye ret etmelidir.
Son Söz: Rol çalanın, rolünü çalarlar.
Paylaş