Paylaş
İstanbul doğumlu Yaz, Paris’te üniversitede endüstri ürünleri ve grafik tasarım okuyor, mezun olduktan sonra Alexander Mc Queen zamanındaki Givenchy, Maison Martin Margiela ve Jeremy Scott asistanlık dönemlerini sırasıyla bitiriyor ve kız kardeşi Emel Kurhan’la beraber, 2000 yılında, Paris’te Yazbükey markasını kuruyor. Müzisyen Björk, tasarımcı Diane Von Furstenberg ve Zac Posen ile yapılan tasarım işbirlikleriyle sesleri iyice duyuluyor. Üç sene önce Emel İstanbul’a dönüp kendi sanat projelerine yoğunlaşıyor. Yaz ise markayı tek başına devam ettiriyor.
Yazbükey’in Paris Moda Haftası’nda Gallery Maison Darre’ da sunduğu son koleksiyon ‘Murder She Wrote’un iki ilham kaynağı var: Pera Palas ve Agatha Christie’nin romanları. Bu iki referans, 80’lerin 90’ların aynı isimli dedektiflik TV dizisiyle buluşuyor, koleksiyonun karakterleriniyse ‘İpucu’ oyunundaki ‘cinayet şüpheliler’ inden oluşturuyor. Koleksiyon ustası olduğu pleksi üzerine pop referanslarını gerçek mi değil mi illüzyonuyla birleştiriyor. Yazbükey, Sonbahar-Kış 2013 koleksiyon sunumu sırasında ‘Home Sweet Home’ koleksiyonunu da ilk kez tanıtmış oldu. Zeki, esprili ve şık tasarımlarıyla artık ev objeleri de tasarlıyor, bunların da evin ruhunu ortaya çıkaracak objeler olduğunu söylüyor, “Evde şömine istiyorsanız dert etmeyin, iki boyutlu pleksiden şömineyi istediğiniz köşeye asabilirsiniz” diye ekliyor. Bu günlerde önümüzdeki sezon Vakkorama ile yapacağı işbirliği için İstanbul-Paris arası mekik dokuduğunu not düşelim.
David Bowie? bir nedir
Sanat ve modanın hangi noktada kesişip nerelerde ayrıldığını kestirmek artık güç. Müzisyen, sanatçı, tasarımcı, prodüktör Pharell’in bir röportajında dediği gibi: “Devir, ‘yeni bir rönesans’ devri. 360 derece düşünebilen, kendini ve dünyasını bu şekilde yaratabilenlerin dönemi.” İkon olmanın yeni tanımı tam olarak da bu. Tıpkı tüm zamanların en önemli müzik ve moda ikonlarından David Bowie gibi. 66’sındaki Bowie’nin yeni albümü ‘The Next Days’ ve Tilda Swinton’lı ‘The Stars (Are Out Tonight)’ videosuyla yaptığı müthiş geri dönüş, Londra’daki V&A (Victoria& Albert) müzesinde geçen hafta açılan retrospektif sergisiyle taçlanıyor. ‘David Bowie is...’ adlı sergi açılmadan 50 bin adet bilet satılmış ilk sergi olmuş! Sergi, David Bowie personalarına ait 300 obje, Bowie arşivlerinden alınan el yazsıyla yazılmış şarkı sözleri, 70’e yakın sahne kostümü ve yaratım süreçleri, adeta konserdeymiş gibi hissettiren video projeksiyonları, müzik videoları ve fotoğraflardan oluşuyor. Serginin küratörü Victoria Broackes, Bowie’nin ön gösterim için düzenlenen özel davete de şu ana kadar sergiyi görmeye de gelmediğini belirtiyor. Ve hayır, gelip gelmeyeceğine dair en ufak bir fikri yok. Arşivciliğin kıymetini anlamamız için üzerinde Bowie’nin ruj izi olan peçeteye kadar detaylandırılmış sergi, zamanlamasıyla örnek bir promosyon sinerjisi yaratıyor.
Dice Kayek Victoria&Albert Müzesi'nde
Ayşe Ege ve Ece Ege kardeşlerin markası Dice Kayek’in 2009’da Paris Moda Haftası’ndaki ‘İstanbul Contrast’ koleksiyonunu çok beğenmiş; bunun bir sergiye dönüşme fikrinin tohumlarını ta o zamanlar birlikte atmıştık. İşte bu proje, ünlü mimar Zaha Hadid’in başkanlığındaki seçici kurul tarafından, 270 sanatçı ve tasarımcı arasından ilk 10’a seçilerek 11 Aralık 2013-27 Nisan 2014 tarihleri arasında dünyanın en prestijli tasarım müzelerinden Victoria&Albert Müzesi’nde sergilenecek. Jüri, Dice Kayek koleksiyonundan İstanbul’un İslam mirasını en iyi yansıtan, Ege kardeşlerin İstanbul’un mimari, sanat ve kültürel zenginliğinden esinlenerek tasarladığı, kentin İslam mirasını en iyi yansıtan 3 parçasını seçmiş. Dice Kayek markasının aynı zamanda ‘2013 Jameel Prize’ ödülü için aday gösterildiğini, Jamel Prize’ı kazanan tasarımcı/sanatçının 10 Aralık’ta açıklanacağını not düşelim.
Pera Müzesi’nde moda sanatı
Moda fotoğrafları her zaman sanat olarak kabul edilmese de tarih boyunca birçok moda fotoğrafının saygın müzelerde sergilenmişliği vardır. Şimdi de Pera Müzesi 21 Nisan'a kadar Macar asıllı Amerikalı fotoğrafçı Nickolas Muray'in retrospektif sergisini konuk ediyor. Frida Kahlo'nun akıllara kazınmış hemen hemen tüm fotoğraları Muray'a aittir. 1920'lerde New York'un en başarılı portre ve moda fotoğrafçılarından biri kabul edilen Muray, moda dergilerine portre fotoğraflar çekerek başladığı kariyerine bir gecede ün katarak, Hollywood ünlülerinin fotoğrafçısına dönüşüyor. 30'larda reklamcılıkta doğal renkli fotoğrafları ilk kullanan isim o. Kullandığı teknikle günümüz fotoğrafçılarına nasıl ilham verdiğini görmek için Pera Müzesi'ni mutlaka ziyaret edin.
Paylaş