Doğa Bekleriz’in idealleri var. Büyüyünce Tuğba Özay olacak annesi...
Daha geçen gün, bir içgiyim markasının katalog çekimi esnasında, ilk mahsusçuktan kameralara memesinin pembesini yakalattırma performansını itinayla sergiledi. Kendisiyle gurur duyuyor, başarılarının devamını diliyor, o başarıların devrilmiş domino taşı akselerasyonuyla geleceğini de, maalesef demeye bile takatımız yok ama maalesef, adımız gibi biliyoruz.
Yani hakikaten, eğer "Amcalara teyzelere" gururla pipi teşhir eden bir oğlan anası olsaydım, ancak bu kadar sevinebilirdim. Kızıcığı büyüyünce podyum polemiği prensesi olmuş bir hödükağa, pardon, hanımağa, pardon, magazin laçkası, pardon, neyse işte osu busu olduğum için...
Bundan birkaç yıl öncesine kadar, dizilerde hiç de fena olmayan performanslar sergileyen, televolemsilerin en yoğun manken polemiğine sardırmış dönemlerinde mankenlik yaptığı hálde pek de topa girmeyip eli yüzü düzgün kelámlar eden, takdir edilesi bir tipken...
Buyrun burdan yakın...
Ne dese bilemiyor insan. Polemiği olmayan paçozu bünyeye kabul etmeyen sistem utansın mı demeli? "Doğa Bekleriz Hanımefendi; tren kaçmış gibi de görünüyor esasında ya, siz yine de bir gayret yol yakınken dönün isterseniz; akla izana bekleriz" mi?..
Sistemin içinde düz durup düzgünce durunca "durabilme" yeteneğini haiz tiplerden olmadığına, olamayacağına hükmettiğinden midir nedir? Kendileri bundan birkaç yıl önce (o meşum tabirle) kulvar değiştirmeye karar verdi.
Bünyeye adrenalin basmış olsa gerek... Nigar Talibova ve Gizem Özdilli ile varlığının niyesi bilinmez bir üçlü oluşturdukları Adrenalin grubunun bir azası olarak hede hödölemeye başladı ilk kez Doğa Bekleriz.
O ona çamur attı, bu buna çamur attı; grup, evet evet, tabii, o yüzden başarıya ulaşamadı. Gören duyan da Pink Floyd zanneder.
Albüm var mı yok mu; o albüm niye var, niye yok (diyesimiz yok, keşke olmasaydı); kayda değer şarkı var mı yok mu (tabii ki yok); elemanlarda ses var mı, yok mu (o hele bittabii hiç yok); şu hayatta herhangi bir insan evladının umrundaymış gibi, bunlar durmadan grupta öne çıkan eleman kim kavgaları filan ediyorlardı.
İnsanın ilahi adalete inanası geliyor. Sonunda adalet yerini buldu nitekim. Gruptaki elemanların hiçbiri öne çıkamadı (çıkılacak ön yoktu) ve grup dağıldı.
Doğa Bekleriz, bir süre sustu; sonra baktı susunca olmuyor; ’kepçeymiş’ kulaklarını Japon zamkıyla yapıştırdı. Ve muhtemelen kendisinin konudan haberdar ettiği magazin muhabirlerinin kameralarına "Ay şimdi siz ’Salak kız kulağını şey ettirdi’ diye haber de yaparsınız, ekieki" modelinde dile geldi.
Sonrası bildiğiniz çorap söküğü, bildiğiniz zırvalığın zurna deliği...
Yakında basına sızdırılmış kaseti de çıkacak inşallah annesi...
Kendileri en son bir hostesle tartışıp uçuş güvenliğini tehlikeye soktuğu gerekçesiyle ifadesi alındığı için uçuş hosteslerinin mankenlere hep sataştığını ileri sürerek yine magazin kameraları şehadetinde hisçiklerini şu şekilde ifade etti: "Bu sonu belli olan hikáye gibidir hep. Kusura bakmayın hostes hanım, sen çirkinsin ben güzelim ve ünlüyüm. Şu an beni seyrediyorsa çok üzgünüm ama ben senden daha güzelim."
Haberi okuduğumda "Yok artık" dedim, "Bu kadarını da söylememiştir. Kim kendisine böylesi paçoz bir zırvalığı reva görebilir?" Baktım ki haber tüm gazetelerde... Reklam meklam meselesi de var serde... Yine kendi salaklığıma uyandım.
Ne kadar laf, o kadar ucuz dükkan sokak defilesi getirisi. Afferin Japon zamklı kepçe kulak...
İçimden bir ses, Hostes Hanım, "Kabaramazsın kel Doğa, annen güzel sen çirkin" diye kendisine cevap verse, mutluluktan coşup kuduracağını söylüyor ne hikmetse...
Şimdi siz de diyeceksiniz ki; "E madem gıcık kapıyorsun, niye giriyorsun böyle toplara? Kadının zaten istediği buysa, sen de hadiseye bulaşıp adını anıp meseleye bulaşmasana?"
"Beni bu güzel havalar mahvetti" diyeyim ben, şairin tabiriyle... Hem doğa, hem manken paçozluğu; ortaya karışık yanar döner meyve tabağıdır, dal gitsin hesabına, bir giriş girdim.
Kelebek Etkisi diyeyim, kaos diyeyim, kuantum diyeyim... Çin’de bir kelebek kanat çırpsın, Kansas’ta hava durumu değişir derler biliyorsunuz.
İleride kaset de çıkarıcam... Olmadı manitanın biri basına sızdırır şey eder... Belki kıyamet günüyle grup kurar düet şey ettiririz. Kısmet... Bir gün herkes Fenerli ve Tuğba Özay olacak.