Paylaş
Fotoğraf: Mehmet Aktaş – DHA
Oyuncu ve sunucu Yeliz Doğramacılar’ın paylaşımı sayesinde bu projeden haberdar oldum. Arkasından Seyhan Rotary Başkanı Hakan Tuyan arayıp projeyi daha detaylı anlattı. İkisi sayesinde süper bir projeden haberdar olmuş oldum.
“Öne çık hayat kurtar” sloganıyla Türkiye’de ilerleyen kampanya sayesinde birçok hasta hayat buluyor!
Bülent Antmen hocanın konuşması, bakışları bana “Umudunu yitirmemek için çırpınan bir baba”yı hissettirdi. Hatta “Süper baba!”
“2-2 buçuk milyon bağışçının bilgisi olması lazım ki Türkiye’deki her hastaya %90 olasılıkla bir donör verme şansına sahip olalım.” Diyor Bülent Hoca.
Hüseyin Sözlü, Zeydan Karalar, Soner Çetin, Mahmut Çelikcan ve Bekir Sütçü de bağışçılar arasında. Eğer siz de bağışçı olmak istiyorsanız Türk Kızılay’ına ulaşıp bağışçı olabilirsiniz. Ben henüz bağışçı olamadım ama bu hafta Yeliz Doğramacılar ile sözleştik, beraber gidip, bağışçı olacağız.
Kök hücre projesi nasıl oldu, nasıl ortaya çıktı?
Bülent Antmen: Benden çıktı. Kök hücre transplantasyon birimimiz Avrupa Kemik İliği transplantasyon Birliği’ne bir yıldır yapılan başvurusundan sonra kabul edildi ve üye oldu. Düzenli olarak onlara bir takım verilerimizi gönderiyoruz, onlardan veriler geliyor. Geçen Ağustos ayında mail geldi “Dünya Kök Hücre bağış” bilgilendirme maili. Baktık bu konuyla alakalı hiç aktivite olmamış. Şuanda bekleyen 50 transplantasyon yapılması gereken çocuk var, bunların 20 tanesinin aile, sülale içinde vericisi yok, Türkiye’de uyan vericisi yok. Yurtdışı bağlantılarında arıyorduk. 2014 Ağustos ayında Türk Kızılay’ı TÜRKÖK’ü kurdu. Kızılay ile acaba bunu yapabilir miyiz diye düşünüyordum partnerimiz kamu, biz özel sektörüz hani. Çok da güzel yol alındı. Bir anda büyüdü.
Slogan da “Öne çık, hayat kurtar”
Tunçhan Demir: Evet, TÜRKÖK projesinin sloganı bu. Kamu spotundaki mesaj “Ben seni bulamam, sen beni bulabilirsin.” Hasta ve hasta yakınlarının sizi bulması çok zor, bizler onları bulabiliriz.
Bağışçı olmanın şartları nedir?
Tunçhan Demir: 18-50 yaş sınırı var. 3 tüp kan alınıyor. Biri kan grubu, diğeri herhangi bir hastalığı var mı, üçüncü tüp doku tiplemesi için inceleniyor. Eşleşme olduğunda yeniden inceleme yapılıyor ve nakil işlemi başlıyor.
Bağışlar nerede yapılıyor?
Tunçhan Demir: Kızılay merkezlerine gelebilirler. Aç ya da tok karnına diye bir şey yok. İstasyon, Belediye, AVM önlerinde otobüslerimiz oluyor, bunlar takip edilebilir.
Yüzde kaç oranında eşleşme olması lazım?
Tunçhan Demir: %100 ama durumun aciliyetine göre de değişebiliyor. Hedefimiz 20 yıl sonra da bu bağışçılara ulaşabilmek. Türk Kızılay’ı şuana kadar iletişimde çok iyi…
Şuana kadar bağış oranı nasıl?
Tunçhan Demir: 2014 Ağustos ayından bu yana 82 bin bağış aldık.İlk bir yılda hedeflenen 50 bindi ama 70 bin oldu. Şuana kadar da 9 nakil başarıyla gerçekleşti.
Bülent: Antmen: Adana bu konuda lider. Tüm 17 bölge içerisinde en çok kök hücre bağışı yapan bölge Adana bölgesi.
Özge Er: Türkök projesi kapsamındaki ilk eşleşme de Adana’daki bir bağışçımızla gerçekleşti.
Bağışçı ile hasta bir araya geliyor mu?
Özge Er: Hayır, bağışçıya sadece hastanın yaşını, hastalığı hakkında bilgi alabiliyor.
Eşleşme onaylandıktan sonra bağışçı hastanın olduğu şehre mi gidiyor?
Tunçhan Demir: Bağışçı isterse gider, istemezse bulunduğu şehirde sürece devam edebilir.
Türkiye’deki hastalara yeterli olabilmeniz için en az kaç bağışçıya ulaşmanız lazım?
Bülent Antmen: 78 milyon nüfus için minimum ulaşmamız, doku tipinin belirlenmesi gereken dönor sayısı tahmini 2-2 buçuk milyon bağışçının bilgisi olması lazım ki Türkiye’deki her hastaya %90 olasılıkla bir donör verme şansına sahip olalım.
Şuanda nasıl karşılanıyor?
Bülent Antmen: Yurtdışından. En son Brezilya’dan bağışçımız var, 3 aylık araştırma sonucunda nakil gerçekleşti. Bir başka hasta için de Almanya’dan donör geldi.
Tunçhan Demir: Belirli bağışçı sayısına ulaşıp, nakil başarısı gösterdiğiniz zaman TÜRKÖK projesinin veri tabanı Avrupa’ya, Amerika’ya açılacak, onların da veri tabanı bize açılacak. Uluslararası bir havuza kavuşmuş olacağız.
Peki eşleşme oldu, donör vazgeçti. Ne oluyor?
Bülent Antmen: En kötüsü de o işte. Bir kez başımıza geldi. Umarız bir daha olmaz. O an karşımızdaki ailenin yıkım anını kimse tahmin edemez.
Kan verince kilo alınmaz ama aksini düşünenler için bir açıklama yapalım mı?
Tunçhan Demir: Maalesef böyle düşünenler var. Kan verdikten sonra asla kilo alınmaz. Mesela kişi kan veriyor “Kan verdim, yerine yeni kan yapmam lazım” diye bir sürü yemek yiyor. Kan verdiğiniz için değil çok fazla yemek yediğiniz için alırsınız zaten.
STK’lardan destek nasıl?
Birke Bulu: Adana Acıbadem personeli, belediye çalışanları işin içine girdi, Seyhan Rotary ve Seyhan Rotaract, Çukurova Rotary. Hatta Bülent Hocamızın desteği ile Rotary’nin Türkiye projesi olarak
Bülent Antmen: Yeliz Doğramacılar sağ olsun burada olmadığı halde çektiği videolarla sosyal medyada desteğini verdi. Aynı şekilde Demet Akalın da… Ayrıca Özge Hanım ve Birke Hanım da bizim bu projede elimiz kolumuz beynimiz. Projenin organizasyonunu sağlıyorlar. Kendi iş görevleri dışında bunu da üstlendiler. Onlara da çok çok teşekkür ediyorum.
Doğum sırasında kordon bağı saklanmalı mı?
Bülent Antmen: İmkânı olan yapmalı ama aslında devletin yapması lazım. Bunu da belki Kızılay içerisine alacaktır. Bu işin ekonomik tarafının olmaması lazım… Tıpkı kök hücre bağışı gibi doğumhanede alınıp, testler yapılıp saklanmalı.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Bülent Antmen: Öne çık, hayat kurtar. Slogan ve kamu spotu çok etkileyici. “Bülent amca bulundu mu” diye soruyorlar. “Merak etme bulacağım” diyorum. O yüzden her gün bu durumu yaşamama rağmen spottan çok etkilendim. Biz de sonuna kadar destekliyoruz. Yaklaşık 500 civarında donör bekleyen hasta var, 35 tane burada taraması devam eden hasta var. Hangisinin ne kadar bekleyeceğini bilmiyoruz, bazılarının hiç zaman yok. Ailelerinin çırpınmasını gördükçe konunun ne kadar önemli olduğunu biz yaşıyoruz. Ve bunu topluma yansıtmak istiyoruz.
Tunçhan Demir: Ortalama 14 ayda 82 bin bağış aldık. 500 bin de alabilirdik 1 milyonda alabilirdik. Bizim amacımız güvenli, ulaşılabilir olacak kişilerden bağış almak. 10 yıl sonra gittiğimizde “Yok ben vazgeçtim, vermeyeceğim” diyecek kişiler olmamalı. Bağış yapan ölene kadar bağışçı olmalı.
Yeliz Doğramacılar Arman
“Öne çık, hayat kurtar” bu slogan sana ne hissettiriyor?
Koşa koşa bağış yapıp, bir cana can katmak istiyorum. Bir anne olarak doğumdan sonra Allah’ın izniyle yapabileceğim en anlamlı şey bir hayat, bir can dünyaya kazandırmak. Bunu da kök hücre bağışıyla yapabileceğimi düşünüyorum. O yüzden bu hafta ben de kök hücre bağışında bulunacağım
İnsanları kök hücre bağışına davet etmek için neler söylersin?
Milyonlarca hayata tutunmaya çalışan insanlar için umut olmalıyız. Gelecek vaat edip destek olmalıyız. Bir gün bizler de sevdiklerimiz de kurtulmayı bekleyebilir. Onların yerinde olduğumuzu düşünüp bağışta bulunmamız gerektiğine inanıyorum.
Paylaş