Paylaş
Kadınların günlük yaşamlarındaki konumları, dış görünüşleri, arkadaşları, vücutlarının durumu, doğumlar, erkeklerin tutumu gibi birçok etken, estetik takvimini etkiler. Dolayısıyla da bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Sadece bu etkenlerden daha baskın olanlar vardır. Bazı kadınlar başkalarının çirkin olarak ifade ettikleri burunlarıyla mutlu olabilir. Bazı kadınlar ise uzun yıllarını beğenmedikleri özellikleriyle geçirmek zorunda kaldıktan sonra imkanını bulduklarında soluğu estetik cerrahın yanında alır.
Estetiğin zamanını belirleyen en önemli etken, kadınların dış görünüşleriyle ilgili bir düşüş olduğuna ilişkin değerlendirmelerinin yanı sıra eşleri ya da erkek arkadaşlarının olumsuz yorumları da olabiliyor.
Estetiğe götüren nedenler arasında kişinin yaşadığı sosyal çevre, bu çevrenin beklentileri, dayatmaları, aile yapısının özellikleri, ekonomik güç de etkili olabiliyor.
Kadınların iş yaşamına daha çok katılması, işyerinde daha fit bir görüntüyü de zorunlu kılıyor. Özellikle 30’lu yaşlardan itibaren kariyerde gelinen noktayı korumak adına kadınlar estetikten daha çok yardım alıyor. Ancak her estetik isteyene de ameliyat yapılmasını doğru bulmuyorum. Çok güzel bir burnu daha da güzelleştirmek uğruna, nefes alma fonksiyonundan feragat etmeyi göze almak çok mantıklı görünmüyor.
Bazı kişilerde genetik özelliklerden dolayı vücutta daha erken yaşta çöküntüler oluşabilir. Örneğin 25 yaşında olduğu halde genetik yapısı erken yaşlanmaya meyilli olan birinin yüzünde sarkmalar ortaya çıkabilir. Genetik açıdan bu tür bir yatkınlığı olan, 25 yaşındayken 40 yaşındaki kadınlarda olabilecek yüz düşüklükleri, göz çevresi kırışıklıkları görülen bir kadında, bunların oluşumunu azaltmak için koruyucu anlamda bazı tedavilerin yapılması önerilir. Yapılan işlem çoğu zaman 35-40 yaşındaki insanlara yapılan işlemler gibidir. Problemli yapısından kaynaklanan böyle bir destek tedavi sayesinde, ileriye yönelik yaşlanmanın yavaşlatılması sağlanmış olur.
Erken yaşlanmayı kolaylaştıran tek etken genetik geçişler değildir. Çevre şartları da çok değişken olarak erken yaşlanmaya neden olabilir. En önemli çevre şartı kilo alıp vermek ve sigara kullanımıdır. Zaten ailesel açıdan erken yaşlanmaya meyilli olan kişi, bu koşulların da etkisiyle aynı deri yapısına sahip diğer kişilere oranla daha hızlı biçimde bazı sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Yıpranma ilk görüldüğü zaman başlanılan ve ofis ortamında bile uygulanabilen küçük estetik işlemler, ileride daha dinamik bir orta ve ileri yaş deneyimi hazırlayabilir. Bu işlemlerin başında son yıllarda çok talep gören botoks geliyor. Botoksun dışında deri altındaki kolajen aktivasyonunu artıran birtakım uygulamalar da yapılabiliyor.
Radyofrekans tedavisinin yanı sıra derinin üst ya da orta seviyesinde etkili olacak lazer uygulamaları da yararlı olabilir.
Yüzdeki düşüklükler ve erken yaşlanmanın varlığı, yüz germenin 28-30 yaşlarında yapılmasına yol açabilir. Oysa yüz germesi genellikle 40-50 yaş arasında sık yapılan bir ameliyattır. Bu ameliyatla aşağı doğru düşen deri ve yağ dokusunun, yani yüz dokusunun toparlanması ve daha önce bulunduğu yere doğru gerilmesi sağlanmış olur.
Genç yaşta yapılan estetiklerin arasında klasik yüz germenin yanı sıra mini yüz germe de yer alıyor. Mini germede daha orta düzeyde sonuçla karşılaşıyor. Bu nedenle mini germenin düzeyini estetik yaptıracak kişiyle iyi konuşup planlamak gerekiyor.
Kendine iyi bakan geç yaşlanıyor
Kişinin güzel olması için sağlıklı da olması gerekiyor. Sağlıklı olmanın anahtarı da genç yaşlardan itibaren sağlıklı beslenmekten, düzenli spor yapmaktan geçiyor. Genç yaşlarda sigara, alkol, uyuşturucu tüketimi, kötü beslenme, spor yapmama, kişinin 30’lu yaşlarındayken 40-50’li gibi görünmesine yol açabilir. Oysa kişinin sadece beslenmesini düzenlemesiyle, sık sık kilo alıp vererek cilt altındaki yağ dokusunun artmasının önüne geçilmiş olur.
Paylaş