ŞEVKET YILMAZ YENİDEN ÖLDÜ..!

Yaşam ve sağlık, en üstün insan hakkıdır.
1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler ‘in Genel Kurulunda, 6 Nisan 1949 tarihinde Türkiye’nin de içinde bulunduğu 50 ülke tarafından ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ onayladı.
**
Evrensel ve temel yaşam haklarından olan sağlık hakkı konusunda ülkemiz de gereğini yapmış, yaşamın sigortası, sağlık; Anayasa teminatı altına alınmış, Sağlık Bakanlığı, yerel yönetimler, birçok kurum ve kuruluş sorumluluk üstlenmiş, organizasyonlar gerçekleştirmiştir.
**
SAĞLIĞI DEVLET KORUR
Haklın sağlığını korumak üzere, şimdi de şehir hastaneleri kuruluyor...
**
Kamu, maliyetli yatırımlar gerçekleştirdi.
Son 15 yılda özel sektör de işin içine girdi.
**
2003 yılında sağlık politikalarımız tümüyle değişti.
Ticarete dönüştüğü algısı dalga dalga yayılmaya başlayınca, “zorunlu kalmadıkça”, hayırseverler eskisi gibi sağlığa el uzatmaz oldu!..
**
BAĞIŞ KÜLTÜRÜ ve VEFA
Hayırseverler, bağışları yüreklerinde ki merhamet, insana, topluma iyilik ve Allah rızası kazanmak için yapar. İsimleri de yaşasın isterler. Milyarlık bağışlar bu sebepledir.
**
Bu duygular heder edilmemeli, bürokrasi, bağış kültürüne sahip çıkmalı. Bağışlar korunmalı, bağışçıların isimleri yaşatılmalı, vefasız olmamalı!
**

İNDİRİLEN TABELALAR

2002 yılında Bursa ‘nın merkezinde hastane açtık.
Çalışma Bakanı sayın Yaşar OKUYAN, ilk harcından açılışına kadar Bursa SSK Şevket Yılmaz Hastanesi ile ilgilendi.
**
Bursa SSK Şevket Yılmaz Hastanesi ‘nin çilesi başlıyordu;
Kısa bir süre sonra;
Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi,
Ardından;
Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Bu defa;
TC Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastaneleri Kurumu Bursa Şevket Yılmaz Araştırma ve Uygulama Hastanesi oldu.
Belirsizlik oluşturuldu, Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi buraya bağlandı.
Hastanenin adını personel bile tam anlamıyla söyleyemez oldu. 2015 yılından sonra Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi denilecek denildi...
**
Kafanız karıştı biliyorum, neyse, şimdi ki adını yazayım da siz de kurtulun bu zulümden;
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi...
**
Güney Marmara’nın en önemli merkezlerinden olan kurum, ‘akıllı hastane’ olarak açıldı. 
‘Yetersiz’ bir başhekim yönetiminde, 2009 yılında çıkan yangında 8 hasta hayatını kaybetti.
Akıllı hastane, yetersiz yönetim!..
ŞEVKET YILMAZ YENİDEN ÖLDÜ
Tabelaları evirip çevirip, en sonunda ‘Şevket Yılmaz’ ismini sildik!..
Şevket Yılmaz kimdi?
**
Maden işçisi olarak Zonguldak’ta çalışmaya başladı.
1945’te Bursa Merinos fabrikasına işçi olarak girdi. 1946 senesinde Bağımsız Bursa Mensucat Sanayi İşçileri Sendikası üyesi oldu. 
1964 ’de Genel Başkanlığa seçilmesinin ardından sendikasını Türk-İş ’e bağlı TEKSİF ile birleştirdi.
TEKSİF ‘e Genel Başkan oldu. 1966 yılında da Türk-İş Genel Başkanvekilliğine getirildi.
1969-1973 arasında Adalet Partisi Adana milletvekili olarak TBMM ‘de bulundu.
Sonra yeniden sendikacılığa döndü. 1974-1982 yılları arasında TEKSİF Genel Başkanlığı yaptı.
1982’de Türk-İş Genel Başkanı seçildi.
Yalova’da, 17 Ağustos 1999 depreminde hayatını kaybetti...
**
İşçi olarak hayata başlayan bir emekçinin ismi devletin bir kurumuna verilebiliyor...
Gurur verici bir duygu bu...
Bir gün, biri geliyor, siliyor... Şevket Yılmaz ’ı yeniden öldürüyor!.. Bir daha böylesine vefasızlık yapmayalım, olur mu?..
**
Denizin hemen kenarında, sahil bandına bulunan ve merhum hayırsever Şaziye Rüştü tarafından ‘hastane olmak üzere’ bağışlanan, yıllarca Mudanya Şaziye Rüştü Devlet Hastanesi olarak hizmet gören yerin yıllarca kapalı tutulması konusuna gelmedim henüz, yerim dar!..
Sağlık Müdürlüğü için ne de güzel sosyal tesis olurdu orası değil mi?..
**
Atatürk;
‘Mesuliyet yükü her şeyden, ölümden de ağırdır.’ sözünü bu günler için söylemiş demek ki!.