Doğum günü partisinden çıktığımızda karanlık çökmüştü Manhattan üzerine. Gökte tek yıldız yok. Dolunay tepede, bakır tepsi gibi. Ralph Lauren’in barok süslemeli mağazası donuk spot ışıklarına rağmen görkemli. Arkadaşım koluma dokunuyor: "Ne yapıyor bu kadın?"
İşaret ettiği yer, karşı kaldırımda RL’nin spor giysileri satılan diğer mağazası. Gençten bir kadın, elinde bir defter vitrini sürekli tuşluyor. Günlerden pazar, Madison Avenue’deki tüm dükkanlar gibi Ralph Lauren de saatler önce kepenk indirmiş. Sırtı bize dönük kadının tuşladığı vitrinde tek giyim eşyası göremiyorum. İnsan boyunda bir ekran bu, ortasında uçuk renkli bir şort, çevresinde yazılar, rakamlar. "Kolay gelsin" diyoruz.
Dönüp teşekkür ediyor. Sonra tekrar dokunuyor vitrine. Şortun yanında "ölçü" başlığı beliriyor. Yanında seçenekler: Küçük, orta, geniş, çok geniş. Ardından renk çeşitleri: Beyaz, siyah ve mavi. Deftere notlar düşüyor kadın. Bir diğer kareye parmak basıyor. Bu kez tenis süveteri geliyor ekrana. Meraklıyız ya, soracağız: "Ne yapıyorsunuz böyle?"
"Envanter sayımı yapıyorum. Vitrinden satış sistemi bu. Mağazaya girmeden günün 24 saatinde alışveriş imkanı sağlıyoruz. Tişört, Polo gömlek, şort, süveter, tenis ve tekne giysileriye başladık. 168 cm.lik vitrinde ölçülerinize uygun, beğendiğiniz renkte giyim eşyalarınızı seçiyorsunuz. En son adresiniz, kredi kartı numaranızı tuşluyorsunuz. Bir iki günde siparişiniz evinize teslim ediliyor."
Bilgisayar teknolojisiyle uygulanan yeni sistem ilgi görüyor mu? "Mağazalarımız iş saatlerinde tıklım tıklım. Tezgahtarlar zor yetişiyor müşterilere. Kalabalıktan hoşlanmayanlar için ideal bu sistem. Satışlar kıpırdamaya başladı. Yakında blucinleri de ekranlara taşıyacağız." Blucin hassas bir konu Ralph Lauren için. Milyarder modacı, RL amblemli kot pantolonları yalnızca hafta sonunda, sayfiyedeki villalarında değil defilelerinde ve işyerinde de giyiyor. Giyim sanayiinde kıyasıya rekabetin sürdüğü tek moda ürünü blucinler.
Rock’n Roll, Marlboro, McDonalds, Hollywood filmleri ve Coca Cola’sıyla birlikte blucin pantolonlar Amerika’nın yerkürede uyguladığı kültür çıkarmasında en etkili silahları. Farklı din, dil, ideoloji, renk, ırktan insanları birleştiren bir giyim eşyası kot. ABD başkanları Reagan, Carter, Clinton ve Bush’un yanı sıra Prens Williams, Prenses Caroline, Jackie Kennedy Onassis, Charlie Chaplin, Marlon Brando, Marilyn Monroe, Elvis Presley, Martin Luther King, Madonna, Jennifer Lopez, Britney Spears, Claudia Schiffer dahil sayısız eski ve yeni şöhretin gardırobunda düzinelerle blucin olduğu biliniyor. Ralph Lauren, Lagerfeld ve Armani gibi ünlü modacılar da davetlerde özel kesimli kotlarla boy gösteriyor. Zengin sınıfı dar gelirlilerin giysisi içine sokmayı başaran blucinlerin geçmişi 1870’li yıllara uzanıyor. California’da kömür madenlerinde çalışan işçilere sert kumaştan, çapraz dikişli kot üreten Jacob adlı bir terzi kendi buluşu metal perçin düğmelerin patentini almaya parası yetmediği için göçmen arkadaşı Levi Straus’la ortaklığa girdi. Straus, terzi Jacob’un ölümü üzerine adını taşıyan şirketi kurdu. Fransa’nın Nimes kentinden ithal ettiği denim kumaşıyla üretilen kotlar İtalya’nın Cenova kentindeki denizcilerin giydiği pantolonlara benzediği için jeans adıyla tanınmaya başladı. Blucin 1950’den sonra okyanus ve kıtalar aşarak dünyaya yayıldı.
1970’lerde blucin zirveye tırmandı. İşçi, dar gelirlilere ilaveten 10 dolarlık kotlar gençlerin başlıca giyim eşyası oldu. Holding patronları, yüksek sosyete, sinema-eğlence alemi ünlülerinin gösterdiği rağbetle "dizaynır" jeans modası ortaya çıktı. Jordach, Gloria Vanderbilt, Ralph Lauren, Guess, Chic, Sergio Valente, Calvin Klein’ın marka jeans’leri 100 doların üstünde piyasaya sürüldü. 1998’de Gucci’nin ürettiği "Genius Jeans" Milano’da 3.134 dolar ile en pahalı blucin rekorunu kırdı. Three O adlı giyimevi geçen yaz 18 karat altın iplikle dikilen bir blucini 11.500 dolara satarak rekoru üç misli katladı. Modaevi Escada renkli süslemelerin işlendiği, kristal parçalarla bezenmiş blucinleri 7.500 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sürdü. Jet sosyetenin körüklediği "marka jeans" yarışı biteceğe benzemiyor.