Sosyalist Enternasyonal'den Türk Dili Enternasyonali'ne
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
II. TÜRK Dünyası Çağdaş Edebiyat Günleri'nin dün sabah 11.00'deki ilk açık oturumunu ben yönettim. Günleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı düzenledi.
CRR (Cemal Reşit Rey) Konser Salonu'ndaki oturumun konusu ‘‘Kaşgar'dan İstanbul'a Sözcüklerin Büyülü Yolculuğu: Türk Dünyası'nda Çağdaş Edebiyat’’tı.
Oturuma, Anar Rızayev, Ahmetcan Talbatcan, İlhan Berk, D.Mehmet Doğan, Prof.Dr. Mustafa İsen katıldı.
II. Türk Dünyası Çağdaş Edebiyat Günleri bugün de saat 12.00'den itibaren aynı yerde devam edecek.
Türk dünyasının dilde, düşüncede, edebiyatta birleşmesi için yapılan girişimler yeni değil, bu çalışmaların yoğunlaştığı dönemler yaşandı, azaldığı günlerdeyiz şimdi.
Oturumları izleyenler, ilk aydınlatıcı bilgiyi, günler için bastırılan küçük broşürde bulacaklar.
İnanıyorum ki, birçok kimse bu bilgilerden de habersiz. Meraklısı dışında bileni yok. Yalnız bizler için değil, Türk cumhuriyetlerinin diğer ülkelerinde yaşayanlar da aynı bilgisizlikte. Gidişat da, birbirini okuma etkinliklerinin artacağını göstermiyor.
* * *
OTURUMA katılanlardan birer küçük düşünce cümleciğini aşağıya aldım.
İlhan Berk, şairleri tanımaktan çok, şiirleri tanımak istediğini belirtti. Bir dize beni alıp götürür, o zaman da onun şairiyle tanışmak isterim. Keşke bu toplantıya o ülke şairlerinden biri gelseydi.
İlhan Berk'in şiirsel tecessüsü şu noktada odaklanıyor.
En az nüfuslu ülkenin şairi ne yazıyor? Kendi ülkelerinin şiir gelenekleri olmayabilir ama Rus şiirinden yararlanmışlardır.
O ülkelerde en çok yayınlanan şiirler şaire göre şöyle sıralanıyor:
Názım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, İlhan Berk.
Kültür Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa İsen'in gerçekçi görüş açısını resmi kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri göz önünde bulundururlarsa, Türk dünyası edebiyatçıları birbirlerini eserleriyle tanıma fırsatını bulabilirler:
‘‘8. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar Türk dünyasında tek yazı dili vardı. İsmail Gaspıralı'nın, dilde, düşüncede birlik girişimi gerçekleşemedi.
1990 sonrası parçalanmadan yeni devletler doğdu. Romantik bir ilişki başladı. Gerçekler farklıydı.
Bugün Türkiye'nin gündeminde Türk dünyası diye bir madde yok.
Biz yeniden bazı kurumları canlandırmaya çalışacağız, sivil toplum kuruluşlarına da çağrıda bulunacağız.
Anımsatmalıyım. Kültür Bakanlığı, Türk cumhuriyetleri edebiyatıyla ilgili tam 24 antoloji yayınladı. İlgisi olanlar için yararlı bir kaynak.
Anar Rızayev, Sovyet döneminde, Azeri dilini edebiyatçıların yaşattığını, Rusça'dan Azerice'ye en fazla 10 söz geçtiğini, sonradan İngilizce'den 50 söze dayandıklarını belirtti.
Televizyonlarımızın, gazetelerimizin adı da şimdi İngilizce.
D.Mehmet Doğan, parçalanmanın ve dil engelinin birleşmeyi önlediğini, alfabe değiştirmelerin de engel olduğunu savundu. Buna rağmen Türk dünyası edebiyatını, Türkler daha çok tanıyor.
* * *
TÜRK Dünyası Çağdaş Edebiyatı, çeviri yoluyla birbirlerini tanırsa, kültür akışkanlığı sağlanabilir.
Günlerin ileriye dönük projelere katkıda bulunacağını sanıyorum. Yeter ki uygulamaya geçilebilsin.’’