Sığınağımız edebiyat

SİYASETİN, olayların boğuculuğunun doruğa çıktığı günlerde, hepimiz bir terapiye ihtiyaç duyarız.

Haberin Devamı

Benim tek tavsiyem, kitapların dünyasına sığınmanızdır.

 

Dizeler, satırlar bizi biraz olsun bu karmaşadan uzaklaştırmaya yetecektir. Yaşadığınız gerilimin, sığlığın ötesinde, zengin bir dünya olduğunu fark edeceksiniz.

 

sabikfikir’de* Tuğçe Isıyel’in “Edebiyatın İyileştirici Gücü” yazısını görünce, günün cenderesinden kurtulmanız konusunda bir terapiye aracılık etmeye karar verdim.

 

Yazıdan, tezi güçlendiren birkaç satırı özetleyebilirim.

 

“Öyle ki, antik Yunan şehrindeki bir kütüphanenin girişinde, ‘İnsanın Ruhunun İyileştiği Yer’ yazıyordu.

 

Haberin Devamı

Psikanalizin kurucusu Freud’a ‘Ustalarınız kimler?’ diye sorulduğunda, kütüphanesini dolduran edebiyat eserlerini gösterir.”

 

Kitapla tedavinin bilimsel bir adı olduğunu biliyor muydunuz? “Bibliyoterapi.” Sanırım herkese lazım.

 

Caroline Shrodes, edebiyat ile okurun kişiliği arasındaki dinamik etkileşimin psikolojik yanına değiniyor.

 

Kitap okumanın terapi sayılması ABD’li psikiyatrist Benjamin Rush’ın bu çözümü tavsiye etmesiyle başlıyor. Her zaman okumanın, edebiyatın nasıl bir sığınak olduğundan dem vururdum. Haklıymışım... Antolojilerin işlevi, seçme konusundaki geniş sunumu üzerine çok yazdım. Kitap seçiciliğinin başlangıç kaynağı niteliği taşıdığını savundum.

 

Yazıdaki bir bölüm, düşüncemin, antolojileri salık vermenin isabetini vurguluyor: “İyi seçilmiş bir antoloji, sık rastlanan ruhsal sıkıntılar için mükemmel bir dispanserdir; tedavi edici olmasının yanında önleyici de olabilir.”

 

Hiç kuşkusuz bunun bilimsel yöntemlerine değinmiyoruz.

 

Haberin Devamı

Yazıda belirtildiğine göre, iyi sonuç alabilmek için üç adımda bu girişimi tamamlamak gerekiyor.

 

***

 

EDEBİYATIN gücü sadece iyileştirme olarak özetlenemez, böyle dar bir tanıma karşıyım. Farkındalık yarattığının ve bunun nasıl zengin bir ufuk açtığının altını çizmek gerek.

 

Okuduklarınız, kitap sayfalarından çıkar gündelik yaşamın içine girer. Bu sanki bir bilimkurgu olayıdır. Okurken bir dize, o gün yaşadığınızla örtüşebilir.

 

Bir roman kahramanı, size insanı tanıma/tanımlama konusunda zengin bilgiler, yeni ölçütler kazandırabilir.

 

Edebiyatın yaratıcı gücü yeni keşifleri içerir.

 

Güncel olaylardaki tiplerle, okuduğunuz roman kahramanları arasında bağ kurabilirsiniz, birden en ciddi, en canınızı sıkan bir olay ya da kişi gülünç görünmeye başlar. Onun gerçek kimliğini edebiyat sayesinde çizmiş olursunuz.

 

Haberin Devamı

Bu arada insan beynini geliştiren on roman da yazıda yer alıyor. Kitapların bazıları şunlar: Goethe - Genç Werther’in Acıları, Tolstoy - Anna Karenina, Flaubert - Madam Bovary, Virginia Wolf - Mrs. Dalloway, Mohsin Hamid - Gönülsüz Köktendinci, Aristo - Poetika.

 

Böylece eleştirmenlerin değil de psikiyatristlerin tavsiye ettiği kitapları okumuş olacaksınız.

 

İki kitap listesini karşılaştırır, hangisini beğendiğinize karar verebilirsiniz.

 

Tuğçe Isıyel’in yazısında daha geniş bilgi, daha çok kitap adını bulabilirsiniz.

 

Yeniden bu doğrultuda bir kitaplık oluşturabilirsiniz.

 

***

 

KURTARICI ararken, bu eksiğinizi tek insanda yoğunlaştırmak yerine, gerçek kurtarıcının kitaplar olduğunu bir kez daha hatırlatmak istedim.

 

Haberin Devamı

(*) Edebiyatın İyileştirici Gücü, Tuğçe Isıyel, sabitfikir, Temmuz 2016.

Yazarın Tüm Yazıları