Paylaş
CUMARTESİ sabahı Fatma Tülin'in Teşvikiye'de Urart Sanat Galerisi'ndeki Saplantı Çekirdeği sergisine gittim.
Resim serüvenini bildiğim bir ressamla, değişim çizgisi üstüne tartışıyoruz. İçeriye bir hanım girdi. Sanat tarihi öğrenimi yapmış, bu konuda öğrenci yetiştirmiş biri.
Resimler üzerine gerçekten doğru yorumlar yaptıktan sonra, günün saplantısına değindi:
‘‘Ekonomik kriz konusunda o kadar çok konuşuluyor, o kadar çok yazılıyor ki, güne güzel başlamak için bu sergiye geldim, gerekli morali ancak bize sanat verebilir’’ dedi.
Fatma Tülin'in sergisi bu açıdan doğru bir seçim. Resimlere bakarken, her şeyin bir çekirdekte başladığını, sonra da değişik ortamlarda, değişik kişiliklerde, değişik zamanlarda farklı bir gelişme gösterdiğini izliyorsunuz.
Nur Nirven bu sergi dolayısıyla ressamla yaptığı söyleşide (Hürriyet Gösteri, Mart 2001) ilgi çekici sorulara ilgi çekici cevaplar almış.
Bakın ne diyor ressam:
‘‘Yirmi beş yıldan beri ilk kez bir sergiye ad verdim ve yine ilk kez resimlerimle ilgili bir yazı yazdım.
Şeftali çekirdeği 25 yıldır, gözümü, ruhumu, aklımı kurcalıyor.
Evrenin ortası, evrenin sonu, yaşam tohumu, ilk ses, ilk kıpırtı, içimizdeki iyi çekirdek, içimizdeki hain çekirdek... Ben bir şeftali çekirdeğine dönüşmek istiyorum.’’
RESİMLERE elbette önce resim, diye bakacaksınız ama görselliğin ötesindeki düşünsel yanı fark edeceksiniz. Saplantı Çekirdeği'ndeki tabloları gezerken, desenin, rengin ardındaki çağrışımları yakalamaya çalıştım.
Çekirdek nesnesinin çevresinde dolanıp, hepimiz hayatımız üzerine düşünebiliriz, sanat ve yaşam üzerine bir felsefeye dalıp gidebiliriz. Günlük bir felsefeye, yarını da etkileyebilecek. Aynı tema üzerine çalışıldığından, her tablo aynılık içinde başkalaşımı müjdeliyor. Ayrıntı daima tematik çalışmalarda daha zengindir.
Tablonun karşısındayken bir resme bakmakla yetinemiyorsunuz; çünkü göndermelerle hem bakış açısınızı genişletiyor hem de kendi dünyanızla sanatçının dünyası arasında bağlantılar kuruyorsunuz. Sanatın önemli bir işlevi de bu değil mi?
‘‘İlk kez üç boyutlu çalıştım’’ diyor Fatma Tülin.
Sanatçı noktasız kişidir, edebiyatçı eserini gelecek eserine kadar geçici olarak noktalar, ressam da tuvaline fırçayla o anın noktasını koyar. Fatma Tülin bunu hissettiriyor.
Bronz heykelcikleri çok beğendim, o formda ürünlerin bir odanın tekdüzeliğini değiştireceği kanısındayım. Ressam plastisitesini de unutmamış, fırça ardı etmemiş.
* * *
FATMA TÜLİN'in sergisini gezin. Resim, hayat, evren resme nasıl yansır onu görün.
Ayrıca Saplantı Çekirdeği kavramında bunlar üzerine çağrışım katsayınızı artırın.
Paylaş