BİR sanat, edebiyat dergisinin kapanması, okuruna, yazarına veda etmesi bana hüzün verir.
Genel Yayın Yönetmeni Gülenay Börekçi, "Hoşça kalın..." yazısında, beni duygulandıran teşekkür buketi sunuyor herkese:
"Edebiyat dergilerinin değişmez kaderidir bizde; günün birinde ’kapanırlar’. Hepimiz Picus için durum farklı sanmıştık ama ne yazık ki öyle olmadı. Şimdi elinizde son sayımızı tutuyorsunuz. Sebepleri üzerinde durmak gereksiz. Zaten herkes üç aşağı beş yukarı biliyor bunları; giderek artan haksız rekabet koşulları, büyük yayın kuruluşlarının dergi fiyatlarını aşağı çekmesi yüzünden zor durumda kalan yayıncılar, vesaire, vesaire...
Bunların hepsini bir kenara bırakalım. Hem insan sevdiklerinden ayrılırken lüzumsuz gevezelikler etmez, bunun yerine yeniden kavuşulacak günün hayaliyle kucaklar onları. Ben veda yazımın da böyle bir kucaklama olduğunu düşünmek ve bir de Picus’u seven ve destekleyen herkese teşekkür etmek istiyorum."
Ben de, bize iyi bir dergi sundukları için teşekkür ediyorum.
* * *
PİCUS üç yıldır her ay bize, özgün buluşlarıyla, edebiyat dünyasından kişiler ile sanat dünyasının değişik türlerinden ünlü adlarını buluşturup yaptırdığı söyleşileriyle de merakla beklediğim bir dergiydi.
Bunca dergi arasında kendine bir kişilik bulmuştu. Derginin ilk yayın yönetmeni arkadaşım rahmetli Berran Tözer, ona özgün bir kimlik kazandırmıştı.
Picus’un veda sayısının kapağında, değişik sayıların kapaklarından yapılmış bir kolajın içinde, bir bitişi, noktalanışı özetleyen tek cümle:
"Hoşça kalın..."
Benim gibi dergi okurları, çok kolay alışkanlık kazanırlar. Her ay vitrinlerde, tezgáhlarda onu ararlar. Geciktiğinde sorarlar.
Picus’un kapağına da çıkan bazı söyleşilerden seçmeleri anımsatayım mı? Belki geçmiş sayıları arşivinizde bulundurmak istersiniz.
Selim İleri ve Yıldız Kenter, Elif Şafak ve Murat Belge, Sumru Yavrucuk ve Kürşat Başar.
Okurlarına veda eden derginin son sayısında dikkatimi çeken bazı yazıları salık vereyim.
Sedat İmza’nın, yazarın bir tarih süreci içindeki değişen sorumluluğu konusundaki "Entelektüel sorumluluğu ve öteki Orhan" yazısı, Esen Tezel B.’nin hazırladığı "Notadan harfe..." başlıklı dosyada; müzikle ilgili kitapları üzerine bestecilerin, yayımcıların bu konudaki düşüncelerini yansıtıyor.
İlhan Usmanbaş’ın yanıtından bir bölüm, okumama gerçeğini belirtiyor:
"Genelde okur yazarımız müziğe bir eğlence, vakit geçirme, bir duygulanma aracı olarak bakar. Bu yönüyle ele alınan bir sanatın yazıya dökülüp üzerinde fikir yürütme gibi bir desteğe gereksinimi olmaz."