Paylaş
İZMİRLİ olup da imbatın esintisini hissetmeyen yoktur. Yazarlar bu esintide yaratırlar.
Tarık Dursun K.’nın çok sevdiğim öykülerinden ‘İmbatla Dol Kalbim!’ şöyle biter:
“Tam o sıraydı, sırtımızda ince bir serinlik duyduk. Ensemizden, şakaklarımızdan dolanıp boynumuza da inen ter kurumaya başladı. Saçlarımız dalgalandı, kaşlarımız gerildi. Durmuş sandığımız yüreğimizin gürültüsü kulaklarımıza vurdu. Sustuk.
‘Yaşasın imbat!’ diye bağırdı atletli adam.
‘Hey çocuklar imbat çıktı, imbat çıktı!’
İlk kez pencereye gelip duran o genç kadın, Kerim’in kucağına doğru mosmor bir sardunya savurdu. Kerim havadayken yakaladı çiçeği, acı kokusu imbatla çevremizi sardı. İçimize çektik. Sahiden imbatlı sardunyaydı.”
Tarık Dursun K.’nın öykülerini yeniden okumaya başladım. Yineleyelim. İyi yazarlar, değişik dönemlerde, yaşlarda yeniden okunmalıdır. Öykünün yalın dilinin Ömer Seyfettin’den başlayıp nice ustaların öykülerine uğrayıp Sait Faik Abasıyanık’ta kıvamını bulan öyküleri özümseyip o kulvarda iyi öyküler yazan bir usta. Edebiyatın yapmacık söz sanatlarından arındırılmış bir yazı stili.
Öyküleri iki ciltte toplandı:
‘Karanfil Hikâye’.
‘Gönlümün Bir Parçası’.
Birinci cilt ‘Hasangiller’le başlıyor ‘Bahriyeli Çocuk’la bitiyor.
İkinci cilt ‘İmbatla Dol Kalbim!’le başlıyor ‘Hepsi Hikâye’ bölümü ile son buluyor.
Öykülerinde, çiçeklerin adı geçer, sanki o ânın vazgeçilmez kokusudur.
Yazdığı türleri sıraladığınızda, birçok türü içeren bir liste çıkar:
Roman, deneme, senaryo, çocuk romanı, gezi...
Gezi yazılarında kentleri kokularıyla anlatır.
Kitapta yer alan kentlerin bazılarını gördüm, onları okuyunca neredeyse kokusunu duymaya başladım.
‘Üsküp: Ihlamur Çiçeklerinin Altında’ bunlardan biri.
* * *
MEHMET ATİLLA’nın Romanlarıyla Tarık Dursun K. incelemesinde; onun, kişilerini bir bütüncül anlayış içinde yorumlandığını belirtir: “Tarık Dursun’un romanları öyküleriyle biraz da akrabadır aslında.”
Romancı kimlerden yararlandığını söyler bir yazısında.
Orhan Kemal ve Sait Faik’in adını anar ama Memduh Şevket Esendal’a verdiği öncülüğü özellikle vurgular:
“Benim bugüne gelmemde, gelişmemde en büyük katkı Orhan Kemal’indir. Sonra benim baştacı ettiğim yakın dostluğumuz da olmasına rağmen Orhan Kemal’in de, Sait Faik’in de önüne aldığım Memduh Şevket Esendal var.”
Sinemayla da ilgisi olan Tarık Dursun K.’nın ‘36 Kısım Tekmili Birden’i öyküleri içinde bir değişik lezzeti taşır.
Çocukluğumda, gençliğimde sinemaların renkli afişlerinde, 36 Kısım Tekmili Birden yazılırdı. Uzun filmler için kullanılırdı bu söz.
Hangi filmlerin üzerine yazılan öyküler olduğunu sıralayayım: Kamelyalı Kadın, Ben Bir Pranga Kaçağıyım, Maceralar Kralı, Unutulmaz Şarkı, Venedik Tatili, Gungadin, Silahlara Veda, Mahcup Delikanlı, Üç Silahşörler, Vahşi Koşu, Vadim O Kadar Yeşildi ki..., The End.
Bu filmleri izlemiş olun ya da olmayın fark etmez, ama mutlaka bu öyküleri okuyun.
* * *
SEVGİLİ dostum Tarık, anılarımda ve kitaplarda ölümsüzlüğünü sürdürecek.
Paylaş