Nâzım’a farklı bakışlar

İstanbul Şairi Nâzım Hikmet Hoş Geldin, Türk şiirinin uluslararası ustası Nâzım Hikmet’i çeşitli yönleriyle tanıtan bir kitap. Türk edebiyatının tanınmış adları, Nâzım Hikmet’i inceleme, eleştiri merceği altına getirip, edebiyatçılığını tüm yönleriyle irdeliyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı bu tür kitapların edebiyat kitaplığımız için önem taşıdığını belirtmeliyim.
Çünkü, önemli yazarlar hakkında diğer yazarların veya araştırmacıların, edebiyat tarihçilerinin, eleştirmenlerin yazdıkları kitaplar, bir kişinin tanıtıcı notları niteliğini aşmıyor. Tek yanlı bir yazar portresi çıkıyor ortaya.
Oysa Türk edebiyatının tanınmış adlarının, yazarları değişik yönleriyle yazması, çoğulcu bir yaklaşımı sağlıyor.
Değişik yazarların toplandığı kitabın başında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın bir Önsöz’ü var.
Kitabın editörü Kıymet Coşkun’un Sunuş’unda Aziz Nesin’in yorumunu okuyoruz:
“Yıllar önce Nâzım Hikmet için düzenlenen bir toplantının açılış konuşmasında değerli yazar Aziz Nesin, Rus edebiyatının 19. yüzyılda vardığı noktayı açıklayan dönemin büyük Rus yazarı Dostoyevski’den bir alıntı yapıyordu:’Biz Gogol’un paltosundan çıktık.’ Aziz Nesin de 20. yüzyılın yazar ve şairlerine:’Biz hepimiz Nâzım Hikmet’in soluğundan çıktık. Nâzım Hikmet’in şiirine karşı koyanlar da, taklit edenler de, etkisinde kalanlar da Nâzım Hikmet’in soluğundan yararlanarak, ondan soluklanarak ortaya çıktılar’ diyordu.”
Yazarların ve konuların listesi şöyle:
Nâzım Hikmet / Kronolojik Yaşam öyküsü - Kıymet Coşkun, Nâzım Hikmet’in Şiirine ve Düzyazılarına Toplu Bakış - Alpay Kabacalı, Nâzım Hikmet Şiirinin Evreleri - Turgay Fişekçi, Nâzım Hikmet’in Cezaevi Mektuplarında Şiirle İlgili Açıklamaları - Konur Ertop, Nâzım Hikmet’i Anlatı Olarak Okumak - Füsun Akatlı, Düzyazıdan Şiire - Doğan Hızlan, Bir Senfonik Şiir Örneği Olarak Saman Sarısı - Ataol Behramoğlu, Nâzım Hikmet: Bir Ulusun Senaryosu - Mutlu Konuk, Şiirinde İstanbul Hasreti - Kıymet Coşkun, Nâzım Hikmet’in Düzyazı Dünyası ve Romancılığı - Feridun Andaç, Yaşanmış Bir Politik Roman: Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim - Semih Gümüş, Sinemanın Tutsak Adamı “Nâzım” - Oğuz Makal, Nâzım Tiyatrosu’nda Anadolu’dan İnsan Manzaraları - Ayşegül Yüksel, Nâzım Hikmet’in ve Berthold Brecht’in Oyunlarında Benlik Yitimi ve Olumsuz Dönüşüm - Zehra İpşiroğlu, Sosyalist Bir İnsan Olarak Nâzım Hikmet - Turgay Fişekçi, Nâzım Hikmet’in Sanakçı Kişiliği - Mehmet Aksoy, Nâzım Hikmet’ten Fransa’da Kalanlar - Nedim Gürsel, Rousseau’yle Nâzım - Uğur Kökden, Çeşitli Yönleriyle Nâzım Hikmet - Atilla Coşkun, Danışma Kaynaklarında Nâzım Hikmet - Hasan Keseroğlu.
Kitapta Nâzım Hikmet’in başka bir kitapta bulamayacağınız fotoğrafları da bulunuyor. Onu bilseniz de, okumuş da olsanız, yeniden tanımanız için iyi bir kaynak kitap.
(İstanbul Şairi Nâzım hikmet Hoş Geldin, Ed.: Kıymet Coşkun, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları)

Gelenek-Yenilik Sentezi (Turgay Fişekçi)
1936’da yayımlanan Şeyh Bedreddin Destanı, Nâzım Hikmet şiirinde önemli bir dönüm noktasıdır.
Bedreddin Destanı, şairin 1936 yılına dek geçirdiği bütün deneylerin ve arayışların bir bileşkesi ve en güzel ürünü olarak ortaya çıkar. Halk ve divan şiiri geleneklerinden yalnızca yararlanmakla kalmamış, onları dönüştürerek devrimci içeriğini anlatmada yeni anlatım olanaklarına kavuşmuştur. Son derece yeni bir yapıt olmasına karşın Şeyh Bedreddin okuyanda aynı zamanda klasik bir olgunluğun tadını da duyurur. Bağırıp çağıran şair gitmiş, yerine bir müzikçinin sesleri alabildiğine duyarlı kullanan kulağı gelmiştir. Doğa betimlemelerindeyse gerçekçi bir ressamın yalın renk ve anlatımı görülür. Destan, ideolojiyle sanat yapıtı arasında oluşabilecek mükemmel uyumun da bir örneğidir.
1934 yazında Bursa Cezaevi kitaplığında bulup okuduğu Simavne Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin adlı kitap Nâzım’ı derinden etkilemişti. Altı yüzyıl önce Anadolu’da sosyalist bir düşünceyi gerçekleştirmek için savaşmış insanların olması şaşkınlık vericiydi. Destan’da Nâzım’ın şiir dünyasının büyük bir değişim geçirdiği görülüyordu. Divan şiiriyle halk şiirinin olanaklarından görülmemiş bir başarıyla yararlanmıştı.
Şair, bu kitapla o güne dek denediği bütün biçim araştırmalarının üstüne çıkmış, geleneksel şiirin hece, aruz özellikleriyle serbest nazmı, haykıran ses tonuyla konuşma dilini, lirizmle didaktik anlatımı birleştirip aynı anda, bir arada kullanabildiği büyük bir senteze ulaşmıştır.

Nâzım Hikmet’i Anlatı Olarak Okumak (Füsun Akatlı)
Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Nâzım, hikâye veya roman yazmak isteseydi yazamaz mıydı? Elbet yazabilirdi; yazmıştı da. Ama onun dehası ve büyüklüğü, şiirsel yapıtında kendini ortaya koyar. Lirik olan, imgeyle soluklanan, ritmi ve musikisiyle özgün ve tek kalan bir yapıttır bu (Nâzım’ın bütün şiirlerini kastediyorum “yapıt” derken: Bir “Opus Magnum”).
Nâzım’ın şiiri; epik, lirik ve dramatik ögeleri bir arada barındırmasıyla, her biri bir türün özünü oluşturan bu ögelere yepyeni bir açılım kazandırmış, kendini de en çok böyle zenginleştirmiştir. Epik ögenin varlığı, destan olarak yazılmamış şiirlere de ‘anlatı’nın kimi özelliklerini taşımış, dramatik öge, ilişkilerdeki ve olaylardaki çatışmaları yansıtarak kurgulama işlevine katkıda bulunmuştur. İlkin ‘Benerci Kendini Niçin Öldürdü’den söz edelim. Bu şiir ‘bâb’lar halinde yazılmış ve her bâbın konusu alt başlıklarla belirtilmiştir. Örnekse; Birinci Bap: Bir Genç Adama... Hâkim Heraklit’e... Yıldızlara ve Aşka Dairdir; İkinci Bap: Genç Adamın, Sevgilinin Şahıslarına... Tibet Mabetleri ve Amerikan Filmlerine... Ayın Ondördüne... Genç adamın Esrarengiz Meşgalesine... Ve Nihayet, Müsebbibi Meçhul Bir İhanete Dairdir gibi girizgâhlar yapar şair anlatısının bölümlerine.
Burada doğrudan ‘anlatı’ kavramını kullandım şiir yerine. ‘Benerci’, kısım kısım nesir halinde yazılmış, şiire heyecanlı ve yakıcı bir serüveni söyletmiş bir yapıt.

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ

Prof. Dr. Zeki Tez / İlaç ve Parfümün Sihirli Dünyası / Hayy Kitap
Clive Barker / Muhteşem Gizli Gösteri / Oğlak Yayıncılık
Mehmet Oyan / Mösyö İmam / Doğan Kitap
Virginia Woolf / Bütün Öyküleri / Timaş Yayıncılık
Hürriyet Yaşar / Yazının Gül Dikeni - Fethi Naci’ye Armağan / İthaki
Yazarın Tüm Yazıları