YILBAŞINDA gelen armağan kitaplar benim yeni yıl müjdelerimdir. Armağanın böylesi baş üstüne. Diğerleri insanı tedirgin, reddetme duygusunu tahrik eder.
Kimsenin basmayacağı ciltli, güzel kitaplardan daha iyi armağan ne olabilir.
Gönderilen kitaplarda, tarihin güzellikleri ile güzelliklerin tarihi sayfalara yansıdığında büyülü bir dünyanın vatandaşı olurum.
Balıkçılar, Eczacıbaşı'nın tema albümü.
Her yıl bu ajandayı merakla beklerim. Çünkü değişik temaların, değişik fotoğrafçıların objektifinden görüntüler, zaman zaman bende bir şiiri, bir öyküyü çağrıştırır.
Öylesine ki Halikarnas Balıkçısı'ndan Sait Faik Abasıyanık'a, Zeyyat Selimoğlu'ya kadar denizin tuzunu, tadını bilen her ustadan, birer satır düşmek isterdim fotoğrafların altına.
Ali Pasiner'in Sunu'sundan bir cümle mutlaka almalı; balıkçının dünyasını kim o kadar güzel anlatabilir ki:
‘‘Çeşit çeşit tekneleri, alamatra ve kancabaşları, ağları, dalyanları, palamutları, çirozları, balık tezgáhlarını görüntülemiş ve kitabın her sayfasında ayrı bir öykü yaşatmışlar. Kültürümüzün bir parçası sayılabilicek ve kaybolmaya yüz tutan bazı değerlerin bu kitapta ustaca bir araya getirilmesi yarınlar için çok zengin bir kaynak oluşturuyor.’’
DERİNİN ÖYKÜSÜNÜ KİM MERAK ETMEZ Kİ?
ORJİN antetli bir dosya káğıdı (A 4 demekten pek hoşlanmıyorum), güzel bir kitabın içinde ve altında iki imza:
Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım.
Beni etkileyen, kitabı okumaya çeken ilk cümle:
‘‘Size sunmaktan gurur duyduğumuz Derinin Anadolu'da Bin Yıllık Öyküsü adlı eser, dericiliğin ilginç serüvenini geçmişten günümüze kadar belgelemek tutkusundan yola çıkılarak hazırlanmıştır.’’
Orjin deri konfeksiyon sanayiinin önünden hemen hemen her gün gazeteye giderken geçiyorum.
Uğraştıkları işle ilgili kitap yayınlayanları kutlamak gelir içimden. Çünkü onları bir görevleri sayarım ben.
Derinin Anadolu'da Bin Yıllık Öyküsü'nü iki güvenilir, uzman ad hazırlamış:
Necdet Sakaoğlu-Nuri Akbayar.
Böyle kitaplara emeği geçenlerin listesini vermemek, emeği eksik bırakmaktır.
Kitabın, Osmanlılara kadarki birinci ve ikinci bölümleri Necdet Sakaoğlu tarafından kaleme alınmış; Osmanlı ve cumhuriyet dönemlerini içeren üçüncü ve dördüncü bölümleri de Nuri Akbayar hazırlamıştır. Hasan Yelmen'in belgesel yazısını da unutmayalım.
İnsanların deriyle ilişkileri çok önce başlamış, hálá da devam ediyor.
İran'dan turan'dan deri öyküleri bölümü, tarihle edebiyatın lezzet buluşmasına dönüşmüş.
Türklerin deri sanayiine yaptığı hizmetleri de okuyabilirsiniz, iftiharla.