UĞUR CEBECİ’nin hazırladığı Kokpit sayfasında (Hürriyet Pazar, 2 Temmuz 2006) okudum. Haberin başlığı şu:
"BA’dan bagaj devrimi"
"İngiliz Havayolları - British Airways (BA), bagaj kilo limitleri ve bavul sayısına yeni bir bakış getirdi.
5 Temmuz’dan itibaren yolcular kabine en fazla 56 cm boyunda, 45 cm eninde ve 25 cm derinliğinde çanta ile bir el çantası veya dizüstü bilgisayar çantası alabilecek. 11 Ekim’den sonra yolcuların bavul ağırlığı da 23 kilogramı geçmeyecek, iki bavuldan fazlaya müsaade edilmeyecek."
Sabah sabah, bir dostuma bu uygulamadan memnun kaldığımı söylediğimde, "Yahu," dedi, "sen kendinle çelişiyorsun.Senin kaç bavulla seyahat ettiğini bütün dostların bilir, bu devrime en çok senin karşı çıkman lazım."
Onunla biz Shakespeare’in Prospero ile Caliban’ı gibiyiz.
Bir tatil sabahı beni sinirlendiren konuşmasına devam etti.
"Sen Thomas Mann’ın Venedik’te Ölüm’ünün kahramanı Gustav von Aschenbach gibisin, senin arkandan eşyan ancak bir vaporetto (*) ile gelebilir."
* * *
SÖYLENENDE gerçeklik payı yüksek. Bir günlük yolculuk için kocaman bir bavul götürürüm. İçinde giyemeyeceğim kadar elbise, çorap, gömlek, pijama bulunur.
Mithat Koleksiyon’un valiz hazırlama kılavuzunu okudum ama bir türlü uygulayamadım.
Uçak içindeki çantaların ölçülerinin belirlenmesine çok sevindim. Bagajla uğraşmasınlar diye, bazı yolcuların yanındaki çantalar neredeyse bagaj bavullarının iki misli.
İçeri ahlaya puflaya giriyorlar, bir yandan kendileri bir yandan hostes koltukların üstündeki yere sığdırmak için bütün güçleriyle abanıyorlar. Onların oradan alınması daha da büyük bir korku. Ben uçak inince tepegöz olurum, üstüme küçük (!) el çantalarından biri düşmesin diye.
Benim de bu duruma karşı çözümlerim var.
İki üç elbiseyi üst üste giyeceğim. Gerçi görünüşüm tekstilci çıraklarını andıracak ama ne yapalım? Onlar da atölyeden atölyeye giderken, iki üç paltoyu üst üste giyerler .
Acaba en iyisi seyahate çıkmamak mı? Canım benim yüküm çok değil ki! Kalemler, kartuşlar, yedekler, CD’ler, papyonlar, pantolon askıları... Umudum, benimle birlikte gelen, seyahat etme tekniğini bilen arkadaşların bavulları. Eksiklerini ben tamamlarım.
Geziye çıkabilecek insan tipleri farklı mıdır?
Herhalde. Mehmet Yaşin’in bana anlattıklarını CNN Türk’te dinleyenler, bence 23 kilogram limitine bile ulaşamazlar. Dostumun bir önerisini katılıyorum, artık bavullara birer çip konulmalı, bu bize kilogramı göstermeli. Çantacılar da bu ölçülere göre çanta üretmeli.
Şimdi magazin haberlerinde şu tip haberlere de rastlayamayacağım.
Değerli manken, ünlü sanatçı 30 bavulla döndü gibi.
Gene muhalif dostum, yazımın düzenini bozacak bir saptama yaptı.
Ona göre, "Bazı havayolu şirketleri, biz vatandaşın taşıma özgürlüğüne müdahale etmiyoruz," diye reklam kampanyası açacaklar.
* * *
SEYAHAT benim için her zaman sorun olmuştur. Bundan sonra durum daha da vahim.
Vaporetto: Özellikle Venedik’te kanalda yolcu ve yük taşıyan vapurcuk.