Paylaş
Sivas’ta Madımak’ta yakılan aydınların anısına düzenlenen sergi Unutmamak adını taşıyor. 35 sanatçının yapıtı bu sergide yer alıyor. Kimler bunlar:
Adnan Çoker, Ara Güler, Devrim Erbil, Mehmet Güleryüz, Tomur Atagök, Süleyman Saim Tekcan, İpek Düben, Komet, Seyhun Topuz, Utku Varlık, Meriç Hızal, Ferit Özşen, Halil Akdeniz, Adem Genç, Koray Ariş, Mustafa Ata, Zahit Büyükişleyen, Mustafa Altıntaş, Balkan Naci İslimyeli, Hanefi Yeter, Tülin Onat, Osman Dinç, Şenol Yorozlu, Yusuf Taktak, Bünyamin Özgültekin, Nedret Sekban, Aydın Ayan, Mehmet Günyeli, Bubi, Ahmet Oran, Mithat Şen, Bedri Baykam, İrfan Okan, Mustafa Karyağdı, Seçkin Pirim.
Eserlerin önemli bir özelliği var... Bütün sanatçılar, yapıtlarının bir bölümünü yaktılar. Bir dönemin “sanatta özkıyım” anlayışı kadar, bize yananların acısını anımsatıyorlar, unutmayalım diye ortaya çok saygın, sanatçıya yakışır bir tavır koyuyorlar. Sergi kataloğunda bu yakma eylemlerinin fotoğraflarını da görebiliyorsunuz.
Sanatçıların yapıtlarının yanı sıra, o yangından fotoğraflar, Madımak’ı, bu büyük insanlık ayıbını, belleklerimizde bütün tazeliğiyle korumamız gerektiğini gösteriyor. Ayrıca ölenlerin de fotoğrafları panoya konulmuş.
Ben her kıyımın ancak sanat ve sanatçılar aracılığıyla etkisini sürdüreceğine inanırım. Sergide yer alan yapıtlar daha sonra, bir müzeye konulacak. Sürekli bunları görebilme olanağı böylece sağlanmış olacak.
* * *
SERGİ kataloğunun başında Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın Unutmamak İçin başlıklı yazısı var.
Sergiyi oluşturan, bu projenin fikir sahibi Bubi’nin Unutmamak Müzesi yazısından, serginin amacını özetleyen bölümü aldım yazıma: “Unutmamak Müzesi” projesi öncelikle bir toplumsal projedir. Amacı da toplumsal farklılıklara saygının pekiştirilmesine, ötekileştirmenin sınırlarını daraltarak özgürlüklerin önünü açma çabalarına katkıda bulunmaktır...
Yalçın Sadak’ın Sivas’ta Dağlanan Canlar yazısı, serginin önemine değiniyor.
Sonunda Kaybettiklerimiz başlığı altında, yakılanların fotoğraflarını görebilir, kısa biyografilerini okuyabilirsiniz.
* * *
BU sergiyi mutlaka görmelisiniz. Unutmamak için!
ÖNEMLİ BİR ÖZÜR:
Leyla Gencer Opera ve Kültür Merkezi hakkındaki yazımda bir unutkanlık için özür dilerim. Yazıda en önemli bilgiyi, mimarın adını yazmamıştım...
Bu önemli binanın mimarı Cemal Mutlu.
Mutlu’dan, binanın mimari özelliklerine dair aldığım ilave bilgileri okurlarımla paylaşıyorum:
Yapının bitişiğindeki yaya yolu ve park alanı yapı parseli ile birleştirilmiş, böylece kentsel dokuda, insanların sosyalleşebilmesi için elzem olan bir meydan/alan yaratılmıştır.
Binanın giriş cephesi üzerindeki büyük ekran, sahnede gerçekleşen faaliyetleri anında yansıtma olanağına sahiptir. Böylece sanat kapalı kapılar ardında kalmaktan kurtulmuş, halka gerçek anlamda açılmış olur. Ayrıca bedelini ödeyemeyen, herhangi bir nedenle bu kültüre uzak kalmış olan, yabancılaşmamış/dışlanmamış olacaktır.
Yapı, meydan cephesindeki açık yürüyüş rampaları ile meydandaki hareketliliği üçüncü boyuta taşıma ve bağlantılı olduğu katlardan da meydana ulaşma olanağı sağlamaktadır. Meydanda geçekleşecek faaliyetler buradan izlenebilir veya kendi bir gösteri platformuna dönüşebilir.
Son olarak metal dikmeli rampa, hemen arkasındaki taş yüzey, iç fuaye duvarı üzerinde, güneşin zaman içindeki hareketi ve altındaki havuzun yansımaları ile oluşan, bir ışık gölge dansı/oyunu yaratmayı amaçlamaktadır.
Paylaş